Ürdün Şiddete Karşı Kadınlar Derneği Başkanı Kholoud Khraıs, Türkiye’deki mültecileri ziyaret ettiğini ve gözlemleri sonucu ülkede mülteci kadınlar için uygun koşullar olmadığı kanısına vardığını söyledi

Kholoud Khraıs: Türkiye’de mülteci kadınlar için uygun ortam yok

Suriye ve Irak’taki çatışmalı ortamdan kaçarak Ürdün’e sığınan mülteci kadınların hakları ve ülkelerindeki kadına yönelik şiddete karşı çalışma yürüten Ürdün Şiddete Karşı Kadınlar Derneği Başkanı Kholoud Khraıs, kadınların özellikle aile içi şiddete maruz kaldığını açıkladı.

MA’dan Diren Yurtsever’e konuşan Khraıs, kadınlara, aile bireyleri özellikle baba tarafından gerçekleşen şiddet oranının yüksekliğine dikkat çekti.

Ürdün’de özellikle fiziksel şiddetin çok yaygın olduğunu söyleyen Khraıs, iş yerlerindeki mobbinglerin yaşandığını da söyledi.

Khraıs, şiddete maruz bırakılan kadınlara hukuki, psikolojik ve fiziki destek sunduklarını belirtti.

‘IŞİD Ezidi kadınlara her türlü işkenceyi yaptı’

Khraıs savaş ve çatışmalı ortamın yarattığı şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara örnek olarak 2014’te IŞİD tarafından Şengal’de Ezidi kadın ve çocuklara yapılanları hatırlatıp şunları söyledi:

“Êzidî kadınlar, IŞİD tarafından köle ve cariye olarak kullanıldı, her türlü işkence, tecavüz ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. Küçük kız çocukları hamile kaldı, birçok kadın psikolojik tramva yaşadı ve intihar etti. IŞİD, bazı kadınların çocuklarını silah zoruyla kendi saflarına aldı. Ve o çocukları Kobanê’de Kürt savaşçılara karşı canlı kalkan olarak kullandı. Suriyelilerin çocuklarını da canlı kalkan yaptı IŞİD. Bu şiddetin sonuçlarını kadınlar ve çocuklar yaşıyor.”

‘Türkiye’de mülteci kadınlar için uygun şartlar yok’

Türkiye’de yaşayan mülteci kadınları da ziyaret ettiğini dile getiren Khraıs, ülkedeki şartların kötü olduğunu dile getirdi:

“Türkiye’de gezdiğim mülteci kamplarında özellikle kadınlar için uygun koşulların olmadığını gördüm. Bir kadının doğumuna şahit oldum ve doğum yapacağı sağlık koşulları yoktu. Olduğu yerde halının üzerine doğum yapmıştı. Ekonomik durumları çok kötü ve ekonomik katkıya ihtiyaçları var. Kadınların psikolojik olarak ciddi desteğe ihtiyacı var. Çünkü fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmıştı kadınlar. Ya da çocukları anneleri veya babaları gözleri önünde öldürülmüştü. Uluslararası bir dayanışmayla ancak bu sorunlar giderilebilir.”

‘Kadın toplumun kendisi demektir’

Khraıs, kadına yönelik şiddete karşı ciddi yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti ve kadının yeri konusunda medyanın da önemli bir rol oynadığını vurguladı:

“Kadınlara bütün hakları verilmelidir. Toplumun yarısını kadınlar oluşturuyor, geri kalanını da kendisi doğuruyor zaten. Dolayısıyla aslında kadın toplumun kendisi demektir. Medyanın sadece kadını mutfakta göstererek ya da sadece belli alanlara sıkıştıracak bir imaj çabası içinde olmaması gerekiyor. Tam tersine kadının toplumun her alanında aktif yer alan bir özne olduğunu ortaya koymalı ve medya bu konuda bilinçli bir rol oynamalıdır”.