CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "Bilgi hırsızlığı yapan bir insanın Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var. Anayasa Mahkemesi gibi Yargıtay gibi bir yere üye atıyorsanız, atadığınız kişinin hukuku yüceltmesi lazım" dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan İrfan Fidan Tepkisi: Bilgi hırsızından AYM üyesi olur mu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

İrfan Fidan'ın AYM üyesi olmasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Öyle bir tezgâh kurdular ki seçimleri ertelediler korona sebebiyle. Adalet dağıtması gereken, adil olması gereken bir kurumun adaletsizliğin altına imza atması kadar acı bir şey var mıdır? Kendi hakkına ve hukukuna sahip çıkmaktan aciz olan bir mahkeme. Bir kişiyi AYM’ye bir kişinin talimatıyla göndermek için eğilip bükülen bir mahkeme tablosunu siz dünyaya sergileyemezsiniz, hakkınız yok. Ama yaptılar" dedi.

Kılıçdaroğlu "Bütçe sürecinden geçtik. Bu bütçenin 83 milyon vatandaşa getirdiği hiçbir artı yok. Bu bütçe tamamen tefecilere hizmet eden bir bütçedir. Bu bütçeye "evet" dememiz felsefemize aykırı" dedi.

"Şu bir gerçek, Türkiye'de insan hayatı çok ucuz. Gerekli önlemler alınmıyor" diyen Kılıçdaroğlu, "İnsanlar hayatlarını kaybediyorlar kazalar sonucu. Gaziantep'te hastanede patlama meydana geldi. 11 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu ve benzeri kazaların bir daha olmaması en büyük dileğimizdir" ifadelerine yer verdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Covid-19 dünyanın ortak sorunu ve bu soruna karşı alınan önlemler yeterli mi? O kadar çaresiz ve stratejiden yoksunlar ki bu süreci yönetemediler. Esnafa faydamız olsun, sanayiciye, kuryeciye, bakkala faydamız olsun dediler program açıkladılar.

Yardım edeceklerine vatandaşa IBAN gönderdiler. Ya sen yardım edeceksin, nereye gitti bu para?

Gündemde asgari ücret var. Milyonlarca kişi bekliyor. Bütçe görüşmelerinde açıkladık asgari ücretin net, vergisiz 3100 lira olması lazım.

Sen asıl vergiyi alınması gereken yerlerden alacaksın. Uyuşturucu, organ ticareti yapan adamdan alacaksın. Kara parayla devleti dolandıranlardan alacaksın.

Türkiye Cumhuriyeti devletinde para var ama sıra asgari ücrete gelince para yok. Bu bir siyasi tercihtir. O nedenle bütün sendikalara sesleniyorum. Bize göre asgari ücretin vergisiz 3100 lira olması lazım. Bunun altında bir asgari ücreti gerçekçi ve doğru bulmuyoruz.

TÜRKEŞ ZİYARETİ

"Barajlarımızı biz yaptık onunla övünüyoruz. İç Anadolu'da esnafların piri olan, Hacı Bektaş-ı Veliyi Mevlana'yı ve aşı Veysel'leri yeteri kadar biliyor muyuz? Neşet Ertaş'ı unuttuk mu? Yörük kardeşlerimizi unuttuk mu? Onların genç kuşaklara aktardıklarını unuttuk mu? Zengin bir kültür ve zengin bir coğrafyamız var. Ama bu coğrafyayı birlikteliğin sembolü olarak değil didişmenin sembolü olarak gündeme getiriyoruz. Ben Seval Türkeş'i ziyaret ettim. Bir mafya bozuntusunun bir siyasal partini destekçisi olması ve o partini de bu mafya bozuntusuna sahip çıkması cumhuriyet tarihinde bir ilkti ve buna açık gönüllülükle karşı çıkıyor. Mevlana'yı biliyoruz ama acaba felsefesini biliyor muyuz? Yunus Emre'yi biliyoruz ama acaba felsefesini biliyor muyuz? Ne diyor Yunus Emre biz kimseye kin tutmayız düşmanımız kindir bizim. Daha ne desin. Bütün peygamberler kine ve öfkeye karşı çıkmışlardır. Ben kine ve öfkeye hiçbir zaman itibar etmedim bundan sonra da etmeyeceğim."

