Google Play Store
App Store

Suriye’de rejimin dağılması Türkiye’de de bir dizi hat değişikliğini gerekli kıldı. İktidar, muhalefete ‘‘güncelleme” çağrısı yaparken kim, neyi, ne kadar güncelleyecek önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Kim, neyi, nasıl ‘update’ edecek?
DEM Partili vekiller Suriye’yenin Kuzeyi’ne yönelik saldırıları Meclis’in Basın Kapısı’nda protesto etti. (Fotoğraf: ANKA)

Politika Servisi

Cihatçı HTŞ güçlerinin batının desteğiyle Şam’a girmesinin yankıları sürerken iç siyasette de yeniden dizayn yaşanıyor. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’deki Meclis açılışında DEM Parti gurubunun elini sıkmasıyla başlayan ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet eden “çözüm süreci” söz konusu dizaynın ilk emareleri oldu.

Dış politikada, farklı kutuplar arasında denge siyaseti izleyen Saray yönetimi, son gelişmelerle birlikte ciddi bir makas değişikliğine gitti. Bahçeli’nin çıkışıyla sınırlı kalmayan bu güncelleme, muhalefeti de yeniden dizayn etmeye çalışan bir anlayışla manevra alanını genişletmenin derdine düştü. Ortadoğu’daki gelişmelere göre eksen değiştiren iktidar, muhalefetin de kendini ubdate (güncelleme) etmesi çağrısı yaptı.

UPDATE TARTIŞMASI

Bakanlığının bütçe görüşmeleri kapsamında TBMM Genel Kurulunda kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın DEM grubunun "İzlediğiniz 'Kürdofobik' dış politikadan ne zaman vazgeçeceksiniz?" sorusuna verdiği “3. dünyacı demagojiyle bir yere gitme şansımız yok. Siyasi çizginize daha iyi hizmet etmek için kendinizi update edin" yanıtı yeni bir tartışma başlattı.

Dün de DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile milletvekilleri, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını Meclis’in Basın Kapısı’nda protesto etti. Sezai Temelli "Biz de dönüp Dışişleri Bakanı’na diyoruz ki güncellenmesi gereken sizin politik anlayışsızdır. Tam 13 yıldır Suriye'de yaşanan krizlere rağmen hala gerekli dersleri çıkaramayanlar, bugün hala Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya devam ediyor. ÖSO’lar, SMO’lar ki bunların geçmişini çok iyi biliyoruz. Bunlar El Kaide, IŞİD, Nusra dediğimiz terör örgütlerinin ürünleridir. Bugünkü karşılıklarıdır. Bunlarla beraber bir siyaset inşa etmeye kalkmak akıl tutulmasından başka bir şey değildir” diye konuştu.

Bu tartışmalarda gösteriyor ki Suriye'de rejimin dağılması Türkiye'de de bir dizi hat değişikliğini gerekli kıldı. Türkiye'nin bugüne kadar izlediği “denge” siyasetinin karşılığı yok. Sahayı dengede tutan güçlerin bir tarafı Suriye'den çekildi. Türkiye'nin önünde duran güçlü seçeneklerden biri siyasetini ABD-İsrail siyasetiyle uyumlu hale getirmek. Diğeri de uyumlu hale getirilemediği durumda sahadaki olan varlığıyla ABD-İsrail çizgisini kendisine yakınlaştırmak. Kabul edilmeli ki ikinci olasılık çok güçlü değil. En akla yatkın olanı ABD ve İsrail bazlı koşullar altında Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate alan bir tercih yapmaları.

Özetle Ankara yaklaşık 11 yıldır sahada ve masada aktif olarak izlediği siyaseti güncellemek zorunda kalacak. Şam'a yapılan ziyaretler, ABD yetkilileri ile görüşme bunların ilk hamleleri olacak. Bu güncellemenin içerideki etkilerini ekim ayı itibariyle Bahçeli sunuculuğunda yaşıyoruz. Şimdi koroya başkaları da katılacak.

Sezai Temelli'nin Meclis önünde cihatçılara dair yaklaşımına da DEM cephesinde “güncelleme” gelebilir. Suriye Kürt bölgesinden gelen ılımlı açıklamaların DEM'e ulaşma ihtimali çok yabana atılır noktada değil. Her koşulda bölgede yaşanan gelişmenin içeride de siyaseti belli oranda güncelleme ihtiyacı doğuracağıdır. Sorun kimin ne kadar buna hazır olup olmadığında düğümleniyor.