Özgür Mumcu’nun sosyal medya hesabından yaptığı “Bir lider bin odasında bin klima olan sarayda. Diğer lider 40 derece asfaltta yürüyor. AKP, elitlerin partisidir” paylaşımına, kendisini zeki sanan ancak gerçekten insanlıktan nasibini almadığı belli olan İslamcının verdiği yanıt şu: “Baban da sıcağı severdi”.

Malum Özgür Mumcu’nun babası Uğur Mumcu arabasına konan bombayla katledilmişti. İslamcının “sıcak” dediği bu. Memlekette “dindar nesil” yetiştireceğini söyleyen AKP Genel Başkanı’nın “kininizi unutmayın” öğüdünü yerine getirenlerden biri de işte bu İslamcı. Kinlerini gerçekten unutmuyorlar. Mumcu, katledileli 24 yıl geçti, ama onu yok eden bombanın “sıcaklığı” bu İslamcının yüreğindeki kin ateşini de bugüne kadar canlı tutmuş demek ki. Bir insanın kötülüğe bu kadar sadık kalması takdir de edilecek bir tutum belki de. Hiçbir insani tutumdan etkilenmeden alçak kalabilmek ciddi bir “başarı”.

Başkalarının acılarına vurma acizliği, zayıf insan tutumu olarak değerlendirilirdi hep. Oysa öyle değil. Bu, gücü elinde bulunduran ya da bir güce sırtını dayayanların tutumu artık. Sadece zayıflıktan kaynaklanan kötü bir insan davranışı olarak görülmesi zor bunun. Bilinçli bir seçim bu. İnandığı din, bu alçak adamın eline, diline karşıtlarını incitmek, yaralamak için bu söylemi veriyor. Ne demişti zat, “kininizi unutmayın”.

Sevgi üzerine kurulmuş tek bir anlayışları yok bunların. Bu alçak İslamcı, Uğur Mumcu’nun “yanarak/parçalanarak” ölmesinden kendi inancı adına pay çıkarıyor. “Sıcaktan hoşlandığını” söylediği Mumcu’nun alçakça/vahşice katledilmesini açıktan açığa üstleniyor. Çünkü bu “küffara” karşı verdiği cihadının bir parçası onun gözünde.

Asfaltın sıcaklığı ile bombanın sıcaklığı arasında kendince bağ kurarak akıllı bir laf ettiğini savunan zatın, bunu yaparken gerçek adını kullanamamış olması, cinayeti/vahşeti ancak gizlice savunabildiği anlamına geliyor. Ama kendi kimliğini sakladığını sanırken zihniyet dünyasının tüm bireylerinin kimliğini ifşa etmiş oluyor, farkında mı bilmem? Çünkü Mumcu’nun ölümünden onu din düşmanı sayanlar, uyuşturucu kaçakçıları, insan tacirleri, silah tüccarları (bunların hepsinin haberini yapmıştı Mumcu) mutlu olmuşlardı. Bu tweeti atan alçak tüm bunların toplamıdır.

Ateş metaforu ile Mumcu’nun (dolayısıyla onun gibi düşünen herkesin) cehenneme layık olduğunu, onların “sıcaksever” oluşlarını sözüm ona anımsatarak belirtmiş de oluyor. Mumcu’yu öldüren alçakların “ateşi” ile inandığı Allah’ın cehenneminin ateşini aynı görmek İslamcının asla farkına varamadığı çelişkisidir. Mumcu’nun öldürülmesini adeta kutsarken, inancını kimlerle paylaştığının da farkında değil bu alçak.

Zaten herhangi bir şeyin farkında olması da gerekmiyor. Ayrıca “kininizi unutmayın” öğüdünü tutmak için harcanan çaba bir şeyleri fark etmesine engel. Unutulmaması istenen kin, inancı adına hep “sıcak” tutulması gereken bir duygu. Mumcu’dan çok bu alçağın “sıcaksever” olduğu da çok belli.

Ülke bu durumdadır. Başkalarına en vahşi ölüm biçimlerini layık görenlerin ülkesidir Türkiye. “Peygamber ocağı” askeriyenin sıradan bir mensubunun köprüde boğazını keserek öldüren kişilerin “dava adamı” kabul edildiği bir ülkedir Türkiye. Köprüde boğaz kesen de, tweette cinayetle alay eden de “kinini unutmaması” istenen nesil mensuplarıdır.

Türk-İslam Sentezi’nin yetiştirdiği “insan” tipi budur. Bu Sentez, “şiddet/sevgisizlik/kör inanç” üzre kurulu bir sentezdir. İnancının kendisine haklılık verdiğine inanması bu sentez mensubunun dilediği her şeyi yapmasına olanak tanıyor işte.

Arkasında “kininizi unutmayın” diyenler de var. O kadar çoklar ki bunlar. Akşam kesiyorsunuz sabah yeniden yeşeriyorlar.