ÇIPLAK ARAMA

Üniversite öğrencilerini hangi gerekçeyle çırılçıplak arıyorsunuz. Bunun yalan olduğu ifade edildi ama gerçek olduğu çıktı ortaya. AKP Grup Başkanvekili Sayın Özlem Zengin "Türkiye'de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum" diyor. Oysa var, üstelik yıllardır var. Yöneten devletin nasıl yönettiğinin farkında değil. Kız çocuklarını, kadınları çırılçıplak soyup arıyorsunuz. Yönetmelikle yapmışsınız bunu. Bu yönetmeliğin kaldırılması için çaba harcadık.

Şimdi siz bu hareketinizle üniversitedeki kız çocuklarını kazanacağınızı mı düşünüyorsunuz? Adalet sağladığınızı mı düşünüyorsunuz? Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer çıplak aramayı kaldırırlarsa biz her türlü desteği vermeye hazırız.

Esnaf zor durumda, esnafa sahip çıkmamız lazım. Günlük kazanıp günlük geçinen sokak satıcılarıyla ilgili hiçbir şey yok. Bunlar ne yapsınlar? Veriyorsan bir dükkan gitsinler çalışsınlar. Dükkan kiralayacak paraları yok. Bunlarla ilgili bir şey var mı? Hiçbir şey yok.

beIN SPORTS SORUSU: NEREDE BU PARALAR?

"Katarlılar futbol karşılaşmalarını belli bir rakamla satın almışlar. Hayır biz bunu kabul etmiyoruz, bu parayı da ödemeyeceğiz dediler. Doları sabitlediler. Kulüpler geçenlerde bir açıklama yaptılar Katar şirketi bizim talebimizi karşılamadı. Katarlı şirket ise, “biz parayı ödedik dedi. Soru şu spor kulüpleri bu parayı almadığına göre Katar şirketi de ben bu parayı ödedim dediyse bu para nerede?"

Mardin'de elektrik faturaları milleti perişan etmiş vaziyette. CHP iktidarında bu elektriği vatandaşın istediği koşullarda vatandaşa vereceğiz. Gerekirse devletleştireceğiz gerekirse Mardinli üreticiye destek vereceğiz.

Mardin'de en çok oyu alan partilerden birisi AKP, Şanlıurfa da öyle. Ama çiftçiye şunu söylüyorlar "Ne yaparsan yap sana hizmet etmeyeceğiz sen nasıl olsa bize oy vereceksin." Şimdi bütün çiftçilere söylüyorum. Gidip hala Ak Parti'ye oy verirseniz benim iki elim yakanızda olacak. Çoluk çocuğunuzun hakkını birilerine vermeyin sahip çıkın.

BEŞİKTAŞ SALDIRISINDA ÖLENLERİN YAKINLARINA BAĞLANAN AYLIK

TBMM Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçesi konuşulurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Beşiktaş'ta 10 Aralık 2016'da, 46 kişinin öldüğü saldırıda hayatını kaybeden genç tıp öğrencisi Berkay Akbaş'ın annesi ve babasına kişi başı 121 lira 96 kuruş verildiğini söylemişti. Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ilgili söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Terör eylemi sonucu şehit olan bir polis memurumuzun babasına 121,96 TL aylık bağlanması söz konusu değildir arkadaşlar. Nereden alıyorsunuz bu rakamları bilmiyorum" demişti. Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin şöyle konuştu:

"Devletten bu kadar nasıl haberdar değiller. En azından ses çıkarmazsın şu Kılıçdaroğlu'nun söylediği rakamlar ne dersin. İktidar kanadından size verilen her bilginin yüzde 90'ı yanlıştır. Ama benim verdiğim her bilgi yüzde 100 doğrudur. Şimdi bu makbuzları göndereceğim. Görevden ayrılmasını ya da benden özür dilemesini isteyeceğim."

""Fuat Oktay da bu 121 lira aylıkla ilgili açıklama yaptı. Sen yönünü saraya ve Erdoğan'a dönmüşsün; biz 83 milyona dönmüşüz. Küçük bir rahatsızlık geçirmiş bu vesileyle geçmiş olsun dileklerimizi de iletelim. Şehitler hepimizin şehididir. Fuat Oktay'ın şunu demesini beklerdim. Nereye gitti bu 52 milyon lira. Kim bu parayı yedi? Siz vicdanlıysanız, hiç hakkı içselleştirmişseniz bu 52 milyon lira nereye gitti diye sormalısınız. Benim verdiğim rakamlar da devletin rakamı ama sizin verdiğiniz rakamlar yalan. Siz açıkça yalan söylüyorsunuz.

