CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın CHP'nin sokak çağrısı yaptığı iddialarının "Hayal" olduğunu belirterek, parti tabanına "Taşkınlık yapmayacaksınız, sokağa çıkmayacaksınız, sabırla sandığı bekleyeceksiniz" şeklinde talimat verdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nda işlem yapılmayan İBB'deki yolsuzluk iddialarına ilşkin dosyalarda 13 milyar TL'lik kamu zararı tespiti bulunduğunu bildirdi.

Kılıçdaroğlu'ndan parti tabanına "Sokağa çıkmayın" talimatı

HÜSEYİN ŞİMŞEK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP muhabirleriyle bir araya gelerek gündemdeki çok sayıda konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisine yönelik söylemlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda hayata geçirecekleri icraatlardan seçim sürecine ve Cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar çok sayıda açıklama yaptı. Olası bir erken seçime karşı olağan kurultayı erteleme konusunda da Kılıçdaroğlu, bu kararı parti tüzüğüne göre Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) aldığını ancak bir istisna yaparak bunu Parti Meclisi (PM) ile görüşeceklerini bildirdi.

SABIRLA SANDIĞI BEKLEYECEKSİNİZ

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ekonomiden dış politikaya, seçim gündeminden iktidara yönelik mesajlarına kadar çok sayıda konuda yaptığı değerlendirmeler şöyle:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Muhalefet sokağa dökülecekmiş’ dedi, 15 Temmuz hatırlatması yaptı. Gülümseyerek yorumladım. Tam tersi arkadaşlara, ‘Taşkınlık yapmayacaksınız, sokağa çıkmayacaksınız, sabırla sandığı bekleyeceksiniz’ dedi. Beyefendi hayal aleminde yaşıyor. Vay efendim sanki biz sokaklara çıkılması talimatı vermişiz. Bunun basın danışmanları yok mu? Ne konuştuğumuzu önüne koymuyorlar mı? Hangi taşkınlık? Tam tersi sakin, sabırla seçim sandığını bekleyeceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız, otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştireceğiz, nokta. Beyefendi bizim sokağa çıkmamızı istiyor, zorlayacak, baskı kuracak, çıkmayacağız. Sandıkta gereğini yapacağız.”

CHP İKTİDARININ ÖNCELİKLERİ

“İktidar olduğumuzda bir hafta içinde yapacağımız iş, Stratejik Planlama Teşkilatı’nı kurmak olacak. Bu ülkenin geliri gideri nedir, hangi fonlarda ne kadar para var, Paralar nereye harcanıyor? Tüm rakamları bilmezseniz sağlıklı yönetemezseniz. Burada çalışacaklara, ‘Bana 10 gün içinde tüm rakamları getireceksiniz. KÖİ projeleri nedir, ne kadar ödenecek, borç nedir, alacak nedir’ diyeceğiz. Tüm rakamları alacak sonra yöneteceğiz. Sonra Ekonomik Sosyal Konseyi toplayacağız. Bir tarafa bakanlar bir tarafa sorunları yaşayanlar… ‘Anlatın bakalım’ diyeceğiz. Çiftçilerin, esnafın aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Bunları bir hafta içinde yapacağız. Önümüzdeki beş yılın da planlanması lazım. İktidar olduğunuzda 1 numaralı kararname var. Devletin bütün üst kademesindeki bürokratlar istifa etmiş sayılıyor. O işin uzmanı kimse onları oralara atayacağız. Suriye, AB, Mısır ile barışacağız. Avrupa’daki bütün demokratik özgürlükleri kendi ülkemize getireceğiz.”

ERKEN SEÇİME KARŞI KURULTAY’IN ERTELENMESİ

“Aslında kurultay erteleme konusunda karar MYK’nin ama biz bunu İlk PM’de görüşeceğiz. Önemli bir karar olduğu için bunu PM’ye taşımayı daha etik bulduk, orada karar alacağız.”

ERDOĞAN’IN ‘KURUN KÖPÜĞÜNÜ ALACAĞIZ’ AÇIKLAMASI

“Zamları geri mi alacaklar? Enflasyonun köpüğünü almak için zamları da alması lazım. Yapacağını hiç sanmıyorum. Politik bir söylem, kendi tabanını rahatlatmak için kullandığı bir cümle. Ekonominin ne kadar kötüye gittiğini Erdoğan da biliyor. Eximbank’a talimat verildi, talepleri beş gündür karşılayamaz durumda. Erdoğan, ekonomiyi de Türkiye’yi de yönetemiyor, yönetme gücü, kapasitesi, bilgisi yok. Onun için 84 milyonu bindirmiş freni patlamış bir kamyona hep birlikte yokuş aşağı gidiyoruz.”

İBB SORUŞTURMASI VE 13 MİLYAR TL’LİK YOLSUZLUK

“Ekrem Bey’i suçlamalarının nedeni aslında ekonomideki kaosun unutturulmasıdır. Zamlar yağmur gibi geliyor, işsizlikten insanlar geçinemiyor. Bir hanede bir kişi çalışıyorsa o hanede tencere kaynamıyor. Bütün bu sorunları Ekrem beyi ilave edip tartışma zeminini bu tarafa çekmek istediler. Müfettişleri görevlendirdiler. Bizim belediyelerimizde zaten müfettiş, Sayıştay denetçisi eksik olmuyor. İstanbul, AK Parti’nin yandaşlarını yemlediği bir havuzdu, büyük bir rant vardı. Yolsuzluklar konusunda bu kadar hassas olan İçişleri Bakanlığı, 34 yolsuzluk dosyasına el koydu bizden önceki yönetimin. Ne oldu bunlar? Bu dosyalardaki toplam yolsuzluk miktarı da 13 milyar TL.”

