CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Z kuşağı tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Sen Z ya da Y kuşağından oy almak için şunları yapacaksın; bu gençler önce ne istiyor bunu bileceksin” dedi

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'Z kuşağı' mesajı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, Z kuşağı tartışmalarına da değindi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, "Ben sana söyleyeyim. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın" ifadelerini kullandı.

Şehir Üniversitesi'nin faaliyetinin kaldırılmasına ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Genç ve çalışkan üniversiteydi ama intikam almak için üniversiteyi kapattılar. Kimden? Sayın Ahmet Davutoğlu'ndan. Neden? Neden bizden ayrıldı. 'Niçin 'demokrasi' diyorsun, niçin hak, hukuk adalet' diyorsun? Niçin 'üniversite' diyorsun? Bu nedenle kapatıldı" dedi.

Kılıçdaroğlu, AKP'nin çoklu baro sistemi teklifine ilişkin ise yaşanan durumun Türkiye demokrasisine darbe vuran bir durum olduğunu söyleyerek, "Baroların bölünmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. Açık ve net söylüyorum, baroların bölünmesi vatana ihanettir. Eğer ülkede beka sorunu çıkacaksa bu tür adımlarla çıkacaktır" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Z kuşağı hayatı sorgulayan bir kuşak. Kimin doğru kimin yanlışları söylediğini bilen bir kuşak. Efendim çıktı bunlara bir sürü laf etti ama gerekli dersi verdiler. Sen Z ya da Y kuşağından oy almak için şunları yapacaksın; bu gençler önce ne istiyor bunu bileceksin. Ne diyorsunuz diye soracaksın. Ben sana söyleyeyim. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın. Gençler asla baskıcı yönetim istemiyorlar. Özgürlük istiyorlar. Tek adam rejimini sen sonlandırabilecek misin? Gençler biz dayatmayı kabul etmiyoruz diyorlar. Sen sınav tarihiyle oynayarak dayatmanın nasıl olduğunu onlara gösterdin. Gençler diyor ki seçim ve tercihlerime karışma diyor. Benim tercihlerim herhangi bir politik alanın unsuru olması. Sen bunu yapmayacaksan bunlar sana yarın güle güle diyecekler. Beni tektipleştirmeye özenme diyor gençler. Sen gençler benim gibi düşünecek diyorsun. Gençler kabul etmiyor. Gençler diyor ki eğitimde evrensel değerleri gözardı etmeyeceksin diyor. Dünyayı sorgulamak istiyorum diyorlar. Soegulama hakkımı elimden alma diyor gençler ve beni kobay olarak kullanma diyor. Erdoğan bütün bu gençler kobay olarak kullandı. 18 yılda tam 15 kez eğitim politikası değiştirdiler. Bu gençler sana güvenir mi?

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NİN KAPATILMASI

Üniversiteler çok önemli kurumlardır. Üniversitlere olan, üniversitleri bilim üreten her ülke dünyada saygın ülkedir. Dolayısıyla üniversitlerin sorunlarını çözmek hem iktidarın, hem parlamentonun hem de toplumun ortak görevi olmak zorundadır. bir üniversitemiz kapatıldı. İstanbul Şehir Üniversitesi. Neden kapatıldı? Pırıl pırıl öğrennnceher güştenmik kadrosu ile göz kamaşrtıran bir üniversiteydi. Genç ve çalışkan üniversiteydi ama intikam almak için üniversiteyi kapattılar. Kimden? Sayın Ahmet Davutoğlu'ndan. Neden? Neden bizden ayrıldı. 'Niçin 'demokrasi' diyorsun, niçin hak, hukuk adalet' diyorsun? Niçin 'üniversite' diyorsun? Bu nedenle kapatıldı."

'BU GENÇLER SİZE OY VERMEZ'

"Bu ülkenin geleceği gençlere emanet edilmiştir. Öyle bakıyoruz. Bana Kanada'dan bir ileti geldi. Benim e-posta hesabıma. (İstanbul Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü'nün ilk mezunlarından olan Atakan Kartal isimli kişinin iş bulamayarak yurt dışına çıktığına ilişkin yazdığı mektubu okudu) Sen gençlere böyle yaklaşıyorsun, adamını bulan işe giremiyor, bulamayan kapının önüne konuyor! Eski Kütahya Milletvekili, kızı hiçbir sınava girmeden memur yapılıyor. Fakat bu kız Ankara'da oturuyor. Tıkır tıkır aylığını aldı. Soruşturma açılmamasını isteyen de Süleyman Soylu. Tahkikat yapmıyor. Ankara'ya TOKİ'ye uzman olarak atandı sonra. Şimdi gençlere soruyorum ve onların ailelerine soruyorum; sen sınava girip alın teri döküyorsun. Hiçbir geçerliliği olmayan raporları gönderen kişi baş tacı ediliyor. Bu gençler size oy verir mi Allah aşkına. Bu gençlerde vicdan, ahlak var. Bu gençler size oy vermez! Saraydakinin gidişini hazırlayacak olan da gençlerdir. Saray'da oturan zat 6 üniversiteye rektör atadı. Bunlardan 4'ünün uluslararası dergilerde yayımlanmış tek bir makalesi yok. Döküntü yani. Hani liyakat vardı. Bir makalesi olmayanı üniversitenin başına getiriyorsun. O kıskançlığından makale yazanları cezalandıracak. Böyle bir anlayışla devlet, üniversite yönetilir mi? Böyle bir anlayışla üniversite bilgi üretebilir mi?

