Kılıçdaroğlu: Seçimle gelen seçimle gider

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de yaptığı açıklamada "14 yılda ülkeyi darbe ortamına getirdiler" dedi.

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, HDP'li vekiller Ferhat Encü, Leyla Birlik, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, İdris Baluken, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Gülser Yıldırım, Nursel Aydoğan, İmam Taşçıer gece yarısı gözaltına alındı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamsında operasyona tepki göstererek "Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gelenleri ancak seçimle gönderirsiniz. ‘Öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım, mafya yöntemleriyle etkisiz hale getireceğim’ derseniz demokrasiyi yok edersiniz” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Egemenlik milletindir. Sen millet değilsin. Sen bir bireysin. Egemenlik saraya hapsedilmek isteniyor. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız.

Hayatları boyunca CHP lehine tek kelime konuşmayan gazeteciyi bizim dışımızda savunan yok. Niçin? Demokrasiyi savunuyoruz. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gidenleri ancak seçimle gönderirsiniz. Öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım, mafya yöntemleriyle etkisiz hale getireceğim derseniz demokrasiyi yok edersiniz.

Terörle mücadelenin akıl ve mantıkla yapılması lazım. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. "Musul'a, Rakka'ya gideceğiz" diyorlar. Gidin. Burnunuzun dibinde Kandil var. Neden bir şey yapmıyorsunuz? Eğer terörle mücadele edecekseniz niye bir şey yapmıyorsunuz? Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Ne olacağını kimse bilmiyor. Bu anlayış Türkiye'nin uluslararası saygınılığına darbe vuran bir anlayış. Bu endişe bütün uygar dünyada var. Herkes aynı soruyu soruyor. Türkiye nereye gidiyor diye.

Türkiye’yi yöneten Ortadoğu’nun karanlık bir parçası haline getirmek istiyorlar. Kanın ve gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi. Neden illa başkanlık diyorlar. Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyor. Demokrasiyse onun istediği, özgürlüklerse onun dediği, eğitimse eğitim, yasalar onun dediği gibi. 21. yüzyıldan söz ediyorum, 19. yüzyıldan değil.

Demokrasimizi güçlendirmek varken kan kaybediyor. Elbette ki hepimiz yasalara ve hukuka uymak zorundayız. Birileri hukuka uymazsa, çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatıyor. Bir ulusu, bir kişinin iki dudağı arasına hapsederseniz, örnek Hitler’dir. Dünyada akan kandır. Milyonlarca insanın ölümüdür. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı bali olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayana ülkeler teslim edilemez.O nedenle kuvvetler ayrılığı vardır. Anayasamızda var. Güçler ayrılığı budur. Birinin hatası dolayısıyla başka birisinin o hatayı düzeltmesidir. Güçler ayrılığına ne gerek var deniyor. Güçlerin birliğinden söz ediliyor. Bir kişinin iradesi milli irade olsun diyorlar. Bütün bu olayların altyapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor. Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye sürükleniyor. Osmanlı Osmanlı diyorlar. Tarihimizi biliyoruz diyorlar. Kardeşim Osmanlı diyorsan parlamenter sistem 150 yıldır var zaten. Ben sana neyi anlatacağım, tarihi de bilmiyorsun. Öğreneceksin. Dünya kadar saygın tarihçimiz var. Onlarla konuşursun. Saygın tarihçiyi değil, deli birisini getirip dinliyorlar. Danışmanıyım diye işe alıyor.Seçimle gelenin seçimle gideceğini unutmayın. Aynı mumale size yapıldığında isyan edersiniz. O travmayı bu toplum atlatmış değil, siyasette kan davası güdülmez.Siyasette kan davası güdülmez arkadaşlar, siyasette kan davası yoktur. Rahmetli Demirel'in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Eğer sorgulanacaksa ülkeyi şehirleri silah deposu haline getirenlere hesap sorulması lazım. Tonlarca bombalar yerleştirilirken "Bunlara dokunmayın" diyenlerin sorgulanması lazım.

Genelkurmay Başkanları konuşuyorlar, bizi dinlemediler diyorlar. Kavga ne zaman çıktı? 17-25 Aralık'ta. Rant kavgasıdır arkadaşlar. "Sen mi malı göreceksin, ben mi götüreceğim". Bu ülkenin, insanların en temiz duygularını sömürüyorlardı.

Bu ülkeye cumhuriyeti getirenler bize şunu bıraktılar; Cumhuriyet, demokrasiyle taçlandırın.

Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, yazarları, sanatçıları içeri atacaksın, er ve erbaşları hapse atacaksın, parantez içinde Adil Öksüz'ü koruyup serbest bırakacaksın. Kim bu Adil Öksüz, niye kelepçelenmedi? GPS cihazını kim verdi bu adama? Bu cihazı Türkiye'ye hangi kurum ithal etmiştir? Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden 240 şehidimiz Türkiye'ye dikta gelsin diye mi şehit oldular? Yoksa bu ülkeye tam demokrasi gelsin diye mi şehit oldular. Bunu sorgulamamız lazım, bu sorulara yanıt bulduğumuzda başarılı oluruz. Bu ülkenin kavgaya ihtiyacı yok, huzura ihtiyacı var.

CHP yönetiminde, bunu havuz medyası için söylüyorum, aldıkları paranın ölçüsünde yazı yazanlar olmayacak Kamu bankasına telefon edip bana 1 milyon lira gönder, parasını ödeyeceğim diyemeyecek. Ne bakanların ne başkanların para kasaları olmayacak. Biz bu sözü veriyoruz."