CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert eleştirilerde bulundu. "Büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Meydanda alkışı görünce aklına gelen her şeyi söylüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez" ifadelerini kullandı. "Bizim askerlerimiz şehit olsun bunu istiyor beyefendi" diyerek eleştirilerine devam eden Kılıçdaroğlu, "Neden garibanın evladı, çocuğu orada şehit olsun. Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Gönder kardeşim onları Suriye'ye, başkomutanı da Bilal Erdoğan olsun" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu: Suriye'ye komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar gitsin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. "Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez" diyen Kılıçdaroğlu, "Bizim askerlerimiz şehit olsun bunu istiyor beyefendi. Neden garibanın evladı, çocuğu orada şehit olsun. Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Gönder kardeşim onları Suriye'ye, başkomutanı da Bilal Erdoğan olsun" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Asistan Doktor Rümeysa Berin Şen’in 36 saatlik nöbetin ardından evine dönerken trafik kazasında yaşamını yitirmesine değinen Kılıçdaroğlu, "Bir sağlık çalışanının 36 saat çalışması demek, kadro eksikliği var demektir. Dışarıda atama bekleyenler var demektir. Neden varolan kadroları boş tutuyorsunuz?" diyerek tepki gösterdi.

"Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği var. Yaralanıyorsunuz ama gazi sayılmıyorsunuz" diyen Kılıçdaroğlu, "7 aydır MHP'nin verdiği kanun teklifi bekliyor. Neden bekliyor? Saray'dan irade alınmadığı için bekliyor. Saray hâlâ bizim yanımızda diye düşünüyorsunuz, Saray sizin yanınızda değil, beşli çetenin yanında" ifadelerini kullandı.

OECD'ye (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye'yi gri listeye alınmasına da değinen Kılıçdaroğlu, iktidara tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi 'gri listeye' aldılar. Terörü finanse eden kaynaklara göz yumuyorsunuz açıklaması yaptılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını ayaklar altına almaya bu hükümetin ne hakkı var?" diye konuştu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Her evde araba var, kapıcısında araba var. İkinci elde araç yetişmiyor" açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Onun arabası var diye Türkiye zengin sanıyor?" dedi.

Büyükelçi krizine değinen Kılıçdaroğlu, "Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Teslim ederseniz bu tür garip olaylarla karşılaşırsınız" diye konuştu.

Erdoğan'a tepki göstermeye devam eden Kılıçdaroğlu, "Bizim askerlerimiz şehit olsun bunu istiyor beyefendi. Neden garibanın evladı çocuğu orada şehit olsun. Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Gönder kardeşim onları Suriye'ye, başkomutanı da Bilal Erdoğan olsun" dedi ve ekledi: "Büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor. Meydanda alkışı görünce aklına gelen her şeyi söylüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez."

kilicdaroglu-ruh-sagligi-sorunu-olan-birisine-devlet-teslim-edilemez-936516-1.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Herkes Türkiye nereye doğru savruluyor diye bir endişe içerisinde. Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece hiç kimse endişeye kapılmasın. Temel ve tarihi bir görevimiz var. Kimse endişe etmesin. İyi yönetilmediğini biliyoruz, sorunlar olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki kışın çok ağır geçeceğini de biliyoruz. Bunların hepsini farkındayız. Onlar çözemeyecekler, biz çözeceğiz.

"740 BİN SAĞLIK ÇALIŞANI ATAMA BEKLİYOR"

Pandemi döneminde hepimiz ciddi sorunlar yaşadık. Sağlık çalışanlarımız günün 24 saatinde, 36 saatinde çalıştılar. Bazen uyumadan mücadele ettiler. Onlara millet borcumuzu alkışlarla ifade etmeye çalıştık ama aynı sorun artarak devam ediyor. 36 saat gözünü kırpmadan çalışmak ne demektir? 36 saat bit hastayı daha kurtarabilirim diye çalışmak ne demektir? 36 saatin sonunda evime gideyim diye yola çıkıyorsunuz ve trafik kazasında hayatınızı kaybediyorsunuz. Bir çalışanın, bir sağlık çalışanının 36 saat çalışması demek, kadro eksikliği var demektir.

