Futbolun karambolü bol gündeminde arada kaynamasın. Geçen hafta Spor Bakanı’nı ziyaret eden Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören e-bilet uygulamasıyla ilgili bir soru yöneltilince aynen şunu söyledi:

“PTT 1. Lig’de 72 bin Passolig satılmış. Seyirci ortalamasında istemediğimiz seyirciyi çıkartırsanız aslında düşüş yok. İstemediğimiz seyirciler maça gelmiyor.”

İstemediğiniz seyirciler???

Yıldırım Demirören’in istemediği seyircilerin kimler olduğunu derhal açıklaması gerekiyor. Sorsanız, hemen tribünde olay çıkartanlardan bahsettiğini söyler.

Fakat biz de ona, o olayları çıkartanların kimi kulüp başkanlarıyla kol kola gezdiğini, başkanlardan zaman zaman maddi yardımlar aldığını, kimi başkanların o olay çıkartanlara tribünlerde istedikleri tezahüratın yapılması karşılığında araba, ev hediye ettiklerini söyleyebiliriz.

O yüzden, Federasyon Başkanı’nın ‘olay çıkaranlar’ı istenmeyen taraftar ilan etmesi bizi kesmez.

Tribünden fakir fukara çocukları temizlenmek isteniyorsa, bu açık açık dile getirilsin.

Ayrıca biz taraftarlar olarak istemediklerimiz yönetici, kulüp başkanı ve hatta siyasilerle arayı iyi tutarak federasyon başkanı olunca bir şey diyor muyuz?

Ne ayıp!

•••

Brezilya’da kısa bir süre önce 130 sayfalık bir rapor yayımlandı. Rapor, ülkenin bu yıl ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası’na harcadığı paranın analizini ortaya koyuyor.

Elde edilen veriler çarpıcı. Kupa maçlarının oynandığı 12 stada yapılan harcama, turnuva bütçesinde öngörülenin neredeyse iki katı kadar artmış. 2010’da belirlenen bütçede stadlara yaklaşık 1,8 milyar dolar tutarında masraf yapılacağı öngörülürken, bu rakam 3,26 miyar dolar olarak gerçekleşmiş.

Paralar fazla fazla stadlara harcanırken, toplutaşımada ve ulaşımın diğer alanlarında verilen sözler neredeyse hiç tutulmamış.

Yani taraftarın ve turnuva sonrasında Brezilya halkının işine yarayacak kalemlerde neredeyse hiçbir planlama hayata geçirilmemiş.

Örneğin hükümetin adaylık sürecinde sözünü verdiği 26 havaalanı projesinden sadece 14 tanesi turnuvaya yetiştirilecek şekilde tamamlanabilmiş.

Daha çarpıcısı toplutaşıma kaleminde. Toplam 35 proje arasından turnuvanın başlangıç düdüğüyle birlikte hazır hale getirilen proje sayısı sadece altı.

Geriye kalan 29 projeden haziran ayından bu yana tamamlanan var mı peki? Tabii ki yok.

Hatta beş tanesine henüz hiç başlanmamış bile. Diğer birkaç tanesinde ise tabiri yerindeyse sadece bir kırmızı kurdele kesilmiş, o kadar.

Brezilya 2016 yılında da Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak. Ülkede bu iki turnuva için yapılan harcamaların eğitim ve sağlık alanında kullanılması gerektiğini düşünen on binlerce insan Dünya Kupası öncesi sokaklara dökülmüş, hükümeti protesto etmişti.

Fakat yarım kalan projelerin tamamlanması şu anda öyle görünüyor ki biraz da Olimpiyat Oyunları’na bağlı.

Biz de Türkiye’nin 2020 adaylığını çok tartışmıştık, hatırlarsınız. Brezilya’da başlanan ve sonu gelmeyen onlarca projeye bakınca insanın gözüne şöyle bir manzara geliyor ister istemez. 2020 Oyunları’nı almışız. Oyunların başlamasına birkaç ay kalmış ve İstanbul koca bir inşaat alanı görünümünde. Süregelen inşaat nedeniyle trafik felç. Her yerde bir süre önce döküldükten sonra bir daha yüzüne bakılmamış çimento blokları ve bu blokların uçlarından eğreti bir şekilde fırlayan demir filizleri. Şehre hâkim bir inşaat gürültüsü ve zamanında yetişmeyeceği belli onlarca projenin kazı çalışmaları...

Kısacası bizi Allah korumuş olimpiyatlardan.