'YÖK DENEN DARBE KURUMUNU KALDIRCAĞIZ'

"Üniversiteler artık bilgi üretmiyor. Bir üni. bilgi üretirse o ülkenin sanayicileri katma değeri yüksek ürün üretirler. Ve Türkiye dünyada söz sahibi olur. Eğer üniversiteleri üniversite yapabilirsek, barış istedi diye hocaları atmazsak söz sahibi olabiliriz.

"Sizin tercihlerinizle biz iktidar olduğumuzda size söz veriyoruz YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağız.

AKP'NİN ÇOKLU BARO TEKLİFİ

Baroların parçalanmasına itiraz ediyorlar. Baro barodur diyorlar. Neden bölüyorsunuz? Polislerin hiçbir günahı yok, talimat verene, siyasi iktidara kızacaksın. Ama bu tabloyu dünyanın hangi ülkesindeki hangi kişi görürse görsün Türkiye'de demokrasinin olmadığı kanısına varır. Devleti yönetenlerin böyle bir ortamı yaratmaması lazım. Devlet baskıyla, elinde sopayla yönetirse böyle bir tablo ortaya çıkar. Mansur Yavaş çadır gönderdi, su gönderdi vermediler Yemek vermediler. Emin olun devleti sağduyuyla yönettiğinizde bunların hiçbiri olmaz. Bu tablo Türkiye demokrasisine darbe vuran bir tablodur Bu fotoğraf tek başına demokrasinin olmadığını gösteriyor. Baroyu ayrıştırıyorlar. Açık ve net söylüyorum böyle bir amaçla baroların bölünmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. Bahçeli'ye söylüyorum. Bu ülkenin bekasından söz ediyorsa yarın etnik kimlik bağlamında bölünen bir baroyu nasıl savunacaksın sen? Beka, beka! Ülkeye beka sorununu yaratan işte bunlardır.

CHP'Lİ BELEDİYELERİN AÇTIĞI DAVALARA RET KARARI VEREN HAKİMLER

"Pandemi dolayısıyla belediyeler yardım kampanyası açtılar. Hayır dediler. Bunun üzerine Ankara İstanbul ve İzmir belediye başkanlarımız dava açtılar. Danıştay 10. Dairesi yürütmeyi durdurmayı reddetti. Bu talebi reddeden hâkimlere şunu söylemek isterim; bana üniverstelerdeokutulan belediye kanunlarının herhangi birisinden o kısmı bulun çıkarın deyin ki, bu hoca demiş ki belediye bağış kabul ederken içişleri Bakanlığı'ndan izin alır' yazıyor. Yüzlerce kitap var. Birinde bile aksi yazmıyor! Bu kararın altına imza atanların hiçbirinin hâkim kimliği yoktur. Siz hâkim değilsiniz. Sarayın köleliği yapanlar bu ülkede hâkimlik yapamazlar. Bunların gün gelecek hesabı sorulacak. Sen kendi verdiğin mahkemenin verdiği kararlara bile uymuyorsun korkudan. Saray sana ne derse desin. Sen yarın çocuklarına hesap vereceksin. Yüzkarası bir kararın altına imza atıyorlar.

TUTUKLU GAZETECİLER

"Bütün haksızlığa uğrayan herkese, CHP'den selamlarımızı sevgilerimizi iletiyoruz. Herkesin bildiği bir olayı yazdılar diye, kalemlerini satmadılar diye, gerçek anlamda gazetecilik yaptılar diye hapsa atılıyorlar. Sanıyorlar ki yarın gelip önümüzde eğilecekler. Bunlar onurlu gazetecilerdir. Bunlar kimsenin önünde eğilmezler. Murat Ağırel yolsuzluk yapanları yazdı, Ağırel şimdi hapiste. Şimdi yolsuzluk yapanların hepsi Ağırel'e dava açıyorlar. Murat kardeşim hiç üzülme bu ülkede yaşayan insanların vicdanı var, adalet duygusu var. 83 milyon insan senin arkandadır. Haksızlık varsa, haksızlığın üstüne kararlılıkla gideceğiz.

TOPLANAN BAĞIŞ PARALARI

"Gelelim Erdoğan'ın hiç hoşlanmadığı sorulara; 15 Temmuz Şehit ve Gaziler için toplanan paralar nerede? 600 milyon lira. Nerede bu para? Niye vermiyorsunuz? Şehit yakınları, gaziler burada. Herkese rahat rahat 1 milyon düşüyor. Neden vermiyorsunuz?"