CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "O yollar, köprüler; kamu özel iş birliği, yap-işlet-devret, bunların tamamını kamulaştıracağım" dedi. İktidara geldiklerinde 5'li çeteyi saf dışı bırakacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Sen alacaksın, soyacaksın, biz seyredeceğiz. 'Efendim biz uluslararası mahkemelere gideceğiz'... Nereye giderseniz gidin kardeşim! Hiçbir adil mahkeme, vicdanı olan hiçbir hakim devletin soyulmasına seyirci kalmaz" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu: Kamu özel iş birliği, yap-işlet-devret, bunların tamamını kamulaştıracağım
Fotoğraf: CHP

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "O yollar, köprüler; kamu özel iş birliği, yap-işlet-devret, bunların tamamını kamulaştıracağım. Rahmetli Turgut Özal'ın yaptığı Boğaziçi Köprüsü'nden geçen ne ödüyorsa aynısını ödeyeceksiniz" açıklamasını yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu,Düzce'de Kamyon ve Tır Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifini ziyaret etti, kooperatif başkanı Orhan Yılmaz ve üyelerle kahvaltı yaptı.

Esnafın sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, kamyon şoförlerinin sorunlarını TBMM kürsüsünde dile getireceğini belirterek, sorunların çözümü için bir araştırma komisyonu kurulmasını isteyeceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, kamyon şoförünün haklarının korunması için yapılması gerekenlere değinerek, şöyle devam etti:

"Kamyon plakalarının sınırlanması lazım. Bu konudaki birliklerle oturulup konuşulması lazım. Dolayısıyla her parası olan gidip kamyon alıp 'Ben bu işe giriyorum.' dememesi lazım. Bu meslek, önemli bir meslektir. Bakın siz bir hafta 'Ben kontağı kapatıyorum, hiçbir yere gitmeyeceğim.' derseniz Türkiye'de hayat durur. İşiniz bu kadar önemli. İşiniz bu kadar önemliyse bundan çok güçlü olduğunuz da çıkıyor. O zaman yapılması gerekenler; taleplerinizi her partiye, sadece bize değil, her partiye aktarın. Davet edin, gelsinler. Plaka sınırlaması olsun. O da sizin kıdem tazminatınız olur. Niye olmasın? Bu mümkün mü? Evet, mümkün. Bu konuda özel bir kanuna ihtiyaç var mı? Özel bir kanuna ihtiyaç yok. Sadece karar alınacak."

Fotoğraf: CHPFotoğraf: CHP

Kamyoncu esnafının ödediği vergilerden bahseden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artı üstüne yoldan, köprüden geçerken ödediğiniz paralar. Ben onları da çok iyi biliyorum. Bütün kamyoncu esnafına söz veriyorum; o yollar, köprüler, büyük paralar falan filan, bunların tamamını düzelteceğiz. Böyle bir rezalet olmaz. Avro bazında ya da dolar bazında veriyorsun ihaleyi, kur garantisi veriyorsun. Devlet, Hazine garanti veriyor. 100 liraya yapılacak iş, 500 liraya yapılıyor. Maliyet kime çıkıyor? Size çıkıyor, bana çıkıyor, esnafa çıkıyor, herkese çıkıyor. Sonuçta bu parayı biz ödüyoruz, siz ödüyorsunuz. O yollar, köprüler; kamu özel iş birliği, yap-işlet-devret, bunların tamamını kamulaştıracağım. Rahmetli Turgut Özal'ın yaptığı Boğaziçi Köprüsü'nden geçen ne ödüyorsa aynısını ödeyeceksiniz. Bunu sadece kamyon şoförleri için yapmıyorum, bunu Türkiye için yapıyorum."

Kılıçdaroğlu, "Bir avuç kişiye, 5 kişiye, dünyanın parasını veriyorsunuz. Hastane yapıyorsunuz, devlet kendisi hastane yapıyor 3 milyar liraya, kamu özel iş birliğiyle yaptırıyorlar 6 milyar liraya. Bu nasıl olur? Hangi akıl, hangi mantık? Demek ki birilerine para aktarmak istiyorlar, bunu yapıyorlar. Bunun da önüne geçeceğiz, hiç endişe etmeyin." diye konuştu.

Daha sonra kent merkezinde esnaf ziyaretinde bulunan Kılıçdaroğlu, yurttaşlarla sohbet etti.