Dışarıda atama bekleyenler var demektir. Neden varolan kadroları boş tutuyorsunuz? Kimler boş tutuyor? Atama yapın. 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Personel eksikliği nedeniyle insanlar olağanüstü gayret sarf ediyorlar. İnsanı robot olarak gören bir anlayış olabilir mi? Sağlık çalışanlarına sesleniyorum; sakın moralinizi bozmayın. Yurtdışına gideceğim diye bir telaşa kapılmayın. Size her türlü olanağı sağlayacağız. Söz veriyorum bütün sağlık çalışanlarını başımızın üstünde taşıyacağız.

"DÜNYADA HASTANESİ OLMAYAN TEK ORDU TÜRK ORDUSU"

Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu terörle mücadelede yararlandı. Helikoptere alındı, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne götürülüyor ama helikopterin ineceği yer yoktu. Ve arkadaşımız hayatını kaybediyor. Sorumlusu kim? Eskiden askeri hastaneler vardı. Örneğin GATA vardı. 400-500 yataklı askerli hastaneler vardı. Bu hastaneler neden kapatıldı? Dünyada hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu. İktidarımızda ilk bir hafta içinde askeri hastanelerin tamamı açılacak.

MHP'YE: SARAY SİZİN YANINIZDA DEĞİL, 5'Lİ ÇETENİN YANINDA

Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği var. Yaralanıyorsunuz ama gazi sayılmıyorsunuz. Bu kardeşlerimiz örgütlendiler dernekler kurdular. Bize de geldiler söz verdim kanun teklifi hazırlayacağız diye. Diğer partilere de gidin dedik. Gittiler, gezdiler. MHP'ye gittiler söz verildi onlara da. 7 aydır MHP'nin verdiği kanun teklifi bekliyor. Neden bekliyor? Saray'dan irade alınmadığı için bekliyor. Saray hâlâ bizim yanımızda diye düşünüyorsunuz, Saray sizin yanınızda değil, beşli çetenin yanında.

İKTİDARA 'GRİ LİSTE' TEPKİSİ

Kendi bölgesinde ve dünyada saygınlığı ve itibarı olan Türkiye bunları yitirmeye başladı. OECD'nin kurduğu Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye kurucu ülkelerinden birisi. Kara para ve terörü finanse eden ilanlarla mücadele edecekler. Türkiye'yi gri listeye aldılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarını bu hükümetin ayaklar altına almaya ne hakkı ne yetkisi vardır? 'Terörle mücadele ediyoruz' gibi bir sürü laf ediyor iktidar tarafı ama El Kaide, IŞİD olunca onların para hareketlerine ses çıkarmıyorlar. Sanıyorlar ki dünya görmüyor. Dünya tamamını görüyor.

ERDOĞAN'A 'HER EVDE ARABA VAR' YANITI

Sosyal devlet ne demektir? Sosyal hukuk devleti güçsüzleri, güçlüler karşıs��nda koruyarak gerçek eşitliği yani toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Sosyal devlet bu felsefeden yola çıkınca işsizine iş bulan, ekonomik kalkınmayı büyüten, adaletle vergi alan, ekonomik büyümeyi adaletle sağlayan devlet demektir.

'Her evde araba var. Kapıcısında da araba var. İkinci ele araba yetişmiyor' demiş. Ona mı göz diktin sen? Onun arabası var diye Türkiye'yi zengin sayıyor. Sen o kişinin araba, cep telefonu alırken ne kadar vergi ödediğini biliyor musun?

Dönüyorsun apartman görevlisinin arabasına göz dikiyorsun. Sen apartman görevlisinin kaç para aldığını, asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyor musun?

Devleti yönetemezler, yönetmiyorlar da zaten. Devleti soyulacak organ olarak görüyorsanız yönetemezsiniz zaten. Acaba o şahıs 'yaşam kalitesi' diye bir deyimin olduğunu biliyor mu acaba?

BÜYÜKELÇİ KRİZİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Büyükelçiler olayı. Türkiye daha önce böyle bir rezaleti yaşamadı. Ekonomi allak bullak oldu. Dışişleri bürokratları devreye girdiler, gece gündüz çalıştılar. Olayı telafi etmeye çalıştılar. Dolar ne oldu? Fatura 83 milyonun sırtına yüklendi. Bu, şunu gösteriyor; bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Teslim ederseniz bu tür garip olaylarla karşılaşırsınız.

Gelir dağılımında büyük bir dengesizlik ortaya çıkacak. Dolar tırmandı, kim kazandı? Esnaf, manav, berber, balıkçı hiçbirisi kazanamaz. Kazanan devlete dolarla borç verenler, dolarla ihale alanlar, dolarla geçiş ücretlerini tespit edenler, kaybeden 83 milyon.

