Mülteci-Der’in raporuna göre mülteci çocuklar eğitime uzak kalıyor. Çocuklarının okula devam etmesini isteyen mülteciler birçok sorunla karşılaşıyor. Kız çocukları karma okullara gönderilmek istenmiyor.

Kimliksiz çocuklar eğitimden uzakta

Dilan Esen

Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin (Mülteci-Der), hazırladığı rapora göre mülteci çocuklar çoğunlukla eğitime erişmekte güçlük çekiyor. ‘Küçük Küçük Ülkeler Yaratmak Ebeveyn ve Gençlerin Gözünden Türkiye’de Yaşayan Mülteci Çocukların Eğitime Erişimi Araştırması Raporu’na çoğu çocuk Kuran kursuna gidiyor.

Türkiye’deki mültecilerin haklara erişimde önemli sorunlar yaşadığına dikkat çekilen raporda, sağlıktan vatandaşlığa, çalışmadan eğitim hakkına kadar birçok soruna değinildi. Aynı zamanda ayrımcılık, ırkçılık ve zorbalıkla da baş etmek zorunda kaldıkları vurgulandı. Raporda, 54 kişiyle yapılan nitel görüşmelere ilişkin verilere yer verildi. Mülteci çocukların ebeveynleri ve Türkiye’ye geldiklerinde zorunlu eğitim yaşındayken çeşitli kademelerde öğretim hayatına devam eden ama araştırma döneminde 18-27 yaş arasında olan gençlerle görüşmeler de yapıldı.

Suriye, Afganistan İran, Irak ve Sudan uyruklu mültecilerle yapılan görüşmelerden oluşan çalışmaya göre hanelerde okula kayıtlı olan çocuk sayısı yüksek ancak çocuklar okula kayıtlı değil. Okula devam edememelerinin en temel sebebi, ekonomik güçlükler ve çocukların çalışıyor olmaları. Çocuk işçiliği ise ağırlıklı olarak Suriyelilerde görülüyor. Afganistanlı hanelerde ise kimliğin olmaması çocukların okula erişimini kısıtlıyor.

Çalışmaya göre görüşülen hanelerde okula kayıtlı olmayan çocukların oranı yüzde 26. Raporda, görüşülen bir göçmenin ifadelerine şöyle yer veriliyor:
“Kimlik henüz olmadığı için okula kayıtlı değil 1 Net bir şey söylenmiyor bize, çocuklar okula gitmeli diyorlar. Ama Göç İdaresi dedi ki ‘Şimdi gidin, sıra gelince size haber vereceğiz.’ Kaydettirmeyi deneyince bu yanıtı aldık. Afganistan’da okula gidiyorlardı. 2 yıldır gitmiyorlar Türkiye’de.”

Bazı mültecilerin ise kız çocuklarını karma devlet okullarına göndermek istemediği belirtiliyor. Devlet okulları haricinde herhangi bir eğitim imkânından faydalanıp faydalanmadıkları sorusuna verilen yanıtlara göre 42 hanenin sadece 12’sinde başka bir kurumdan eğitim desteği alan hane üyeleri bulunuyor. Çoğu çocuk, ağırlıklı olarak Kuran kurslarına gidiyor. Ebeveynler, eğitimin önündeki en büyük zorluğu ise ekonomik sıkıntılar olarak görüyor.

Araştırma kapsamında görüşme yapılan 12 genç mültecinin yüzde 8’i ilkokul mezunu bile değil, yüzde 8’i lise terk, yüzde 8’i ortaokul terk, yüzde 17’si lise son sınıf öğrencisi, yüzde 25’i lise mezunu, yüzde 34’ü üniversite öğrencisi. Gençlerin hanelerinin yüzde 50’sinde okula devam edemeyen çocuk ve gençlerin olduğuna değinilen araştırmada, bunun sebebinin ise ‘çalışmak zorunla olmaları’ olarak açıklanıyor. Gençler aradaki farklılıkların kalkmasını ve tüm öğrencilerin eşit olmasını istiyor.

AYRIMCILIK DA VAR

Görüşme yapılan mülteciler eğitimin önemine de vurgu yapıyor:

“Elit oluyoruz eğitim sayesinde, tabii ki eğitime devam edebilmek gerek. Çocukların devam etmesi de önemli ama bizim paramız ve kimliğimiz yok.”

Raporda, mültecilerin dikkat çeken ifadelerinden bazılarına yer veriliyor:

“Irkçı tavırlar olduğu için mülteci öğrenciler okula devam etmek istemiyorlar. Maddi olarak da zaten hayatta kalmak zor, okumak daha da zor.”

“Felsefe dersinde mesela, büyük oğlum anlattı, öğretmen diyor ki bizim ülkemize geldiniz, devlet size destek veriyor vs… Çocuk da kendini savunuyor, evet geldik ama su elektrik bedava diye bir şey yok, devlet de destek vermiyor diye. Bazı öğretmenler buna karşı çıkıyor tabii. Fakat mesela din öğretmeni benim çocuğuma, “neden Hristiyan oldunuz tövbe etmeniz lazım” dedi. BM’ye [Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği] de söyledim bunu; ama buna karşı bir şey demeyin dediler. Bu sorunların en büyük sebebi, bilinçsizlik… Buradakiler bizim ne yaşadığımızı bilmiyorlar, belki ondan böyle davranıyorlar.”

“Maalesef ortanca oğlum küçük yaşlardayken çocuklar tarafından kötü muamele gördü, çantasına çöp atıyorlardı. Oğlum da eve gelip ağlıyordu, okuldan soğudu. Benim sayemde tekrar gitti okula, destek olmam gerekti.”

“Çocuk bayramında (23 Nisan) bize dans töreni yapılacak dediler. Ben de bir sürü masraf yaptım, geleneksel kıyafetler falan aldım. Okula gittim her şey hazır. Öğretmenler izin vermedi, yabancısın katılamazsın dediler.”