Antep’te banka hesabına gönderilen parayı ‘sakıncalı TC’ denilerek çekemeyen KHK’li öğretmene ilişkin değerlendirme yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan, emekçilerin yaşamlarının kâbusa dönüştüğünü söyledi. Hukukçu Atilla Kart ise kişilerin banka hesabına getirilen kısıtlamanın açıklaması olamayacağını belirtti

KHK’lilere sakıncalı insan damgası

DiLAN ESEN dilanesen@birgun.net

Kanun hükmünde kararnamelerle (KHK), işlerinden ihraç edilen binlerce kamu görevlisine yönelik hak ihlali ve ayrımcı bir tutum yürütülüyor. KHK’li çok sayıda insanı aç bırakacak, iş bulmasını hatta yaşamasını engelleyecek çok sayıda uygulama kamuoyuna yansıyor. Geçen günlerde Antep’te adına gelen havaleyi almak için banka şubesine giden Şahinbey Ortaokulu’nda öğretmenlik yaparken 675 Sayılı KHK’yle ihraç edilen Eğitim Sen üyesi Suzan Uzpak’a, ‘Yasaklı TC’ uyarısı verilerek ödeme yapılmadı. Uzpak, ancak tepkilerin ardından parasını alabildi.

Konuyu BirGün’e değerlendiren Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, eğitim ve bilim emekçilerinin sadece işlerinin ellerinden alınmadığını, yaşamlarının kâbusa dönüştürülüp açlığa mahkûm edildiklerini söyledi. Eski CHP Milletvekili ve hukukçu Atilla Kart ise kişilerin banka hesaplarına herhangi bir şerhin düşürülmesinin açıklaması olamayacağının altını çizdi.


khk-lilere-sakincali-insan-damgasi-670014-1.HAKSIZLIĞIN BOYUTU ORTAYA ÇIKTI

OHAL sürecinde ihraç edilen eğitim ve bilim emekçilerinin ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldığına değinen Aydoğan, 53 kişinin yaşadıkları haksızlığa dayanamayarak intihar ettiğini de anımsattı. Aydoğan, şu ifadeleri kullandı: “İhraç kararları ile arkadaşlarımız ‘sakıncalı’ ilan edilerek farklı işlerde çalışma hakları ellerinden alındı, ihraç edilen arkadaşlarımızın ve birinci derece yakınlarının pasaportlarına el konuldu ve yurtdışı çıkış yasağı getirildi, özellikle çocukları yurtdışında eğitim alanlar açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurdu, eğitim, sağlık hakları ellerinden alındı.”

Aydoğan, kamu emekçilerinin kendilerinin ve ailelerinin yaşamlarının adeta bir kâbusa dönüştürüldüğünü ve açlığa mahkûm edildiklerini belirtti. Aydoğan, şunları söyledi: “Gelen havaleyi bankadan çekememenin, kaza yapıp kaskodan para alamamanın, ‘sakıncalı’ diye işe alınmamanın, yurt dışına çıkamamanın, yıllarca OHAL komisyonu kararı beklemenin adıdır KHK’li olmak. Son arkadaşımız da geri dönünceye kadar dayanışmaya da, mücadeleye de devam edeceğiz.”

khk-lilere-sakincali-insan-damgasi-670015-1.ANAYASAL BİR GEREKÇESİ OLAMAZ

Konuya ilişkin ‘terörün’ finansmanına dair bir iddia ya da soruşturma olmadığını belirten hukukçu Atilla Kart ise “Böyle bir soruşturma olmadığına göre burada kişilerin banka hesapları ya da nüfus kayıtlarına herhangi bir şerhin düşürülmesi, kısıtlamanın getirilmesinin hiçbir açıklaması olamaz. Bunun yasal veya Anayasal bir dayanağı olmaz. Siyasi iktidar olarak o kişinin özel hukukuna, yaşam, maddi ve manevi haklarına müdahale ediyorsunuz” diye konuştu.

KANUNSUZ TALİMATLARLA YÖNETİLİYOR

OHAL döneminde bile yapılamayacak bir ihlalin söz konusu olduğunun altını çizen Kart, şu ifadeleri kullandı: “Normal hukuk düzeninin olduğu varsayılan bir dönemde Anayasa’nın 15 ve 15/2’nci maddesinin ayaklar altına alındığı bir dönemi yaşıyoruz. Maalesef yaşadığımız bu noktada Türkiye ‘kanunsuz emir ve talimatlarla’ yönetilen bir noktaya geldi. Temel hak ve özgürlüklerin de istihbari notlarla ve keyfi olarak ihlal edildiği hale geldi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasal kurumları işlevini kaybetti. Artık Cumhurbaşkanı’nın kanunsuz emir ve talimatıyla yönetilen bir ülke haline geldi.”

cukurda-defineci-avi-540867-1.