CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'da sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile buluştu. Burada konuşma yapan CHP lideri, "Eğer medya güç tarafından kontrol ediliyorsa halk doğru bilgilendirilmez. Medyanın yüzde 90’ı şu anda hükümet tarafından kontrol ediliyor" ifadelerini kullandı

Kılıçdaroğlu: Medyanın yüzde 90’ı hükümet tarafından kontrol ediliyor

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefet partilerine kısıtlı bir şekilde yer veren medyaya eleştiriler yöneltti ve "Meral Hanım, Temel Bey, Doğu Bey yok mu? Onları niye göstermiyorlar? Adalet bu mu?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş hakkında bir yorumda bulunmadı.

Medyanın halkın dili, kulağı ve sözü olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Eğer medya güç tarafından kontrol ediliyorsa halk doğru bilgilendirilmez. Medyanın yüzde 90’ı şu anda hükümet tarafından kontrol ediliyor" şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

Bu ülkede beraber huzur içinde yaşayacaksak hepimizin sorumluluğu var. Millet İttifakı’nın kurulmasının amacı çocuklarımıza güzel yarınlar bırakmaktır. Hep beraber başarıyı yakalamak zorundayız. Bunun için mücadele ederken kimlik farkını, yaşam farkını asla sorgulamayacağız. Demokrasimize sahip çıkacağız. Her kim haksızlığa uğradıysa bunu dile getirmenin yolu demokrasidir. Şu anda Türkiye’de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Yargı talimatı Saray’dan alıyorsa, başka bir yerden alıyorsa o zaman hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.

HEP BERABER BAŞARIYI YAKALAMAK ZORUNDAYIZ

Bu toplantının bir başka özelliği; benim sorumluluğum var. Bir siyasi partinin genel başkanıyım. Sizden daha fazla çalışmak zorundayım. Benim sorumluluğumun büyüklüğü Türkiye'yi yönetmeye talip olmamdan. Ama bu ülkede beraber ve huzur içinde yaşayacaksak hepinizin de tek tek sorumluluğu var. İster bir STK başkanı olun, ister muhtar olun, sizlerin de sorumluluğu var. Bir şekliyle asgari müştereklerde buluşmak zorundayız. Millet İttifakı'nın kurulmasının temel nedeni de bu. Demokrasi, huzur ve çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmak için bir araya geldik, gelmek zorundayız. Sizlerin zorunluluğu içinde bulunduğunuz grubu şu veya bu biçimde aydınlatmak. Bir şey çok önemli; karamsarlığa asla ve asla hakkımız yoktur. Umutsuzluğa kapılma gibi bir hakkımız yoktur. Eğer bu ülkede Milli Kurtuluş Savaşını başlatanlar en zor koşullarda başarıya ulaşmışlarsa, bu ülkenin sivil toplumu, meslek kuruluşları başarıya ulaşmak zorundadırlar. Hep beraber başarıyı yakalamak zorundayız. Bu bizim temel görevimiz.

Başarı için mücadele ederken kimlik farkını, inanç farkını, yaşam tarzını asla sorgulamayacağız. Kim olursa olsun, demokrasiyi, hukuku, adaleti mi savunuyor, daha iyi bir eğitim düzeni, herkesin karnı doysun, her yerde huzur, herkesin işi ve aşı olsun mu istiyor, o zaman bir araya gelip ortak ses çıkaracağız. Mesleklerimiz farklı olabilir. Kimimiz işçi, emekli, mühendis olabilir. Hayatın her alanında şu veya bu şekilde yer almış olabiliriz. Ortak paydamızı büyütüp, sahip çıkmak zorundayız. Nedir ortak payda? Az önce rozet taktığım köydeki kardeşlerimiz eğer dışlanıyorsa, onlara sahip çıkmak bizim namus borcumuzdur. Onlar köylerinde rahat yaşamak, doğa bozulmasın istiyorlar. 'Yüz yıllardır burada yaşıyoruz' diyorlar. Onların huzurunu bozmaya kimin ne hakkı var? Hem memlekette huzur isteyecek hem de insanları rahatsız edeceksiniz, bu doğru değil. Birinci maddemiz sorumluluk ve sorumluluğun gereğini yapmak.

