Cumhuriyet mi, monarşi mi?

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” söylemi ile “demokratik hukuk devleti” inşası için Anayasa değişikliği hedefini öne çıkaran partiler, son aylarda ‘anayasa gündemi’ oluşturmaya başladı. Buna karşılık, Cumhur İttifakı ortakları ve savunucuları, 2017 Değişikliği ile kurdukları ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi (CBHS) adını verdikleri “tek kişi yönetimi” safında kenetlendi. Öyle ki, “Anayasa sayfası kapandı artık” sözleriyle, “anayasa gündemi”nden duydukları rahatsızlığı sürekli dile getirdi.

Ne var ki, “şimdi anayasa vakti” sözleri, 1 Şubat 2021 Pazartesi akşamı bir anda “çifte veya paralel anayasa gündemi” oluştu.

100. YIL YOLUNDA DERIN AYRIŞMA…

Ayrışmalar, maddi (içerik) ve yöntem (şekli) bakımından söz konusu.

İçerik olarak; güçlendirilmiş parlamenter sistem (GPS) savunucusu partiler, anayasal denge ve denetim düzenekleri eşliğinde hesap verebilir bir yönetimi savunuyor. Buna karşılık, “sivil anayasa” önerisinde bulunan Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı, Saray’da bir “bilim kurulu” oluşturmak suretiyle anayasa çalışmalarına başlattığını açıkladı.

Yöntem olarak; GPS savunucuları, anayasa değişikliği ile yetinirken; CBHS savunucuları, Anayasa’yı tümden yenileme savı ile yola çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına doğru, siyasal ve anayasal ayrışma derinleşiyor. Ayrışma, özetle, ‘demokratik Cumhuriyet’ ve ‘tek kişi yönetimi’ (monokrasi veya monarşi) yanlıları arasında ortaya çıkmış bulunuyor.

-Demokratik Cumhuriyet: GPS savunucularının, yürürlükteki Anayasa hükümlerini “insan haklarına dayanan laik ve demokratik sosyal hukuk devleti” ekseninde değiştirme arayışında.

-Tek kişi yönetimi: CBHS adı altında, “parti başkanlığı yoluyla tek kişi yönetimi”ni pekiştirme çabasında.

Kısacası Türkiye, 2023’e çifte seçim gündemi ve çifte anayasa gündemi ile yol alıyor.

-Çifte seçim; TBMM seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılacak.

-Çifte anayasa; seçim gündemine iki ayrı anayasa arayışı damgasını vuracak.

Haziran 2023’te seçimi demokratik muhalefet kazanırsa, Cumhuriyet’in 100. Yılı, “demokratik Cumhuriyet” anlayışı ve Anayasasına dönüş ruhu ile kutlanacak; tersine, seçimleri eğer Cumhur ittifakı kazanırsa, Cumhuriyet kutlamalarına “monarşi”, yani “tek kişi yönetimini pekiştirecek Anayasa yolu damgasını vuracak. Bu konuyu işlemeyi sürdüreceğim.

DR. ÖMER FARUK GERGERLIOĞLU VE “DARBECI AKP”

Vekilliği, tıpkı 4 Haziran 2020’de E. Berberoğlu gibi düşürülen Gergerlioğlu’na reva görülen muamele, sadece Anayasa’nın ve hukukun açıkça ihlali değil, aynı çatı altında görev yapan bir milletvekili olarak utanç verici. Kısaca belirtecek olursam;

İfade özgürlüğü nedeniyle yargılandı;

Milletvekili seçildiği halde yargılama durdurulmadı,

Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu; yargılama süreci devam ediyor;

Ama TBMM Başkanlığı, madde 84/2 gereği, “kesin hüküm giyme” kuralını uyguladı. Oysa dosya AYM önünde…

Böylece, Anayasa’yı uygulamakla yükümlü olan yasama organının kendisi Anayasa’yı ihlal etti.

Bu Anayasa dışı yaptırım sadece Ömer Faruk Beye değil, Anayasa Mahkemesi’ne ve TBMM’ye de uygulandı; dahası, seçmenlere uygulandı.

YAZIKLAR OLSUN

17 Mart Çarşamba saat 17.00 itibari ile, Gergerlioğlu ve HDP’li vekiller, “darbeci AKP” sloganları eşliğinde Genel Kurul’da eylemlerini sürdürmekte.

Keşke direniş bu denli sınırlı sayıda vekille sınırlı kalmasaydı!

Anayasa andı içmiş olan kişiler, Anayasa katliamı karşısında daha cesur olabilmeli idik; en azından CHP olarak.

Bu satırları çatarken, AKP’li İdare Amiri, zor yoluyla Gergerlioğlu’nu salondan çıkarmaya çalışıyordu…

Yazıklar olsun!

BILGI/DAYANIŞMA/EYLEM

E. Berberoğlu’dan sonra Gergerlioğlu’nun maruz kaldığı muamele, doğru bilgi ile hukuk yolunda dayanışma ve eylem halkalarını genişletme gereği bir kez daha teyit edilmiş oldu.

Aksi halde, her geçen gün, çok daha büyük hukuksuzluklar karşısında “bu kadarı olamaz!” demek durumunda kalacağız..