ERDOĞAN'A TEPKİ

"İktidara gelirsek Ak Partiyi kapatacağız demişiz. Arkadaşlara sorduk, kimse böyle bir şey söylememiş. Biz demokrasinin yeşermesini istiyoruz. Devletin başında olan, orayı işgal eden adamın yalan söylemeye hakkı var mıdır? Yalan söylüyorsun! Bu ne demektir? Öfkeyi, kini beslemektir. Yalanı devlet politikası haline getirirseniz o ülkeye en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Eleştirin ama doğruyu söyleyeceksiniz. Ak Partiyi neden kapatalım! Tam bir akıl tutulması. Böyle bir şey ağzımızdan çıkmadı. Bir insan böyle katmerli bir yalanı nasıl söyler hayret ediyorum. Söylenecek tek bir şey var, Allah akıl fikir versin. Demokrasiyi bu ülkede koşulsuz savunan tek partiyiz. Sayın Erdoğan bunu iyi bil! Bu kadar yalanı nasıl söylüyorlar. Bunların danışmanı da mı yok. Bari Fahrettin'i alsaydın. Tam bir çöküş içindeler. Yalan söyleyerek acaba kendi kitlemizi ikna edebilir miyiz diye. Sen kendi kitlene dön bir bak çoğu aç aç!

İRFAN FİDAN TEPKİSİ

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı şimdi Yargıtay üyesi İrfan Fidan, atandı. Daha İstanbul'dan gelip ayağının tozunu silmedi, 'efendim ben AYM üyesiyim' dedi. 107 üyenin oyunu aldı. Arkasında kirli ilişkiler var ama geliyor 107 üyenin oyunu alıyor. Neden? Saraydan alınan talimatla. Daha dün geldin. AYM üyeliği yapacak birikime sahip olsun mu? Daha koltuğun ısınmadan talimat verildi ve 107 üye vicdanlarını kiralayarak oy verdi. Tam bir utanç tablosu! Biri de çıkıp burada bir yanlışlık var demiyor. Yine bize düştü.

Öyle bir tezgâh kurdular ki! Normalde 21 Aralık’ta yapılması gereken seçimleri ertelediler Korona sebebiyle. Adalet dağıtması gereken, adil olması gereken bir kurumun adaletsizliğin altına imza atması kadar acı bir şey var mıdır! Kendi hakkına ve hukukuna sahip çıkmaktan aciz olan bir mahkeme. Bir kişiyi AYM’ye bir kişinin talimatıyla göndermek için eğilip bükülen bir mahkeme tablosunu siz dünyaya sergileyemezsiniz, hakkınız yok. Ama yaptılar."

Bilgi hırsızlığı yapan bir insanın Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var. Anayasa Mahkemesi gibi Yargıtay gibi bir yere üye atıyorsanız, atadığınız kişinin hukuku yüceltmesi lazım. Bunların hiçbirisi yok değerli arkadaşlar.

Bunu yani intihal yaptığını sayın Barış Pehlivan, ODA TV’deki yazısında bütün ayrıntıları ile açıkladı. Sorduk bu yazıya tekzip geldi mi diye. Makaleyi yazan akademisyen, tarafıma ve makaleye atıf yapılmaksızın yararlanılmasını doğru bulmuyorum dedi. Düşünün Anayasa Mahkemesi’ne üye oluyorsunuz ve bilgi hırsızlığı yapıyorsunuz.

Bilgi hırsızından Anayasa Mahkemesi Üyesi mi olur ya. Bu bilgileri oradan alıp kendi iddianamesinde kullanın. Hırsızın Anayasa Mahkemesi Üyeliği’nde ne işi var. Bu adam AYM üyelerinin yüzüne nasıl bakacak. Ben bilgi hırsızıyım, beni ödüllendirdiler. Değerli arkadaşlarım bakın eğer bu bir akademisyen olsaydı ve YÖK’te tartışılsaydı.

