MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş'ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamıyorsan biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın" açıklamalarına yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Birisi beni hapse göndermekle tehdit etmiş. Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Siz kimsiniz ya!" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'nin 'hapis' açıklamalarına yanıt

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini hedef alan açıklamalarına yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Birisi beni hapse göndermekle tehdit etmiş. Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Siz kimsiniz ya!" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Burada yaptığı açıklamalarda ekonomi ve dış politikaya ilişkin eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Gücü bir kişiye teslim ederseniz o devletin sonu felaket olur" dedi. AKP döneminde özelleştirilen fabrikaları hatırlatan Kılıçdaroğlu, "AK Parti hükümetleri hangi fabrikayı kurdu. Satmanın dışında ne yaptılar? 24 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti yurtdışından şeker ithal etmek zorunda kaldı. Şimdi her vatandaşımın kendi vicdanına sormasını istiyorum. Ne oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti dışardan şeker ithal etmek zorunda kaldı?" ifadelerini kullandı.

SURİYE'YE YENİ OPERASYON TEPKİSİ

Suriye'nin kuzeyine yeni bir olası askeri operasyona tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Sınır ötesi operasyonları yapacağım diyor. Senin oğlun var. Ok atmakta da maharetli. Gönder. Niye göndermiyorsun? Fakir fukaranın çocuklarını gönderiyorsunuz. Şehitler geliyor biliyoruz. Senin çocukların ise milyon dolarla oynuyorlar" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün karşısında hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, baskı, şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz. Biz bölen değil, ayrıştıran değil beraber olmayı düşleyen insanlarız. Bölmek istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar, kavga istiyorlar, inadına barış diyeceğiz, inadına kucaklaşma diyeceğiz. Onlar gibi yapmayacağız. Demokrasinin bize sağladığı bütün imkanları kullanacağız. Baskı mı kuruyorlar, göğsümüzü açacağız. Sanattan ve kültürden mi korkuyorlar, sanatı ve kültürü yücelteceğiz. Hiçbir baskıya asla ve asla izin vermeyeceğiz.

'GÜCÜ BİR KİŞİYE TESLİM EDERSENİZ O DEVLETİN SONU FELAKET OLUR'

Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Gücü bir kişiye teslim ederseniz o devletin sonu felaket olur. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı, yönetim içinde egemen kılmamız lazım. Yeri geldiğinde referandum yapacaksın, yeri geldiğinde seçim yapacaksın. Devlet yönetiminde aslolan halkın çıkarlarıdır. Devleti hızla büyüteceksin, itibarlı hale getireceksin. Vatandaşın cebi para görecek. Devleti yönetenler savurganlık yapamaz. Devleti yönetmek ciddi ve ahlaklı bir iştir. Bu devlet milli kurtuluş savaşıyla kurulmuştur.

'NE OLDU DA ŞEKER İTHAL ETMEK ZORUNDA KALDIK?'

AK Parti hükümetleri hangi fabrikayı kurdu. Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir diyoruz, her fabrika Türkiye'nin itibarına katkıdır diyoruz. Şeker fabrikalarını sattılar. Ve 24 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti yurtdışından şeker ithal etmek zorunda kaldı. Şimdi her vatandaşımın kendi vicdanına sormasını istiyorum. Ne oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti dışardan şeker ithal etmek zorunda kaldı? Buna devlet iyi yönetiliyor diyebilir misiniz? Türk Şeker'in 10 fabrikasını 680 milyon dolara özelleştirdiler. Bugünün parasıyla 11 milyar liraya o fabrikaya sattılar. Şimdi geçtiğimiz nisan ayında ödenen faiz 19 milyar lira. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama sadece 1 ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun.

Üreticiye destek vermediler. Sonra fabrikaları sattılar. Şimdi de gidip dışarıya el avuç açıp şeker alıyorlar. Bizim iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek, sanayicinin yüzü gülecek, kadınların yüzü gülecek. Göreceksiniz. Türkiye'yi ayağa kaldıracağız, huzuru getireceğiz. Hepsini yapacağız, kimse endişe etmesin. Karamsarlığa kapılmasın. Bunları söylememin nedeni yapılan hatalardan ders çıkarılmasıdır. Yaptılar ve bugünkü tabloyla karşı karşıya kaldık.

27-28'in Van'daydım. Van'ın benim hayatımda özel bir yeri var. İlkokula Van'ın Erciş ilçesinde başladım. Belediye başkanlarımız Van'ın merkezini ve ilçelerini gezdiler. Oradan yeterince oy alamadıysak kabahat Vanlılarda değil bizde. Orada vatandaşlarımızın sofrasına oturmamız lazım. Van bizim tarihimizin ve kültürümüzün çok önemli bir parçasıdır. Allah'ın izniyle Van'ı turizmin kalesi haline getireceğiz. Söyledim Vanlılara, Van'ın huzur içinde yaşamasını istiyorsanız bize katılın dedim. Kayyumdan şikayet ediyorlardı. Seçimle gelen seçimle gitsin istiyorsanız, kayyumdan şikayet ediyorsanız, bize katılacaksınız bize. Bölgede bir eve gittik, Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Haksız uygulamalardan şikayet ediliyor. Bir kişi adaletsizlikle karşı karşıya kalıyorsa, ona sahip çıkmak insani görevdir. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. AİHM kararlarını uygulamıyorlar. Osman Kavala'dan da, Selahattin Demirtaş'ın da harp okulu öğrencilerinin de hakkını savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Beşli çeteden, uyuşturucu baronlarından, SADAT'çılardan şikayet ediyorsanız bize katılacaksınız. Adres biziz.