Fotoğraf: CHPFotoğraf: CHP

"5'Lİ ÇETEYİ SAF DIŞI BIRAKACAĞIZ"

Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Prof. Dr. Erol Güngör Kültür ve Kongre Merkezi'nde partisince düzenlenen Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması'nda açıklamalarda bulundu.

Suriyeli sığınmacılara ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Irkçılık yapmayacağız. Bu milletin alnına ırkçılık lekesini sürdürmeyeceğiz. Onları özgür iradeleri ile göndereceğiz" ifadelerini kullandı.

6'lı masaya yönelik "Bize bazen 'Altı benzemez' diyorlar" denildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Evet, 6 ayrı partiyiz. Ama altımız insan hakları konusunda aynı şeyi düşünüyor, sosyal devlet konusunda aynı şeyi düşünüyoruz, demokrasi konusunda aynı şeyi düşünüyoruz" diye konuştu.

"Allah nasip eder geldiğimizde göreceksiniz, önce bu 5'li çeteyi saf dışı bırakacağız" diyen Kılıçdaroğlu, "Efendim mahkemeye başvurdular 'Bize 5'li çete demesin' diye. Mahkeme de karar verdi 'Kılıçdaroğlu 5'li çete demesin' diye. Ya sizin feriştahınız gelse kardeşim, alın terine değer veririm. Fakirin fukuranın hakkını savunmayacak mıyız? Sen alacaksın, soyacaksın, biz seyredeceğiz. Olmaz! 'Efendim biz uluslararası mahkemelere gideceğiz'. Nereye giderseniz gidin kardeşim! Hiçbir adil mahkeme, vicdanı olan hiçbir hakim devletin soyulmasına seyirci kalmaz" ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: CHPFotoğraf: CHP

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"O kadar çok kamplaştık ki kucaklaşmamız lazım. Onu ben 'helalleşmemiz lazım' diyerek ifade ettim. Türkiye'nin sorunlarını bilen insanlar var. Sorunların nasıl çözüleceği konusunda da oturup kafa yormak gerekiyor.

Türkiye'nin en güzel kentlerinden birisindeyiz. Yeşilin bütün tonlarını Düzce'de görmek mümkün. Bu doğaya sahip çıkmak lazım.

Tekstil sektörü ve ağaç sanayinin burada geliştiğini biliyorum. Tarımın, fındığın bu bölge için önemini biliyorum. İki OSB var. Bu bölgelerde yeni yatırımların olduğunu biliyorum. Kamyon şoförlerinin sorunu var biliyorum.

"BİR NUMARALI SORUNUMUZ DEMOKRASİ"

Bizim bir numaralı sorunumuz demokrasi. Demokrasinin olmadığı yerlerde insanlar düşüncelerini ifade edemezler. Biz kavgadan uzak durdukça her birimiz büyümeye, gelişmeye odaklanırsak yaratılan gelirin hakçı bölüşülmesine odaklanırsak bütün sorunları çözebiliriz.

"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN ÜLKERİNE GİTMELERİ LAZIM"

Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Irkçılık yapmayacağız. Bu milletin alnına ırkçılık lekesini sürdürmeyeceğiz. Onları özgür iradeleri ile göndereceğiz.

Demokrasi tabandan başlayarak yukarı doğru büyütmemiz lazım. Muhtarlık kurumunu güçlendirmemiz lazım. Muhtar diplerde bir yerde duruyor. Arayanı, soranı yok. Tarihe bağlıysan muhtarlık kurumuna bağlı olacaksın. Milletvekili seçiminden önce muhtarlık seçimi yapılmış bu topraklarda.

Sizin niye birleşik oy pusulanız yok? Bu muhtarlık kurumuna değer vermememin sonucu. Ben her bir muhtara yardımcı personel verilmesini söyledim. 10 milyon işsizimiz var. Kıyameti kopardılar. Her muhtara bir yardımcı vereceğim. Siz kapattığınızda kimse yok orada? Neden yok? Birisinin orda olması lazım.

