“Siyaset ayağa düştü” derler ya, gerçekten de o durumdayız!. Oysa siyaset düzeyinin düşmesi, ülkenin yaşam kalitesinin de ayaklar altında süründüğünün göstergesidir!..

Daha da vahimi, dünya uluslar ailesi içinde saygınlığı da tartışılan bir ülke konuma gelişinin habercisidir!.. Bu durumda hem içte, hem de dışta yapılan siyaset ve uygulayan siyasetçilere olan güven de ortadan kalkar!.. Beraberinde ekonomi başta olmak üzere, emek, paylaşım, can ve mal güvenliği ve adalet gibi tüm temel dengeler sarsılır!.. Çünkü siyaset üslubunun düşmesi, hakarete dönüşen ithamların çoğalması ve siyasal yöneticilerin toplumsal muhalefete saldıran bir tavır içine girmesi, yönetim zaafının hâd safhaya çıktığı ve ülkenin idare edilemez noktaya ulaştığını gösterir!..
Türkiye bu hale gelmiştir!..

•••

Uzun süredir AKP Genel Başkanı topluluklara seslenişinde, bugüne kadar görülmemiş bir siyasi üslupla konuşuyor!.. Herkesi aşağılıyor! Hakaretler yağdırıyor. Gerçek dışı açıklamalar yapıyor. Konuları, tarihi, olayları ve herkesin çok iyi bildiği hatta içinde yaşadığı gerçekleri değiştirip anlatıyor. İnsanlara ve kurumlara saldırıyor!.. Bunu da büyük bir umursamazlık içinde yapıyor!.. Çünkü biliyor ki, Anayasa’ya göre cumhurbaşkanını şu anda “vatana ihanetten başka bir suçla “ yargılayamazsınız!.. Bu hukuk dışı durumdan yararlanarak RTE’nin Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kullandığı tümceler Türkiye adına utanç vericidir!..

•••

Her yerde ve her konu üzerinde konuşmak zorunda kalanlar bir zaman sonra ne söylediklerinin farkında olmazlar!.. Hele arsızlık da genel karakter haline dönüşmüşse söylenen yalanlara kendileri de inanırlar!.. Toplum bu gibi durumda “ağından çıkanı kulağın duysun” özdeyişini kullanır!.. Ve bu sözü söylerken de “kim olduğunu ve de ne yapmak istediğini biliyoruz!” demek ister!..

•••

RTE pazar günü Aile ve Sosyal Bakanlığı’nın “Kadına olan şiddete karşı” olduğunu gösteren toplantıda konuştu. Kadınların karşısında “bulunduğu mevkiine yakışmayan gaflar yaptı!..” Kendisine bazı sorular soran ve sadece cevaplarını isteyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na cevap vermek yerine müthiş bir üslupla saldırdı.

•••

Söylenenlere bakın!..

Terbiyeleri bozulmasın diye çocuklarınızın kulaklarını kapamak zorunda kalırsınız!..

“….Bu zat aynı zamanda müfteridir. Çünkü bu zat eskiden beri şahsım ve ailem hakkında kesinlikle aslı astarı olmayan yalanlar üretir.

“…Ben buradan ismini anmaya tenezzül etmediğim bu zata soruyorum. Öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı?..”

“…Azıcık onuru şerefi olan, yüreğinde utanma duygusu olan birisi ifade ettiğim iki yoldan birini seçer!..”

“…9 seçimdir hep kaybede kaybede yüzü yerde sürüklenen Kemal. Millet senin ne olduğunu gördü…”

“…Dünyada arsız bir insana laf anlatmaya çalışmak kadar zor bir iş olmadığını bu zat sayesinde öğrendik…”

“…Hani derler ya ‘Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor’ diye. İşte bu tam öyle bir tip…”
•••

Bu üslup yakışıyor mu?

RTE konuşmalarında Cumhurbaşkanı olduğunu yok sayıp, AKP’nin şaibeli konumunu koruyan bir noktada kendini tutuyor!..
Bunu iki nedenle yapıyor!

1- Karakteri bu!..

2- Kasım 2019 seçimini kazanmak için değiştirdiği rejimin anayasasına güvenerek tehdit ve korkutma yolunu kullanmak!..

•••

Kemal Kılıçdaroğlu ne demiş?.. “… Sizin, Oğlunuzun, kardeşinizin ve de eniştenizin yurtdışında paraları var mı?..” diye sormuş!..

Cevap var ya da yok olmalıydı!