'UYUŞTURUCU BARONLARINI HAPİSHANELERDEN KİM ÇIKARIYOR?'

Uyuşturucu baronlarıyla insan kaçakçılarıyla fotoğrafı kim çektiriyor? Uyuşturucu baronlarını hapishanelerden kim çıkarıyor? Bütün polis kardeşlerime söz verdim iktidarımızda uyuşturucu baronlarıyla yaptığınız mücadelede hiçbir siyasi güç sizi engellemeyecek. Tam tersine önünüzü açacağız. Sizden sadece şunu isteyeceğiz bizim evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronlarını yakalayıp hep beraber hapse atalım. Bu defteri kapatacağız.

Ekonomiyi çözecek onlarca kişi var. Aklı başında olan herkes bu sorunu çözer. 6'lı masayı niye kurduk? Bu ülkede huzur olsun, herkesin karnı doysun, işsizlik olmasın, üniversiteyi bitiren evladımız eve kapanmasın diye. Çözeceğiz bunları yeter ki bize güvenin. Nusaybin sınır kapısını evet onu da açacağız. Bütün sınır kapılarımızı, gayet güzel projeler var, göreceksiniz. Türkiye'yi onların hayal edemedikleri güzelliklerle karşılaştıracağız.

(Gelecek Partisi liderliğinde gerçekleştirilen toplantı) Hangi temel ilkeler ve hangi hedeflerle bir araya geliyoruz diye konuştuk. Birbirinden farklı siyasi geleneklere sahip partiler olarak bizler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık. Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz. Bu ülkeye huzuru ya getireceğiz ya getireceğiz. Ortası yok. Bu temel hedefler dışında bir açıklamamız daha oldu. Geçen kurulmasına karar verdiğimiz komisyonların hangi aşamaya geldiği konusunda. Seçim güvenliği komisyonu kurmuştuk, dört aşamalı güvenlik sağlayacağız; 'seçim öncesi seçim dönemi seçim günü seçin sonrası' Neleri yapacağımız, detaylar belirlendi. Bu çalışma 6 Haziran günü kamuoyu ile paylaşacak.

CANAN KAFTANCIOĞLU VE EKREM İMAMOĞLU AÇIKLAMASI

İstanbul İl Başkanımız adaletsiz, hukuksuz kararlarla mahkum edildi. Teslim olmadan önce kendisi beni aradı, konuştuk. Morali gayet yerinde. Çünkü biliyor ki onurlu durduğu için cezalandırılıyor. Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler duruşumuz bellidir. Hapse atarlar, tutuklarlar ne yaparlarsa yapsınlar onurumuzdan ödün vermeyeceğiz. Vermeyenlerden birisi de İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu. Büyükşehir Belediye Başkanımız için de yarın duruşma var. çalışıyor, üretiyor. Hazmedemiyorlar. hâlâ İstanbul'u kaybettiklerine inanamıyorlar. Hala Ekrem Başkanı oradan nasıl alırız arayışı içindeler. Hazmedemiyorlar 'acaba Ekrem Başkanı hangi formülle oradan alırız da oraya birisini atarız' bu arayışa girmek vatana ihanettir. Bu arayışa girmek demokrasiye millete ihanettir. İBB belediye başkanını kim seçti? Saray mı uyuşturucu baronları mı seçti? Halkın seçti halk. Milletin iradesine saygı göstereceksiniz!

'BEN GERÇEK ÜLKÜCÜYÜM'

Bir tweet attık yabancı asker ve NATO konusunda. Vay efendim bunu nasıl söylersin. Bir daha söylüyorum bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz kardeşim! Ben Bahçeli değilim. Gitti teskereye evet dedi, yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir diye oy verdi. Ben gerçek ülkücüyüm, gerçek milliyetçiyiz, ben gerçekten de ülkemi seviyorum. Ben kendi ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum. Şimdi bu muhalif görünenler efendim Kılıçdaroğlu şöyle böyle diye ders vermeye kalkıyorlar. Ya sen düne kadar zorba hakkında tek cümle bile yazmadın ya, bize ayar vermeye kalkıyor. Gazeteci olduklarını söylüyorlar dün ne olduklarını biliyorduk bugün de ne olduklarını biliyoruz.

'TÜRGEV VE ENSAR'IN MAL VARLIKLARINI, KİMLERDEN MAAŞ ALDIKLARINI MAHKEMEDEN İSTEYECEĞİM'

Ben bu TÜRGEV'in ENSAR'ın bütün mal varlıklarını aldıkları maaşları kimlerden aldıklarını mahkemeden isteyeceğim. Öyle bağışladım falan değil havale merkezine gönderiyor parayı. Belki de vazgeçebilirler dava açmaktan. Öyle bağışladım falan değil havale merkezine gönderiyor parayı. Bütün vatandaşlarıma söylüyorum bir siyasetçinin hesabını veremeyeceği bir şeyi olmamalı. Halkından gizlediği bir şey olmamalı. Bir siyasetçinin evlatları para pul içine girmemeli. Sınır dışı operasyon yapacağız diyor e senin oğlun var dünya kadar milyonları var, ok atmakta da çok becerikli, gönder, niye göndermiyorsun? Fakir fukaranın çocuklarını gönderiyorsun, senin çocukların ise milyon dolarlarla oynuyorlar Amerika ile Türkiye arasında. Daha okçuluk vakfını bilmiyoruz. Onlar ne yaptı bilmiyoruz onlar da gizli kapaklı ama milletime sözüm var tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak benim boynumun borcudur. Kimse endişelenmesin Türkiye'yi huzura kavuşturacağız."