Kılıçdaroğlu'nun kapısında açıklama yaptığı Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş (SADAT) Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, "SADAT ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir. SADAT’ın çatışma bölgelerinde herhangi bir faaliyeti de bulunmamaktadır.'' iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu, SADAT önünde "Seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliğini sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray'dır" demişti.

Kılıçdaroğlu kapılarına dayanmıştı: SADAT'tan ilk açıklama

​​​​​​​Beylikdüzü'ndeki SADAT Genel Merkezi'nde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun şirketle ilgili iddialarına ilişkin düzenlenen basın toplantısına, Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, Yönetim Kurulu üyeleri Haluk Yıldırım ve Ersan Ergür'ün yanı sıra şirket avukatı Enes Malik Saran katıldı.

Toplantıda basın açıklamasını okuyan avukat Saran, ''ticari şirket olan müvekkilinin bir siyasi parti lideri ve milletvekilleri tarafından basılmasının, Türk siyasi tarihine kara leke olarak geçtiğini'' söyledi.

Saran, kamuoyundaki iddialarla ilgili şirketin birçok kişi ve kuruma yönelik hukuki girişimlerde bulunduğunu belirterek, ''Bu saldırılar, müvekkilimize açılan derdest dava ve soruşturmaları etkilemeyi amaçlamakta ve aynı zamanda müvekkil şirketi saldırıların hedefi haline getirmektedir. Bir ana muhalefet liderinin yargı üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmayı hedefleyen bir saldırıyı gerçekleştirmesi hazin bir durumdur." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından müvekkil şirkete karşı açılmış tek bir dava bulunmadığını söyleyen Saran, "CHP tarafından, genel başkanlarının iddialarını destekler herhangi bir delil kamuoyu ile paylaşılamamıştır. Madem ki CHP Genel Başkanı'nın böyle bir iddiası vardır, o halde bu iddiasını ispat yükü sırtına yüklenmiştir." dedi.

Saran, SADAT'ın bir iş yeri ve bir çalışma ofisi olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu saldırı TCK madde 116/2 kapsamında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmaktadır. Ayrıca müvekkil şirket iş yeri önünde yapılan basın açıklaması TCK madde 216 kapsamında suç teşkil etmektedir. Tüm bu hukuka aykırı eylemler sebebiyle tarafımızca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak ve hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılacaktır." diye konuştu.

İFTİRA SAVUNMASI

Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi ise SADAT'ın, Türk Ticaret Kanunu’na tabi olarak faaliyetini sürdüren ticari bir şirket olduğunu söyledi.

Tanrıverdi, SADAT'ın kurulduğu tarihten bu yana pek çok maksatlı iftirayla karşı karşıya kaldığını söyleyerek, "SADAT, ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir. SADAT’ın çatışma bölgelerinde herhangi bir faaliyeti de bulunmamaktadır. SADAT’ın Suriye iç savaşıyla ya da Suriye’den Türkiye’ye iltica eden sığınmacılarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır." dedi.

SADAT'ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesinin, seçim güvenliğine gölge düşürme gayretinden ibaret olduğunu ileri süren Tanrıverdi, şöyle konuştu:

"Ana muhalefet partisi genel başkanlığı koltuğunda oturan bir şahıs, bir ticari şirketi kamuoyu nezdinde hedef göstermiş ve terörle yaftalamıştır. Bu açıkça ortaya koymaktadır ki ana muhalefet lideri, en temel evrensel hukuk ilkelerinden nasibini almamıştır. Şirket ve yöneticileri, ana muhalefet lideri tarafından saldırıların hedefi haline getirilmiştir."

Tanrıverdi, hiçbir Türk vatandaşının evi veya iş yerinin ana muhalefet partisi liderinin taşkınlık yaparak zorla girebileceği yerler olmadığını söyleyerek, "Şirketimize gerçekleştirilen saldırılara karşı bugüne dek avukatlarımız tarafından hukuki süreç kararlılıkla yürütülmekte ve bundan sonra da kararlılıkla yürütülecektir." diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?

Kılıçdaroğlu, SADAT'ın önünde açıklamalarda bulunmuştu.

"Türkiye asla paramiliter kuruluşlara, kurumlara, kişilere teslim edilmeyecektir" diyen Kılıçdaroğlu, "Seçim güvenliği önemlidir. Önünde bulunduğumuz SADAT bir paramiliter kuruluştur. Daha düne kadar Erdoğan'ın danışmalığını yapıyordu bunlar. Bu kuruluşun hedefleri arasında gayri nizami harp eğitimi de var. Dikkatini çekmek isterim kamuyonunu; gayri nizami harp eğitim var. Yani sabotaj, baskın, pusu kurma, suikast ve tedhiş... Tedhişin bugünkü diliyle Arapça terör olarak tanımlanıyor, Türkçesi de terör. Burası terörist yetiştiren bir kurumdur" ifadelerini kullanmıştı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Eğer bugün Türkiye'de milyonlarca insan varsa ve bunlar Suriye'den gelmişlerse, bunların buraya gelişlerinde en büyük rolü oynayan da SADAT'tır. Erdoğan'a söylemeyek isterim; sen bu kuruluşu hangi gerekçe ile danışman yaptın ve hangi gerekçe ile çalıştın? Şu ana kadar Erdoğan'dan bu konu hakkında gelen hiçbir bilgi yok. Şunu herkesin çok iyi bilmesini isterim; CHP bu ülkede demokratik yollarla seçimin yapılması için her türlü çabayı gösterecektir. SADAT gibi kuruluşlar, kim olursa olsun, seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliği sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray'dır. Bunu bütün Türkiye'ye ve halkımıza açık ve net ifade ediyorum."

"Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, Biz Kuvayi Milliyeciyiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz SADAT'çılardan, tetikçilerden korkacak kişiler değiliz. Korkanlar kapılarını açmayanlardır. Buraya geldik, kendilerinden bilgi almak istedik ama korkularından yuvalarına sığındılar. O yuva onları kurtarmaz. Biz bu ülkeye gerçek demokrasiyi getirene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün halkımızın bunu bilmesini isterim. Buraya CHP'li kadın milletvekilleri de dahil olmak üzere çok sayıda milletvekiliyle geldik. Hiçbir şekilde basına bu olayı vermek istemedik. Kişileri de rencide etmek istemedik. Sağlıklı, tutarlı bir şekilde size soru sormak istiyoruz, kim size destek veriyor, kaynaklarınız nedir, kaç kişiyi sabotaj yapmak üzere yetiştirdiniz, bunları öğrenmek istedik ama kapılarını korkudan kapattılar. Ama korkunun ecele faydası yok!" ifadelerini kullandı.