Kılıçdaroğlu: Sana söz verip sözünü tutmayan partiye oy verme

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Kılıçdaroğlu, "Geçen hafta Konya, Hatay ve İzmir'i ziyaret ettim. Konya'da belediye başkanlarımızın toplantısı vardı ona katıldım. Size oy veren vermeyen herkesi kucaklayacaksın, ayrımcılık yapmayacaksın dedim. Vatandaştan vergi topluyorsunuz, siz de hizmet veriyorsunuz. Belde halkına neye ne kadar gitti anlatacaksınız. Halka hesap vermek, hakka hesap vermek gibidir." dedi.

'Konya'daki 100 yılı aşkın yıldır bulunan Konya Lisesi'ni MEB nitelikli okul kapsamında çıkarıyor' diyen Kılıçdaroğlu, "100 yıllık okulsunuz, sizden önemli isimler çıktımı dedim. Çok dediler. Turgut Özal, Tarık Buğra, Ahmet Hamdi Tanpınar bazıları. Konyalı kardeşlerime sesleniyorum, bize yeterince teveccüh göstermiyorsunuz. Sizin çocuklarınıza kim sahip çıkıyor? Size kim sahip çıkıyor, sorunlarınıza kim sahip çıkıyor? Siz size sahip çıkana sahip çıktığınız gün kurtulacaksınız. Kaç ülkede 100 yıllık okul var. Siz bu okulu hangi gerekçelerle nitelikli okul kapsamından çıkarıyorsunuz? Konyalı kardeşlerim düşünsünler, ben biliyorum. Yarın sandığa gittiklerinde haklarına sahip çıkanları mın savunacaklar, yoksa çocuklarının eğitimini engelleyen iktidarı mı savunacaklar?" diye konuştu.

"Atanamayan bir kızımız atanamadım diye intihar etmiş" diyen Kılıçdaroğlu, "Bunun için söylüyorum, vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok. Ülkede sorunlar yumağı var. Astsubaylar diyor ki; Mevcut hükümet bize söz verdi. Görev tazminatı ve intibaklarını yapacağız dediler. Astsubaya haklar vereceğiz diye söz verdiler diyor. Biz de 100 binlerce kişi oy verdik. 100 gün için vaat verdiler. 3 yıl geçti hala sözünü tutmadılar. Kendimizi kandırılmış gibi hissediyoruz diyor. Sen öyle düşünme kandırıldın. Bunlar oy aldıktan sonra 5 sene yanımıza yaklaşmayın diyorlar. Biz söz verirsek yaparız. Size yaparsak herkes istiyor. Sandık geliyor, sandıkta dersini vereceksin. Demokrasinin ne olduğunu öğrenecekler. Sana söz verip sözünü tutmayan partiye oy verme."dedi.

"SEÇİM ATMOSFERİNE GİRDİK"

"Şimdi seçim atmosferine girdik" diyen Kılıçdaroğlu, "Sandık geliyor sandıkta dersini vereceksin. Seçim atmosferine girdik bunlar mahalle mahalle gezecekler. Erken seçime gidiyoruz oy verin bunu yapacağız yine sizi kandırmaya çalışacaklar. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir." ifadelerini kullandı.

Pendik Çınarcık'taki tapu sorununa değinen Kılıçdaroğlu, "Çınardereliler diyor ki, Kartal verdi, siz neden vermiyorsunuz? Pendik'i bize verin bütün tapuları vereceğim. Meşhur bir zat var ya bağırmış, Bay Kemal tapusuz yerlere tapu dağıtacakmış diye. Evet tapu dağıtacağım. 50 yıldır oturanlara vereceğim. O zat bilsin ki, biz Ecevit geleneğinden geliyoruz. Toprak işleyenindir. Yapamazsın diyorlar, yapacağız. Yetki verin göreceksiniz. Kartal nasıl yaptıysa, Pendik'te de yapacağız. Vatandaşa kaçak der, kendisi kaçak evde oturuyorum diyordu. Kendisi lük sarayda oturuyor ya, orası da kaçak. Vatandaşın tapusunu vereceğim, senin yerin olmayacak. Oturduğun yer haramdır, haram. İsraftır. İslam israf haramdır der." dedi.

ROMANLARLA GÖRÜŞME

Romanlarla görüşmesine değinen Kılıçdaroğlu, "O zat sizi ayağına çağırıyor, ben ayağınıza geldim dedi. Bu zat celalenmiş. Bay Kemal diyor, buyur Bay Recep. Bay Recep diyor ki, ben sizin içinizden çıktım diyor. Nereden çıktı bilmiyorum, bir şeyi biliyorum. Sen Sulukule'ye ihanet ettin. Bu geldi, buralar çok değerlendi, sürün bunları dedi. Aralarından çıktıklarını sürdü. Şimdi de ahkam kesiyor, ben aranızdan çıktım diye. Eski filmlerdeki gibi içinden çıktığı mahalleye lüks arabayla gelir. Ama unutma her filmin Tarık Akan'ı, Kadir İnanır'ı, Yılmaz Güney'i vardır." şeklinde konuştu.

"Gaziosmanpaşa'yı da Fikirtepe gibi yapmaya çalışıyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, "Verin yetkiyi, kentsel dönüşümle kimsenin burnu kanamadan yenileyeceğiz. Orada yıllardır oturuyorsunuz, vatandaşın hakkını başkalarına vermeyeceksiniz. Vatandaşın hakkını vatandaşa vereceksiniz. Hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağız, az kaldı. Her konuda çuvalladılar. Vallahi bizim Çat Belediye Başkanı bunlardan daha iyi yönetir." dedi.

