İstediğiniz kadar sayın. Sağdan sayın, soldan sayın, toplayın, çıkarın… Ama önce şunu anlayın. Parmak sallayanlar, hakaret edenler, halka tepeden bakanlar kaybetti. Nezaket, birleştiricilik, halkçılık kazandı. Devlet olanaklarıyla semirip sahibinin sesi olanlar kaybetti. Sorgulayan, akıl yürüten, doğruyu görüp onun için direnenler kazandı. Patronuna yaranmak için muhalif bir siyasetçiye canlı yayında kahkahayla gülenler kaybetti. Cezaevindeki arkadaşlarının acısını […]

İstediğiniz kadar sayın. Sağdan sayın, soldan sayın, toplayın, çıkarın… Ama önce şunu anlayın. Parmak sallayanlar, hakaret edenler, halka tepeden bakanlar kaybetti. Nezaket, birleştiricilik, halkçılık kazandı. Devlet olanaklarıyla semirip sahibinin sesi olanlar kaybetti. Sorgulayan, akıl yürüten, doğruyu görüp onun için direnenler kazandı.

Patronuna yaranmak için muhalif bir siyasetçiye canlı yayında kahkahayla gülenler kaybetti. Cezaevindeki arkadaşlarının acısını içine atıp halka gerçeği söyleyenler kazandı.

Bu ülkede geleceğinden endişeli, kültürel tercihleri iktidarla uyuşmayan, şüpheci, sorgulayan genç bir nüfus var var. Büyükşehirlerde okuyan, farklı kültürlerle tanışan, dünyayı izleyen… O gençleri dayatmayla hizaya getirenler kaybetti. Gelecekten, değişimden, özgürlükten bahsedenler kazandı.

Halkından bilgi saklayanlar, çalışanlarını ikna edemeyen ajanslar, kendi çocuğunun gözünün içine bakacak yüzü olmayanlar kaybetti. “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız” diyenler kazandı.

Muhalif geçinip kendilerine olanak sağlayacak her gücün peşine takılan liberaller, kraldan kralcılar, kötümserliğin bayraktarı olanlar kaybetti. Küçücük bir ilçede didinerek “başarı hikayesi” yazanlar, topluma umut yayanlar kazandı.

Bu seçimin halkın rantçılığa, yoksulluğa, tek adamlığa, tepkisinin açığa çıkacağı bir seçim olduğunu söyledik. Muhalefet adaylarına dair pek çok eleştiri yaptık ancak ekonomik tepkilerle de beraber bu seçimin bir çeşit referanduma dönüştüğünü ve AKP’nin kaybetmesinin sonrası için bir umut kaynağı olacağını belirttik. Nitekim insanların ülkesinden ümidini kestiği bir ortamda, “başarabiliriz” duygusunun hem sandıkta hem de sonrasında hileye karşı sokakta yayıldığını gördük. Ezcümle… “Söylediklerim doğru çıksın” diye her seçim öncesi “yok birbirlerinden farkları” diyen (sanki bilinmeyen bir şeyi der gibi), seçim gecesi de büyükşehirleri kaybetsinler diye dua eden, halkına değil kendine aydınlar kaybetti. Gezi milyonlarının duygusuna, neşesine, umuduna ortak olanlar kazandı.

“Bu halktan bir şey olmaz”cılar, “böyle gelmiş böyle gider”ciler, “yapamayız”cılar, “edemeyiz”ciler, “öldük bittik”çiler kaybetti. Halkını çıkarsız sevenler, “birlikte yönetelim” diyenler, “Terzi Fikri” diyenler, “yenilsek de sözlerimiz gelecek içindir” diyenler, “başarabiliriz” diyenler… Yani, “Yaşasın” diyenler kazandı.

Ve şimdi tekrar sayın. Alt alta yazın üst üste yazın. Bakın bakalım, kim kazandı.