İkinci maddemiz demokrasiye sahip çıkmak. Bu ne demektir? Eğer bir vatandaş ister STK'nın başında, meslek kuruluşunun başında, ister Esnaf Kefaret Kooperatifine, ister TOBB'a, ister TMMOB'a üye olsun, nerede yer alırsak alalım demokrasiyi savunacağız. Eğer bir engelli, çiftçi, işçi, sanayici haksızlığa uğramışsa, o haksızlığı özgürce dile getirmenin rejimi demokrasidir. Bu yoksa kimse korkudan uğradığı haksızlığı dile getiremez.

TÜRKİYE'DE KİMSENİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK

Bugün içinde yaşadığımız tabloya bakalım. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bugün Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok. Bunu söyleyince kızıyorlar. Peki soru şu; kişilerin can ve mal güvenliği nasıl sağlanır? Bunun dünyada bilinen bir yolu var. Yargı bağımsızsa, yani hakim bir yerden talimat almadan hukukun üstünlüğüne göre vicdanına göre karar veriyorsa, orada yargı bağımsızdır.

Bank Asya'nın önünden geçen adamın görevine son verdiler. Bank Asya'nın kuruluşuna izin veren adama hiç dokunmadılar. Erleri 33 kez ağırlaştırılmış müebbete mahkum ettiler komutanlara hiçbir şey yok. Bu mudur adalet? Askeri öğrencileri sokağa salan komutanlara ne yaptılar? Hiçbir şey. Dayısı olan çıkıyor. Parası olan çıkıyor. Adaletin olmadığı bir devlet yıkılır. Çünkü adalet mülkün temelidir.

Size bir rakam vereceğim sayın STK başkanları, lütfen bu rakamları not alın. 1923 – 2002’de bütün bu hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolar. 2003-2017 son 14 yılda harcanan para ise 2 trilyon 94 milyar dolardır. Asla inkar edemeyecekleri rakamları vatandaşın önüne koyduk. Bu para eğer bu ülkenin kalkınması ve büyümesi için harcansaydı ülkede fabrika koyacak yer kalmazdı. Nerede bu iki trilyon dolarlık para.

ASGERİ ÜCRET 2 BİN 200 LİRA OLACAK

Muharrem İnce 81 milyonun Allah’ın izniyle cumhurbaşkanı olacak. Bursa Türkiye’nin en önemli kentlerinden biridir. Başkentlik yapmıştır. Demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmalıdır. Bu düzenden kim memnun. Bir tek rantiye sınıfı. Bol miktarda parası var borç verir geri alır. Ne kadar borç verdiler? Son 16 yılda dışarı ödenen faiz, 151 milyar 34 milyon dolar. Vatandaş vergi ödedi aldılar parayı oraya faiz olarak ödediler. Yaka tefeciye kaptırılmış vaziyette. Mart 2018 yılında 687 milyar 124 milyon lira içeride rantiyecilere ödediler.

Asgari ücret 2 bin 200 lira olacak. Vergiye tabi olmayacak. İş dünyasına da yük getirmeyecek. Güçlü bir sosyal devlet oluşturmak zorundayız. İlk bir yıl içinde 180 bin öğretmen atayacağız. Biz kaynakları millet için harcayacağız. Millet İttifakını bu yüzden kurduk.

MEDYA DİĞER ADAYLARI GÖSTERMİYOR, ADALET Mİ BU?

Medya halkın dili, kulağı ve sözüdür. Eğer medya güç tarafından kontrol ediliyorsa halk doğru bilgilendirilmez. Medyanın yüzde 90’ı şu anda hükümet tarafından kontrol ediliyor. Şu anda sayın İnce’ye 2 saat —3 saat, diğer adayları göstermiyorlar. Meral Hanım yok mu, Temel Bey yok mu, Doğu Bey yok mu? Onları niye göstermiyorlar? Adalet mi bu? Eşit şartlarda yarışılmaz mı? Sonra da bizim ülkemizde demokrasi var diyeceksiniz. Bütün baskılara karşın 25 Haziran’da güzel bir Türkiye’ye uyanacağız.