İlgili madde, başkalarına ait bir fikir ve eserleri atıf yapmadan kısmen veya tamamen almak üniversiteden atılma sebebidir. Siz üniversiteden atılması gereken insanı AYM üyesi yapacaksınız. Erdoğan acaba kendi geleceğinin altyapısını mı oluşturuyor. Hangi ahlak, hangi erdem. Yine, 5846 sayılı kanunda. Bir eserden kaynak göstermeksizin ihtirasta bulunan kişi adli ve idari para cezası ile cezalandırılır.

İrfan Fidan açıkça bilgi hırsızlığı yapıyor, biz onu cezalandıracağımıza ödüllendiriyoruz. Dünyaya da bu mesajı veriyoruz. Eğer biraz iradesi varsa, ben Anayasa Mahkemesi’ne üye olmak istemiyorum demek zorundadır. Değerli arkadaşlar, o kadar ciddi bir sorun ki bu. Potansiyel bir suçluyu devletin en yüce makamına hakim olarak seçiyorsunuz.

Saray’ın talimatı ile hukuksuzluk baş tacı edilirse, en büyük haksızlık kuruma yapılmış olur. Anayasa Mahkemesi sıradan bir mahkeme değildir. Eğer bu kişide onur varsa, toplu iğne ucu kadar onur varsa adaylıktan çekilir. Ben adaylıktan çekiliyorum der.

Bugüne kadar çok farklı görüşlerde kişiler atandı, hepsine saygı gösterdik. Kendi iradesini Saray’a ipotek edenden hâkim olmaz. Biz oraya siyasi militanlar mı yerleştiriyoruz yoksa davalara baksın diye hâkim mi yerleştiriyoruz. Cumhurbaşkanı’nın davaları ile akıbet sorulunca cevap vermeyen hâkim, Afyonkarahisar’a sürüldü. İşte bunlara hakim denir.

Yine rüşvet alan birisi mahkemedeydi, o da büyükelçi oldu. Devlette ahlakı egemen kılmamız gerekiyor. 4-5 yerden aylık alanları ve bunu marifetmiş gibi paylaşanları gördük. Eski Ak Parti Milletvekili orada lise mezunu, TBMM’nin resmî sitesinde üniversite mezunu görünüyor. Bu sahtekâr bir dönem Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlığı yaptı.

Bu makam için bir sahtekara görev verili mi? Ve siz bunu getiriyorsunuz, başdanışman olarak atıyorsunuz. Pes ya. Şu devletteki çürümeye bak. Herkese meydan okuyorum diyor. Sahte diploma almadığını iddia ediyor. Şöyle savunma yapıyor: Ortaokul mezunu olduğunu, lise mezunu olmadan yüksek tahsil yapamadığını söylüyor. Hamza Yerlikaya’nın bir numaralı sahtekar olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkesin bilmesini istiyorum.

Tam bir yavuz hırsız. Bakın bu kadar ağır eleştirilerime karşı isterim ki beni mahkemeye versin. Hamza Yerlikaya, sahte diplomalarla bir bankanın yönetim kurulu üyeliğine atandı. Bankayı soyarsa, kimse şaşırmasın. Hamza Yerlikaya’yı mutlaka Hazine ve Maliye Bakanı da Merkez Bankası Başkanı yapmalıyız.

Bekliyorum, acaba Saray’dan haber gelecek mi? Bunlar birbirlerini biliyorlar demek ki, sen malı götürmeye devam et, benim arkamdalar diyorlar. Türkiye’de bütün ilişkilerin insani olarak sağlanması sözünü veriyoruz. Milletvekilleri onurlu olacak, saygın olacak, düzgün insan olacak. Milletvekili olan insana ve saygı duyacak. Milletvekili olan kul hakkı yemiyorsa, üzerine yürünecek. Biz ahlakı egemen kılacağız.

Biz haklı ile haksızı tartışırken, haksızı bu çatının altında tutmayacağız. Benzer olayı FETÖ’cüler yapmıştı. Yıldırım hızı ile Anayasa Mahkemesi’ne atadılar. Şu an nerede, cezaevinde. Bizim yüreğimizde insan sevgisi var. Biz kul hakkını savunmak için bütün çabayı gösteririz. Bu coğrafyada yaşayan bütün çocukların akşam huzur içerisinde yatmalarını isteriz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün çocuklarımızın güzel okullarda okumasını isteriz. Cumhuriyetimizi gerçek anlamda bir demokrasi ile taçlandıracağız.