Muhtara yetkiyi verir, sosyal yardımları da muhtar eliyle dağıtırsanız o zaman o yardımlar gerçek anlamda fakire fukaraya gitmiş olur. Belediye Meclis toplantılarına sizi almazlar. Belediye Meclis'i toplantılarına mahallenizle ilgili bir karar alınıyorsa o toplantıya muhtar mutlaka katılarak söz ve oy sahibi olmalı. Muhtarlığı bir kamu kurumu olarak kanun tanımıyor. Kamu kurumu olarak tanımlanmadığı için belediyelerle ortak iş yapamazlar. Türkiye Muhtarlar Birliği'nin kurulması lazım. Muhtarlık kurumu güçlü olursa hem muhtarlık kurumu ve demokrasimiz güçlü olur.

"SESİ DUYULMAYANLARIN SESİ OLDUK"

'Şu CHP hep eleştirir hiç önermez' derler. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Taşeron işçilik vardı değil mi? İlk dile getiren, taşeron işçileri ilk örgütleyen, kadro almasını sağlayan, kavga ettim yıllarca. Sesi duyulmayanların sesi olduk.

6'LI MASA AÇIKLAMASI

'İyi de gelince ne yapacaksınız' diye sorabilirsiniz. Bize bazen 'Altı benzemez' diyorlar. Evet, 6 ayrı partiyiz. Ama altımız insan hakları konusunda aynı şeyi düşünüyor, sosyal devlet konusunda aynı şeyi düşünüyoruz, demokrasi konusunda aynı şeyi düşünüyoruz, Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması konusunda aynı şeyi düşünüyoruz, fiyat istikrarı konusunda aynı şeyi düşünüyoruz. Her insan 6'lı masaya baktığında kendisinden bir parçayı orada görüyor.

"BİR TANE UÇAK YETMİYOR MU?"

İlk yapacağımız iş, bir genelge ile devletteki bütün israf kapılarını kapatacağız. Niye 13 uçağım olacak benim, bir tane yetmiyor mu? Daha buna benzer dünya kadar israf var, bunları önleyeceksin kuralını koyacaksın. Bakanlık binasını boşaltıp gidip kiraya çıkıyorlar. Niye kiraya çıkıyorsun sen?

"BİR ARKEOLOĞUN MERKEZ BANKASI'NDA NE İŞİ VAR?"

Fiyat istikrarını korumakla kim sorumlu? Merkez Bankası. Türkiye'de fiyat istikrarı var mı? Yarın sabah hangi ürünün kaç lira olacağını kimse bilmiyor. Yarın sabah doların kaç liraya çıkacağını kimse bilmiyor. Hiç kimse önünü göremiyor. Sorumlu olan kurum hiçbir şey yapmıyor, eli kolu bağlanmış. Yapacağımız önemli üçüncü iş ise Merkez Bankası'nın başına hem iç hem dış piyasalarda güven verecek bir ismi getireceğiz. Bir arkeoloğun Merkez Bankası'nda ne işi var? Ne işi var emekli milletvekillerin, güreşçilerin bankaların yönetim kurullarında? İşi ehline teslim edelim derken bunlardan bahsediyorum.

5'Lİ ÇETE AÇIKLAMASI

Allah nasip eder geldiğimizde göreceksiniz, önce bu 5'li çeteyi saf dışı bırakacağız. Efendim mahkemeye başvurdular 'Bize 5'li çete demesin' diye. Mahkeme de karar verdi 'Kılıçdaroğlu 5'li çete demesin' diye. Ya sizin feriştahınız gelse kardeşim, alın terine değer veririm. Fakirin fukuranın hakkını savunmayacak mıyız? Sen alacaksın, soyacaksın, biz seyredeceğiz. Olmaz! 'Efendim biz uluslararası mahkemelere gideceğiz'. Nereye giderseniz gidin kardeşim! Hiçbir adil mahkeme, vicdanı olan hiçbir hakim devletin soyulmasına seyirci kalmaz. Ben uluslararası hakimlerin verdiği kararları da okudum. Bu kardeşiniz bir şey söylerken kılı kırk yarıyor, araştırıyor ve ondan sonra ifade ediyor. Öyle geleceksin, devleti soyacaksın, uluslararası mahkemeler var, tahkime gideceğiz... Nereye gidersen gi kardeşim! Onlar hakimlerin verdiği kararları bilmiyor ama ben biliyorum. O hakimlerde vicdan var, devlet soyulamaz diyor. Yolsuzluk üzerine garanti verilemez diyor."