ERKEN SEÇİME GİTMEK ZORUNDALAR

“Erdoğan, erken seçime gitmek zorunda. Ülke yönetilemez noktaya geldi, Hazine’nin, piyasanın vatandaşın durumu malum. Nereye kadar götürecek? Geçen her gün 84 milyonun sırtına yeni yükler geliyor. ‘Faizi düşürdük’ dediler, tam tersine Hazine’nin borçlanma faizi, vatandaşların faizi yükseldi, bütün faizler yükseldi.

MUTFAK SİYASETTE EN GÜÇLÜ ALAN

“Dini söylemlerle vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Faiz arttı peki ne oldu? Nas ne oldu? Erdoğan şöyle düşünüyor, ‘Tabanım ne söylesem inanır. Ben bunları rahatlıkla kandırabilirim’ Ama Erdoğan’ın bilmediği bir şey var. Bu ülkenin insanı, mutfağa girince gerçekle karşılaşıyor. İstediği kadar din argümanları kullansın ama mutfak, siyasette en güçlü alan. Siyaset, inanç ve kimlik alanlarına asla girmemeli. Anayasa’nın 24. maddesinde de bu açık ve net belirtiliyor.”

BÜYÜK VURGUN YAPTILAR

“Doların 18’e çıkması, sonra inmesi ile çok büyük vurgunların yapıldığını biliyoruz. Ama bunun somut belgelere indirgenmesi gerekiyor. Bahçeli’ye çağrı yaptım. Kim kazandı bunun tespiti gerekli. Bankalarda bu kayıtlar var. AKP bunu reddetti MHP ile birlikte. Yani ‘Biz yolsuzluğa göz yumduk’ diyorlar. Bunu unutacağımızı kimse düşünmesin. Hem 128 milyar doları hem 20 Aralık gecesi yaşanan büyük operasyonun ayrıntıları, günü geldiğinde kamuoyu ile paylaşılacak.”

CEZASI OLMAYANI İŞE GERİ ALACAĞIZ

“İhraçlar konusunda, hakkında soruşturma açılmamış ya da soruşturma açılmış ama hakkında takipsizlik kararı verilmiş ya da beraat etmiş insanları işlerine başlatacağız. Soruşturma açmışsın bir şey çıkmamış e o zaman niye bu kişinin elinden işini alasın? Bu devlete yakışmaz, sosyal devlete hiç yakışmaz. Devlet öç alan bir makam değildir adalet dağıtan bir mekanizmadır. Bizim bakış açımız budur, bu çerçevede hareket edeceğiz. Dolayısıyla ‘Helalleşme’ diyorsanız herkesin hakkını hukukunu teslim ettiğiniz zaman da bir şey kalmamış olur.
FETÖ ile mücadeleyle ilgili ise bu yapılanmanın eskiden beri doğru olmadığını, bunun paralel bir yapılanma olduğunu söyledik. Bir sürü soru önergesi verdik. Mücadele nedir? Benzer oluşumla izin vermemektir. Devletin içinde paralel yapılanmalar olmaz. Paralel yapılanmaya izin verdiğiniz an devlet dediğiniz kurumu çökertirsiniz. Şu anda paralel yapılanma var mı diye ben sorayım. Evet var. Bir saray bir de saray dışındaki devlet. Dışişleri Bakanı kim? Bir görünen Dışişleri Bakanı var bir de sarayda Dışişleri bakanı var. Bir görünen Hazine Maliye Bakanı var bir de sarayda Hazine Maliye Bakanı var. Bir görünen YÖK Başkanı var bir de sarayda YÖK Başkanı var. Bir görünen Milli Eğitim Bakanı var bir de sarayda Milli Eğitim Bakanı var. Peki saraydaki kişi devletteki kişiyi nasıl denetliyor? Parti komiseri atayarak. Her bakanın yanında bir bakan yardımcısı var. Bakan yardımcılarını atayan kişi, atanan kişiyi partilerinden seçiyor. Atayan kişi, ‘Bu bakanın ne yaptığını bana bildireceksin. Benim talimatlarımın dışına çıkıyor mu çıkmıyor mu söyleyeceksin’ diyor. Böyle bir devlet yapılanması çürümeyi getiriyor. Liyakatı yok ediyor.”

"TANJU ÖZCAN 100 BİN İMZAYI TOPLARSA ADAY OLABİLİR"

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ‘Cumhurbaşkanı adayı olabilirim’ açıklamasıyla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Herkesin aday olduğu ortamda Tanju Bey de aday olmak isteyebilir. 100 bin imzayı toplarsa o da aday olabilir. Biz kimseye sen aday olmayacaksın diye baskı yapmıyoruz. Dolayısıyla Tanju Bey de kendi ilettiği il çerçevesinde, belediye başkanlığı yaptığı ilin hassasiyetlerini dikkate alarak politika yapıyor. Saygı duymak gerekiyor bir anlamda" dedi.