Google Play Store
App Store

İstanbul Barosu yönetimi dün hâkim karşısına çıktı. Silivri’de gerçekleşen duruşmada savunma yapan Baro Başkanı Kaboğlu, “Bu iddianame bir hukuk metni değil, keyfiliğin belgesidir” diye konuştu.

Keyfiliğin belgesi
Dava öncesi yapılan açıklamada ‘‘Baro itibarsızlaştırılamaz’’ mesajı verilmişti. (Fotoğraf: BirGün)

Haber Merkezi

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve baro yönetim kurulu üyeleri hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması Silivri’deki Marmara Cezaevi Yerleşkesi karşısında bulunan 1 No’lu Duruşma Salonu’nda görüldü.

Dava, İstanbul Barosu’nun gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Rojava’da düzenlenen bir SİHA saldırısında hayatını kaybetmesine ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmesini talep ettiği ve Şişhane Meydanı’nda gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunduğu açıklama nedeniyle açıldı.

Duruşmaya Türkiye’nin çeşitli illerinden baro başkanları ve avukatların yanı sıra, yurtdışından gelen hukukçular, baro temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları yoğun katılım gösterdi.

EPÖZDEMİR'E ALKIŞLAR

Davada yargılanan isimler arasında İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu’nun yanı sıra, Baro Başkan Yardımcısı Rukiye Leyla Süren, Genel Sekreter Hürrem Sönmez, Baro Saymanı Ahmet Ergin ile yönetim kurulu üyeleri Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekim Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar bulunuyor.

İstanbul Barosu Başkanı ve baro yönetimi, duruşma salonuna alkışlar eşliğinde girdi. Başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Fırat Epözdemir de duruşmaya cezaevinden getirilerek katıldı. Epözdemir’in salona girişi sırasında salondakiler uzun süre alkış tuttu.

Davada Kaboğlu ve 10 baro yönetim kurulu üyesi için ‘basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlarından 12’şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

AVUKAT ÖZGÜR OLMALI

Savunmasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamayı yorumlarken terör örgütü, övgü, aleni yayma gibi ifadelerle metne olmayan anlamlar yüklediğini belirten Kaboğlu, bunun açık bir niyet okuma olduğunu söyledi. Fezlekenin delillere değil varsayımlara dayandığını ifade eden Kaboğlu, “Hukuk, niyet okuma değil, nesnel öğelere dayanır. Bu iddianame bir hukuk metni değil, keyfiliğin belgesidir” dedi.

İbrahim Kaboğlu savunmasında şu ifadeleri kullandı: ‘‘İstanbul başsavcılığı görev ve yetkisini, İstanbul Barosu mensuplarını hedef haline getirmekle, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmak ve korumakla yükümlü bir kurumun yöneticilerinin yaşam hakkını tehdit etme eşiğinde kötüye kullanmıştır. 67 bin avukatı bağrında barındıran bir kurumun temsilcisi olarak şahsım ve terör arasında bağlantı kurmak, kişiliğime yöneltilen en büyük hakarettir. Baroyu itibarsızlaştırmayı ve etkisiz kılmayı amaçlayan bu dava  süreci, adil yargılanma hakkına, haliyle bütün yurttaşların hak ve özgürlüklerine zarar vermiş bulunmaktadır. Bu bakımdan yargı kararı yaşamsaldır. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ihtiyacı  ve ‘hukuk yoluyla demokrasi’ dir. İstanbul Barosu’nun çabası da, dün olduğu gibi bugün ve yarın da, hukuku etkili kılmak gereği üzerinde yoğunlaştı, yoğunlaşmakta ve yoğunlaşacak. Avukat özgür değilse, barolar bağımsız değilse adalet gerçekleşemez.’’  Duruşmaya bugün devam edilecek.