"ZAM YAĞMURUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ"

Dolar her 10 kuruş arttığında vatandaşın sırtına yüklenen yük 24 milyar Türk Lirası. Bir zam yağmurunu hepimiz biliyoruz. Memleketi bu hale kim getirdi? Dış güçler diyorlarsa o zaman 20 yıldır Türkiye'yi dış güçler yönetiyor bizim mi haberimiz olmadı? Sen yönetemiyorsun ve Türkiye'yi felakete hazırlıyorsun. Kara kışla karşı karşıya herkes.

Elektriğe son bir yılda 3, doğalgaza 8, yerli kömüre yüzde 30, benzine 1 yılda 10, mazota 9 kez zam yapıldı. Bakın bunların içinde yiyecek, içecek yok hiç. Günlük hayatta kullanmak zorunda olduğu şeyler bunlar. TÜİK'in verilerine bakıyoruz. Domatese yüzde 70, yumurta yüzde 69, salatalık yüzde 64, patates yüzde 58 zam. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde asgari ücret açlık sınırının altına düşmemişti. Kendilerine 'Kara Kış Fonu' çağrısı yaptık ama kulak asmadılar.

"SURİYE İLE BARIŞACAĞIZ"

Dış politikanın milli olması gerektiğini defalarca açıkladım. Dış politikayı belirleme konusunda bakanlık tümüyle devre dışı bırakıldı. Büyükelçi olayında dışişleri bakanlığının bütün bürokratları çalışarak bu kazayı atlatmaya çalıştılar.

Her şeyi Erdoğan 'ben bilirim' diyor aksini söyleyeni düşman ilan ediyor. Tezkere geldi isterdik ki gruplara bilgi verilsin. Olmadı. Tezkerenin bir başka önemli özelliği daha var. Şimdi torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine gelin buna 'evet' deyin diyorlar. Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız? Bir bilgi verir, bize bir anlat.

Tezkereler gelirdi 6 ay, 1 yıldı. Şimdi 2 yıl. Niçin? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var onu başkaları yapabilir ama biz CHP'yiz. Senin her dediğine 'evet' deseydik niye ayrı bir parti kuruyoruz? MHP senin her dediğine evet diyebilir ama biz milli kurtuluş savaşı döneminden gelen bir partiyiz.

Biz iki yıl içinde Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz, barış içinde diyoruz. Beyefendinin bakış açısı ise bir de şimdi İdlib'ten bir ordu gelsin. Suriye ile savaş değil, Suriye ile barışacağız.

TEZKERE AÇIKLAMASI

Bizim olaya bakış açımızı milletin taktirine sunuyoruz. Daha fazla sığınmacı istemiyoruz. Bunu öngören bütün düzenlemelere karşıyız. Hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz. Suriye'de askerimiz ve polisimiz gitti, ne mücadelesi? Barış varken neden kavga? 33 askerimizi Ruslar şehit etti. Soruyorum sen ne yaptın? Koşa koşa gittin Putin'in ayağına. Bu benim onuruma dokunuyor.

Bizim askerlerimiz şehit olsun bunu istiyor beyefendi. Neden garibanın evladı çocuğu orada şehit olsun. Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Gönder kardeşim onları Suriye'ye, başkomutanı da Bilal Erdoğan olsun. Hiçbir askerimizin burnu kanamasın. Niye yapıyorsunuz siz bunu? Bunların terk ettiği vatan toprağına bayrağımızı yeniden dikeceğiz.

Büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor. Meydanda alkışı görünce aklına gelen her şeyi söylüyor. Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez. IŞİD ve El Kaide militanlarını hapisten çıkarıyorsunuz, iki askerimizi diri diri yakıyorlar. Bir gazeteci kardeşimiz yazınca yeniden tutukladılar. El Kaide ve IŞİD'in banka hesaplarını neden incelemiyorsunuz? Neden müdahale etmiyorsunuz? Sen önce kendi toprağına bak.

Bahçeli'ye soruyorum; yabancı askerler Türkiye'ye gelip konuşlanacak diye el kaldıracak. Söyle bakalım milliyetçi sen misin, biz miyiz? Yabancı askerlerin potinlerinin Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden, vatanseverseniz bu rezilliğe son verin."