Türkiye'deki orman yangınlarına ilişkin iktidara eleştirilerde bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi. Dış politika hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu dış politika Türkiye'ye, bölgeye, Avrupa'ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu: Kendi içinde söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki orman yangınlarına ilişkin iktidara eleştirilerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız" yorumunu yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de orman yangınlarına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok" ifadelerini kullandı.

'Help Turkey' paylaşımları hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Hükümetin yetersizliği vatandaşı isyan ettirdi. Ölen insanlar var, canlılar var" diye konuştu.

"Göçmen sorununu Türkiye'nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? Her şeyi anlayan, kadının giyimine müdahale eden, dış politikayı çıkmazın içine sokan kim?" diye soran Kılıçdaroğlu, "3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış politika Türkiye'ye, bölgeye, Avrupa'ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim" ifadelerini kullandı.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın ayrımcı açıklamasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız. Hiçbir canlıyı bırakamazsınız. O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir" dedi.

Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Erdoğan cumhurbaşkanı değil bana göre, Erdoğan AK Parti'nin genel başkanı" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Ortada bir kutuplaşma falan yok aslında. Bir tarafta 'Neden zaman önlem almadınız' diye sorulduğunda 'Uçaklar var, helikopterler var, niye soruyorsunuz' deniyor. Kimisi 'envanterimizde uçak yok', kimisi 'yeterince uçağımız var', birisi 'THK'nın uçakları pert oldu', diğeri 'hayır efendim' deniyor. Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bizim bu soruları sorma hakkımız var.

176 yerde yangın çıktığını, THK'nın uçak ve helikopterlerinin bu yangını söndürdüklerini, çoğu kimsenin haberi bile olmadığı söylendi. Köylerde Orman Genel Müdürlüğü, orman köylülerinden her yılın başında mükellefler seçiyor. Yangın çıktığı an müdahele ediyorlar, son 2 yıldır bu da yok. THK mecburen pilotları göndermek zorunda kalıyor. Uçakta hangarda kalıyor. Bunları sormak ne zamandan beri kutuplaşma oldu?

"ORMAN BAKANI'NIN ORMANDAN HABERİ YOK"

THK'nın şu anda çalışan hem uçak hem helikopter var. Sivil Havacılık'ın kriterlerini taşımayan uçakları var. Destek sağlanabilirse bu uçakları da kullanabiliriz deniliyor. Biz bu kuruma sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok. Konuşması gereken kim? Orman Genel Müdürlüğü. Bakanlıktan daha bağımsız bir yapıya sahip. Yangın söndürmeyle ilgili yeterli bütçesinin ayrılıp, ayrılmadığını gazeteci olarak sordunuz mu? Hayır! Neden engellendi? Orman Kanunu'nu okuduğum zaman gerçekten bu büyük bir devlet. Yardımla ilgili bizim belediyemiz suçlandı. Belediyeler bu yangınları söndürecekler diye. Yangın ormanda çıkmış, bunu bilmiyor musun arkadaş! Ayrıca bizim belediyeler bütün arazözleri göndermiş.

"ERDOĞAN GİDİNCE İTFAİYEYİ BEKLETTİLER"

Oraya gittiğinizde hizmetin aksamaması lazım. Erdoğan gidince itfaiyeyi beklettiler. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ben bunları söylemezsem görevimi yapmamış olun. İki yerde büyük yangın oldu. Antalya ve Muğla'da. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanına vali telefon açıyor 'Bu işi beraber götüreceğiz' diyor, doğru diyor. Ama Muğla Valisi, Muğla Belediye Başkanını kriz masasına davet etmeye korkuyor. Çünkü İçişleri Bakanı orada. Telefon açıyor belediye başkanına 'önlem alıyorsunuz' değil mi diye sorunca belediye başkanı 'Zaten sahadayız' diyor. Muğla'ya ormanla, ormancılıkla hiç ilgisi olmayan birisini atarsanız.

"THK'YI BU DURUMA KİM GETİRDİ"

THK bu toplumun gözbebeğidir. Kuruluşundan bu yana orman yangınlarıyla en tutarlı mücadeleyi yapan kurum. THK'yı bu duruma kim getirdi? Bugüne kadar başarıyla görev yapan kurumu kim getirdi bu noktaya? Sayın Bülent Arınç, "THK bu hale nasıl geldi, DDK harekete geçsin" diye. Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmadı. THK'da bu iktidar döneminde büyük yolsuzluklar var. 80 milyon dolar kredi almışlar. THK'nın geliri ne? Gayrimenkullerden kira. 80 milyon dolar nereye harcandı? Bilen var mı, denetleyen var mı? Gerçekten içim yanıyor.