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na yakışan da buydu!..

Kılıçdaroğlu’nun “Halk adına soru sorma hakkına yanıt verme yerine” ona saldırmak niye?..

Herhalde bir şeylere sığınma ihtiyacı!..

Ancak bilinmeli ki; “Hesap veremeyenlerin saldırı en iyi savunmadır!” taktiğini uygulamak her zaman başarılı olmaz!.

•••

Cumhuriyet gazetesinin 24 Şubat 2017 tarihli sayısında haberde şu bilgi var;

”…Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan, Eniştesi Ziya İlgen ve oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın ortak olduğu BMZ Denizcilik Şirketi’nin mülkiyetindeki bulunan 5 adet kimyasal ürün tankeri satıldı. Gemilerin bir tanesinin 15 milyon dolardan (54 milyon Türk lirası) satıldığı bilgisi alındı. Erdoğan ailesinin satıştan toplam geliri 268 milyon Türk lirası civarında…” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında yaşayan oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın ise ‘Sakarya’ isimli bir kuru yük gemisi bulunuyor…”

Bu haber tekzip edilmedi.

Kaldı ki bu haberi TBMM’de de gündeme getirmiştim... Ama bu güne kadar cevap gelmedi. Şimdi kamuoyu önünde bu haberin detaylı bir şekilde açıklanması gerekiyor!..

•••

Bir kez daha sormak isterim,

Satıştan elde edilen para Türkiye’ye geldi mi? Yoksa yurtdışındaki bankalarda bekliyor mu?..

•••

Bugün için bile vahim olan bir konuyu daha hatırlatmak isterim!... Soruların gündeme geldiği o günler de tıpkı bu gün olduğu gibi dolar, aşırı değer kazanmıştı... Ekonomi adına yaptığı konuşmalarda RTE, “yurttaşların elindeki dövizin bozdurulmasını” istiyordu!.. Hatta öyle ileri gitti ki; 12 Ocak 2017’de yaptığı konuşmada “Elinde silahı olan teröristle doları olan terörist arasında fark yoktur” deme noktasına geldi!!… Böyle bir açıklama sonrası sorduğum ve bu güne kadar cevap alamadığım önergem hâlâ gündemde!...

•••

Pazar günü esip gürleyen RTE’nin en azından bilinen bu gemi satışı sonrası elde edilen paraların akıbetiyle ilgili bir açıklama yapar da toplumu aydınlatırsa halkımız gerçekleri görür!.. Bu vesile ile Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da özür dilemiş olur!..

•••

Pazar günü kadınlara selamlar gönderen AKP Genel Başkanı RTE, Çanakkale Belediye Başkanı’na da yakışıksız sözler söylemişti.

Sözlerine gerekçe olarak AKP Meclis Üyesi’nin toplantıdaki uygunsuz davranışına Belediye Başkanı’nın gösterdiği tepkiyi dile getirerek CHP’nin kadınlarla olan ilişkisine laf söylemek istiyordu…

Sözlerini “Bu nasıl bir kadına saygıdır” diye bitirmişti…

•••

Bu sözleri söyleyen aynı Erdoğan 27 Mart 2017’de CHP’nin kurduğu “referanduma Hayır” çadırında bir CHP’li kadın görevliyle yaptığı tartışmada söylediklerini unutuyordu!..

Yine Cumhuriyet gazetesinin haberine göre; görevli kadının “Burada kadınlara da hakaret ediyorsunuz” itirazına Erdoğan, “Genel Başkanınız da yalancı, siz de yalancısınız” diyerek sinirli bir şekilde cevap verdiğini yazıyor.

Erdoğan’ın bu sözleri üzerine CHP’li kadın da “Asıl siz yalancısınız” diye karşılık vermek zorunda olduğunu belirtiyordu!...

•••

Toplum içinde saygın yer alabilmenin en temel nedeni “kendini bilmektir!..” Sorumlu konumda olan siyasiler, sadece sözlerine değil, kullandıkları üslup, karşısındakilere duyduğu saygı, sözlerindeki doğruluk, topluma gösterdikleri nezaket ve sahip oldukları terbiye ile değerlendirilirler!..

Bugünkü iktidardakileri görünce Kılıçdaroğlu’na daha çok hak ve destek veriyoruz!..

Türkiye’nin; ahlaklı, barışın ve adaletin oluşması için mücadele eden, bilgili, dürüst ve vizyoner siyasetçiye ihtiyacı var!..