Protesto edenlerin çoğunun izlemediğine emin olduğum Innocence of Muslims
(Müslümanların Masumiyeti) saçmalığı henüz bitmemişken şimdi de ateş topu gibi
bir ‘karikatür krizi’miz oldu! Şimdi İslam alemi, açıkça kışkırtma amacıyla yapılmış zavallı
bir internet videosuyla eleştirel zeka ürünü ünlü bir mizah dergisini karşılaştırma hatasına
düştüğü yeni bir döneme giriyor. Ne diyelim, hayırsız uğursuz olsun.

Derginin özellikle vurgulanan ve “Peygambere hakaret!” sloganıyla küresel dolaşıma
çıkarılan bu ‘olay!’ sayısının kapağında, sakallı ve sarıklı bir adamın gülerek “Eğer
gülmekten ölmezseniz bin kırbaç cezası!” dediği görülüyor. Pardon, Türkiye’de bu kapağı
çoğu kişi görmedi, çünkü ‘laik’ gazeteler bile, bu karikatürün göründüğü fotoğrafı tuhaf bir
uygulamayla flu biçimde yayımladılar. Peki neden? Bu kapaktaki sakallı ve sarıklı adam
çizimi gerçekten peygamber Muhammed’i mi gösteriyor? Öyle olduğunu iddia edenlere
ancak imzasız bir resmin hangi sanatçıya ait olduğunu bir bakışta anlayan resim tarihi
ustalarına beslediğime benzer bir hayranlık duyabilirim, çünkü Charlie Hebdo’nun bu
sayısının kapağında karikatürün kimi imlediğine dair hiçbir bilgi yok. Yani anlayacağınız bu
aslında Muhammed’in değil, Müslümanların mizahla ilişkisindeki çarpıklığı gösteren isimsiz,
herhangi bir radikal Müslümanın karikatürü... Bunun böyle olduğunu anlamak için sadece
derginin kapaklarına bir göz atmanız yeterli.

Örneğin İslam aleminin diline düşen bir diğer Charlie Hebdo kapağına bakalım:
Üç ‘semavi’ dinin temsilcisini görüyoruz; soldan sağa doğru bir Yahudi, bir Hıristiyan ve
bir Müslüman... Ağız birliğiyle diyorlar ki: “Kadın düşmanları! Birleşin!” Bu kadar... Dergi
bu karakterlere dair herhangi bir isimlendirme yapmıyor. Zaten gerekmiyor da, çünkü bu
figürler ismi belli birilerini imlemiyor. Hangi dine mensup olduklarını anlamamız için Yahudi
kakülüyle, Hıristiyan boynundaki haçıyla ve Müslüman da sakalı ve sarığıyla çizilmiş. Ama
nasıl oluyorsa oluyor ve aklıevvel Müslüman tayfa, soldaki Yahudi’nin Musa ve ortadaki
Hıristiyanın İsa olabileceğini düşünmüyor ama sağdaki sakallı ve sarıklı kişinin Muhammed
olduğunu düşünüp alıyor eline meşaleyi... Neden?

Diğer Ortadoğu ve Doğu ülkeleri hakkında net bir şey diyemeyeceğim ama kendi
ülkemle ilgili traji-komik saçmalama zinciri açıkça görülebiliyor: İçinde ‘güya laik’
gazetelerin de bulunduğu Türkiye basını ‘İslam düşmanı Charlie Hebdo’yu lanetleyeceğim!’
derken, sarıklı ve sakallı bir adam bulunan tüm karikatürleri Muhammed sureti olarak
algılatmaya yönelik tuhaf bir strateji uyguluyor. Sarık ve sakalı gören sayfa sekreteri
refleks olarak basıyor fluyu, böylece sıradan bir ‘radikal müslüman’ karikatürü oluyor
size ‘peygamber karikatürü’...

Ne acıdır ki, bu kervana BirGün de dahil oldu. Dün (21 Eylül) BirGün’ün 11.
sayfasında, Charlie Hebdo’nun yayın yönetmeni Stephane Charbonnier’nin bir fotoğrafı
yayımlandı. Mizah aleminde kısaca Charb olarak bilinen Charbonnier elinde derginin bir
sayısını tutuyordu. Dergi fluydu; demek ki kapağında, suretinin üretilmesi ‘kesinlikle yasak!’
olan yüce peygamberin bir karikatürü vardı. BirGün de, artık buna nasıl bir sorumluluk
hissi neden olmuşsa, sureti görünmezleştirerek –ya da zaten flulaştırılmış bir versiyonunu
kullanarak- yayımladı.

Oysa Charb’ın elinde tuttuğu sayının Muhammed’in ‘m’siyle bile alakası yok. Kapak
karikatüründe sarıklı ve sakallı bir Müslümanın oturduğu tekerlekli iskemleyi iten geleneksel
kıyafetli bir Yahudi görülüyor. Her ikisi de şöyle diyorlar: “Gülmeyin!”... Karikatürün
üstünde de 1987 tarihli Brian de Palma filmine gönderme yapılarak ‘Intouchables 2’
(Dokunulmazlar 2) yazıyor. Yani anlayacağınız, dünyaca ünlü bir mizah dergisi kapağında
demeye getiriyor ki “Radikal Yahudiler ve Müslümanlar kendilerine dair mizah yapılmasına
katlanamıyor ne yazık ki...”

Peki BirGün bu kapağı neden flu yayımladı, hem de internette flulaştırılmamış
versiyonları varken? Verili medya, görsellikle ilişkisi zaten sıkıntılı Ortadoğu halklarını öyle
bir hale getirdi ki, artık her gördükleri sakallıyı peygamber sanıyorlar da ondan... Sonra da
gelsin ‘karikatür krizi!’...

Hayır efendim, aslında herhangi bir krizlik durum yok, sadece acilen sıyrılmamız
gereken bir kriz medyası zihniyeti var. Ya sıyrılacağız, ya da ortada sadece kıldan tüyden bir
medya kalacak ve biz de onun bir parçası olacağız...