'HELP TURKEY' PAYLAŞIMLARI

Hükümetin yetersizliği vatandaşı isyan ettirdi. Ölen insanlar var, canlılar var. Önce RTÜK'ü devreye soktular. Uçak yok, helikopter yok. Azerbaycan'a gittiler, Rusya'ya telefon ettiler. Vatandaş sen böyle yapacağına ben de açayım bir şey isteyen göndersin dedi. Devleti acz içine sokan sarayda oturan kişidir. Orman yangınlarını söndürecek kurumları felç ettiler. 74. maddede orman yangınlarıyla mücadele için katma bütçeye yeterli miktarda ödenek konulur deniyor. Konuldu mu? Konulmadı. Siz fazla mesaiyi dahi ödeyemeyecek pozisyonda bırakılmışsanız bu devleti yönetemezsiniz. Türkiye yönetilmiyor, vatandaş arayış içerisinde. Vali orada. İçişleri Bakanı olarak denetleyebilirsin. Oraya gidince ne oluyor? Bir masanın etrafında hep beraber oturuyorlar. Ormanlar yanıyor. Vatandaş 'Buraya uçak, helikopter gönderin' diyor. Üç gündür 'santral yanacak, önlem alın' deniyor, alınmadı.

"DIŞ POLİTİKAYI 180 DERECE DEĞİŞTİRECEĞİM"

Göçmen sorununu Türkiye'nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? Her şeyi anlayan, kadının giyimine müdahale eden, dış politikayı çıkmazın içine sokan kim? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış politika Türkiye'ye, bölgeye, Avrupa'ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Ortadoğu'ya barışı ve huzuru getireceğim. Ortadoğu Barış ve İş Güvenliği'ni kuracağız. Gittiler oraya burunlarını soktular, Suriye'yi karıştırdalar. Biz barışı sağlayacağız. AB'ye gittim yetkililerle konuştum. Mültecilerden niye şikayet ediyorsunuz dedim. Orada kan akıyordu, rahatsız olmuyordunuz.

Elinizi cebinize atacaksınız. Hastanesini, evini yapacaksınız. Okulunu yapacaksınız. Benim söylediğim bir söz var, davulla zurnayla göndereceğiz. Hiç kimse asgari ücretin yarısıyla burada dilenci konumuna düşmek istemez. Elbette yüzde 100'ü gitmeyecek. Zaten bir kısmına vatandaşlık verilmiş. Ama burada günün 12 saati çalışan, asgari ücretin yarısıyla gelir elde eden, sigorta primi ödenmeyen insanları kendi ülkelerinde ev sahibi yaptınız zaman, fabrika kurduğunuz zaman giderler. Gaziantep'teki iş adamlarına 'Buradaki fabrikalardan bir tane de oraya yapın' diyeceğiz. İlk yapacağımız iş Suriye'de büyükelçiliği açacağız, diplomatik ilişkileri kuracağız.

TANJU ÖZCAN AÇIKLAMASI

Tanju Özcan bulunduğu bölgenin politik iklimi içinde öyle bir şey söylemiş olabilir. Erdoğan'a defalarca Suriye konferansı yap dedim, sonuçta biz yaptık. Göçmenlerle ilgili, yangınlar ve iklim konusunda çalışma yapacağız. Burası bir göçmen deposu olmayacak. Bolu Belediyesi'nde öyle bir karar çıkacağını zannetmiyorum. O doğru değil, kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız. Hiçbir canlıyı bırakamazsınız. Doğa ormana yağmur veriyor. Düşmanınız dahi olsa aç bırakamazsınız. O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir. Ama CHP'nin politikası asla ve asla ırkçı olamaz. İnançlara, kimliklere saygı gösteririz. Temel hedefimiz budur.

"CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ OLMASI LAZIM"

Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz? Tarafsız olması lazım. 83 milyonu kucaklaması lazım. Erdoğan cumhurbaşkanı değil bana göre, Erdoğan AK Parti'nin genel başkanı. Toprumu ayrıştıran cumhurbaşkanı olamaz. Özal'a, Demirel'e bakın ayrıştırmadı. Elbette gönüllerinde parti yatar ama toplumu ayrıştırmazlar. Bu sistem Türkiye'yi uçuracaktı değil mi? Evet, yokuş açağı uçtuk, üstelik şoför kabininde kimse yok. Hep 'Allah sonumuzu hayreylesin' diyorum. Bu sistem değil. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Yani her zaman sigortaya elimiz gitmez, elektrik söndüğü zaman gider. Devletin sigortası yok şu anda. Afganistan olayı ciddi bir olay değil mi? Bu konuda siyasi parti liderlerine bilgi vermeniz lazım. Siz bir karar alıyorsunuz parlamento devre dışı."