"Eğitim perişan" diyen Kılıçdaroğlu, "Birisi bir sabah kalkıyor, TEOG kalkacak. TEOG kalkıyor. Neye göre kalkacak? Nitelikli okulları kaldırıyorlar. Sevgili anneler, bu ülkeye demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz, kul hakkı yiyenleri kapıya koyacaksınız. Yapacağınız bu." ifadelerini kullandı.

"Ekonomiyi de iyi yönetmiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, "Bunu dış güçler yapıyor diyor. Seni neden kandırıyorlar kardeşim? Dış güçler sana günde mazota 2 zam mı yap diyor? Büyük ihaleleri dış güçler mi diyor sana dolarla yap diye? Etleri ithal et diye dış güçler mi söyledi kardeşim. CHP dese, ihaleyi CHP yapmıyor. Diyor ki, dış güçler yaptı. Yok kardeşim bunlar dış güçlerin değil, senin oyunun. Dış güçler mi söyledi, Süleyman Şah Tübesi'ni topraklarından kaçır diye? Bir de diyor ben milliyetçiyim, batsın senin milliyetçiliğin ya." dedi

"VATANDAŞ BIKTI ARTIK; GÖNDERECEK BUNLARI İNŞALLAH"

"Seçim diyorlar ya olacak inşallah" diyen Kılıçdaroğlu, "Vatandaş bıktı artık, gönderecek bunları inşallah. Bu devleti kim yönetiyor, dış güçler yönetiyorsa senin fonksiyonun ne? Badem sütü içmek mi? Onların sözcüsü konuştu seçim yapalım diye. Vatandaş bizi göndersin diyorlar. Ben yönetemiyorum diyorlar artık. Bunu itiraf ediyorlar. Neden yönetemiyorlar?"

Haktan hukuktan bahsediyorlar diyen Kılıçdaroğlu, "Sen bir vatandaşı ölüme sevk ediyorsun. Batsın senin dünya liderliğin" dedi.

Suriye politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sabah onun yanında, öğleden sonra başkasının yanında. Dışişlerini, diplomatları tamamen devredışı bırakmışlar. Ortadoğu bataklığına Türkiye'yi sokma dedik. Soktular. Emeviye'de namaz kılacağım dediler. Süleyman Şah'ı kaçırdın. Askeri üniforma giymiş. Sen yapsan yapsan uyduruk bir üniforma yaptırır, giyer sınıra gider fotoğraf çektirirsin. ABD, İngiltere, Fransa Miraç gecesi Suriye'yi bombaladı. Kimyasal silah kullananın tespit edilmesi lazım. BM bir heyet gönderir bakar, kimyasal silah kullanılmış mı kullanılmamış mı? Böyle bir tespit yok, iddia üzerine bombaladırlar. Ben o sabah yanlıştır dedim. Bir iddia üzerine insanların üzerine bomba atamazsınız, bombalanan kim? Araplar, ezidiler, kürtler. Bizim akrabalarımız. Ortak tarihimiz var. Ben bunları doğru bulmadığımı ifade ettim. Aynısı Saddam için yaptılar, kimyasal silah çıkmadı. Almanya dikkatle izledi ve sürecin dışında kaldı. Erdoğan, operasyonu doğru buluyorum diyor. Sabaha kadar uykusuz kalmış, operasyonu takip etmiş. Egemen güçlerden yana tavrını koydu. Taraflara bir bakın dedim, taraflardan biri Allah Allah diye saldırarak diğerini öldürüyor, diğeri de aynı şekilde. Birbirlerini öldürenler Müslümanlar. Diğer güçler silah satıyor, keyifleri yerinde. İran , Suriye, Irak, İran bir araya gelse sorunları çözer. Ama Erdoğan tam tersini yapıyor, ölen kim masum insanlar. Masum insanların ölmesine bombalayın denmez arkadaşlar. Bunların bir de kuruluşları var İHH diye, onlar da daha çok bombalasaydılar diyor. İnsaf arkadaşlar ya. Mavi Marmara'da ölülerine bile sahip çıkmadılar bunlar. Bunlar da paracı, iradelerini satabiliyorlar. Ne demek daha fazla füze atılmalıydı? Bir de kendini Müslüman kabul ediyorsunuz? Nasıl Müslüman kabul ediyorsunuz kendinizi?" diye konuştu.

"SEN 6. FİLONUN ÖNÜNDE SECDE EDERKEN BEN ADALETİ SAVUNUYORDUM"

3.5 milyon Suriyeli var diyorlar, 30 milyar harcadık diyorlar diye konuşan Kılıçdaroğlu, "Hatay'da, sınırda vatandaşın ağzını bıçak açmıyor. Sakız karakoluna gittim. Kendime üniforma falan diktirmedim, ayıptır asker arkadaşlar var dedim. Arkadaşlarla oturduk, hepsinin morali iyi. Kendimize yetiyoruz, bayrağımız dalgalanıyor dediler. Atatürk büstünün önünde ufak bir fotoğraf çektirdik, komutana vatan size minnetar dedim. Ben Hatay'dayken bağırmış yine, parka, postal göndereyim diye. Ben parkayı da postalı ben 1968'de giydim. Sen 6.filonun önünde secde ederken ben adaleti savunuyordum. Benim postala, parkaya ihtiyacım yok. Benim kuşağım, genç Filistinlilerin yanına gitti. Erdoğan bunu bilmez, tarihini bilmez. Bildiği tek şey yeşil dolarlardır. Elinde fazla varsa oğluna ver, gönder askere. Benim oğlum getirdi fazla parka, yoksa eğer senin askere gitmeyen çocuklarına göndereceğim." dedi.