Karşıda puslar içerisinde Reşadiye Yarımadası, arkası Akdeniz. Güneybatıda Kos; Mare Nostrum’a çıkış kapısı.

Makilikler arasında ince patikada yürüyorum. Ürkek keklikler çalılıklardan fırlayıp telaşla önüm sıra seyirtiyorlar.

Birden doçkaların tayırtısı yırtıyor havayı; yırtık bir gömlek, yanı başında boş bir konserve kutusu…

Devrik kayanın arkasından havan gürlemeleri; birkaç çocuk bezi, bir süt kutusu…

Havada barut ve yeni süt emmiş bebek kokusu…

Dağ, taş yitmiş insan kokusu…

Deniz miydi anasının memesinden koparan bebeleri yoksa katil mi?

Martılar ezberden okuyor artık bebelerin türküsünü;

“Bodrum Yarımadası da aman, aman, beni öldüren de yoktur din iman…”

Acep bu türkü, yalılar ilçesi Bodrum’dan Saray’a kadar uzanır mı?

Bilemem…

Bildiğim, kifayetsiz muhteris, cahil cesaretiyle, muktedir rollerinde tribünlere oynamakta. Geçimsizliğini tersyüz edip şan, şeref, kahramanlık menkıbeleri düzmekte…

İçeride hal böyle.

Ya dışarıdan görüntümüz nedir?

Temel, arkadaşı İdris’e havasını atıyormuş:

“Haçan penum büyük dedem Rus harbinde Ruslara karşi savaşti...

Dedem Çanakkale harbinde inciluzlere karşi savaşti...

Babam Kurtuliş Savaşı’nda Yunan’a karşi savaşti...

Ben de Kore’de Korelilere karşi savaştim.”

İdris atılmış: “Ula, haçan senun de ne geçimsuz bi sulalen varmiş!”

Geçimsiz, huysuz, kavgacı, arsız sulale… İdris noktayı koydu.

Ama bitmiyor işte. Noktanın da ötesi var. Geçimsiz doğuda da öldürüyor çocukları.

Tank, top atışları, akrep tayırtıları, barut kokusu sokak aralarında…

Uykusuz gecelerde ölüm kokluyor çocuklar doğuda ve batıda…

Böyle giriyoruz işte yeni bir yıla.

Kör bir yılan gibi, olan bitene umarsız usta katilin izdeşleri.

Yine yeni yıl zikrindeler;

Telli Baba’ya,

Okçu Baba’ya,

Somuncu Baba’ya,

Zuhurat Baba’ya,

Geyikli Babaya,

Derviş Babaya,

Ermiş Babaya; “ Eyvalahhh…”

Noel Babaya gelince; “ Bırak şu kafiri!..”

“ Kiminle olursan ol, aklındakiyle gidersin” diyor bir kamyon yazısında…

Uzun yol kamyonları gibiyiz; aklında insanla gidenler ile aklında katille gidenler…

“Bir arada yaşayalım” diyoruz bu arada; Nasıl olacaksa artık?