Kır Çiçeği Toplar Gibi

Nilüfer Kütüphanelerinin hazırladığı “Çocuklara Kitap Söyleşileri” programının davetlisi olarak bu hafta Bursa’daydım. 2020 yılında kurdukları Gezici Kütüphane aracılığıyla Güngören Köyü İlkokulu ve Hasanağa İlkokulu öğrencileri ile buluştum. Go Go İgo Bir Akıl Oyunu Hikâyesi ve Dugong Dugo’yu Kim Üzdü? adlı öykülerimi okudum. Soğuk ve sisli bir Nisan sabahını sözcükler, oyunlar ve kucaklaşmalar ile renklendirdik. Çocuklarla vakit geçirdiğim sınırlı zamanlarda tavırlarımın ve heyecanımın üzerlerindeki etkisini hissedebiliyorum. Bu etkinin yanlarından ayrıldığımda hayal kurmak, kitap sayfalarını aralamak, kendi hikâyelerini anlatmak, resmetmek ya da yazmak yönündeki motivasyonlarını dolaylı ya da doğrudan etkileyebileceğini biliyorum. Bu noktada en önemli şeyin içtenlik olduğuna inanıyorum. İlhamını içinde taşıyan çocuklar kadar ilhamı dışarıda arayan çocukların da var olduğunu unutmuyorum.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007175-1.

Şehir merkezinden uzakta yaşayan çocukların etkinliğe ilgisi bir başkaydı. Emeği geçen öğretmenlere ve kütüphane sorumlularına bu mecradan da ayrıca teşekkür etmek isterim. Gezici Kütüphane, belirlenen 25 mahalleyi 15 günde bir ziyaret ederek çocukları ve bölgelerdeki yetişkinleri kitaplarla buluşturuyor. Nilüfer Kütüphaneleri; Akkılıç Kütüphanesi, Üçevler Kütüphanesi, Demirci Kütüphanesi, Çocuk Kütüphanesi ve Şiir Kütüphanesi olarak beş ayrı sabit konumda şehrin kültür yaşamına hizmet sunuyor. Yaklaşık 120.000 adet kitaba ilave olarak Uluslararası Veritabanı EBSCO üyeliği sayesinde kullanıcılarının 1,5 milyondan fazla ulusal ve uluslararası akademik/akademik dışı kaynağa, 50.000’den fazla elektronik kitaba erişimini sağlıyor. 18.000 materyal ile şiir tutkunlarına kapısını açan, Türkçedeki her tür bilgi belge ve malzemenin yer alması hedefiyle kurulan Şiir Kütüphanesi ayrıca etkileyici.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007179-1.

Söyleşilerden sonra Kültür Müdürlüğü çatısı altında faaliyet gösteren Misi Yazıevi’ne ve 2018 yılında açılan Edebiyat Müzesi’ne gitme fırsatı buldum. Edebiyat tarihimizin farklı dönemlerini tematik olarak yansıtan müze, gazetecilik ve yayımcılık alanındaki ilk baskı örneklerini, 185’i aşkın edebiyatçıdan izler taşıyan, el yazmaları ve eskizleri ziyaretçilerine açıyor. 800’ü aşkın edebi yazışmadan oluşan mektuplar, fotoğraflar, hafızamızda yer etmiş büyük yazarlara ait kişisel objeler koleksiyonlara derinlik katıyor. Bursa hakkında yazıları olan yazarların hatıraları da canlı tutuluyor.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007180-1.

“Nilüfer’de Kütüphaneler Yaşayan Yerlerdir” sloganını gerçeğe dönüştüren bu organizasyonun arkasındaki kadın emeğine hayranlık duydum. Kütüphanelerin yönetim ve uygulama birimlerinde, kitapların arasında gülümseyen mutlu kadınlarla karşılaştım. Salonlar başta gençler olmak üzere her yaştan okur ile doluydu. Ortamda sessiz fakat güçlü bir devinim, canlı bir ruh vardı. Kadın aklının ürünü olan bu atmosferi görünce, kız çocuklarının azim ve yaşam sevinçlerini anlatan üç kitaptan bahsetmek istedim bugün.

MİNİK AMA GÜÇLÜ

Birbirinden güçlü teyzeleriyle yaşayan Mini’nin hikâyesi. İyi birer hikâye anlatıcısı da olan teyzeler Mini’yi hayaller aleminde oradan oraya sürüklüyorlar. Ta ki Mini ilk kez kendi hikâyesini anlatma isteği duyana kadar. İsteğimiz yeterince güçlü olduğunda galiba hayat bizlere isteğimizle uyumlu maceralar hazırlıyor. Bir çift pençenin kapıp havalandırdığı Mini bahçeye bir canavarın dadandığını öğreniyor. Sorunu çözebilecek mi? Saklambaçtan ve düğümlerden iyi anlayan kız, tatlı dili ve yüreğindeki şefkatle hangi canlılara yardım ediyor? Çılgın çiçek desenleri arasında bir karşılaşmaya şahit oluyorsunuz. O anda “yok artık!” diye tınlayan yutkunmayı işitiyorsunuz. Mini’nin okuru şaşırtan mücadele yöntemi, tehlikeyi güvene dönüştürebilecek mi? Küçük kızın kaçırıldığını düşünen üzgün teyzeleri ne oluyor da nefis bir turtanın etrafında, neşeyle çaylarını yudumluyorlar? Kimler eşlik ediyor onlara böylesi düşsel bir keyifte? Bir canavarın gövdesi nasıl olur da dönüşür havalı bir sahneye? Mini’nin anlatacağı önemli bir hikâye var minyatür bir dünyada çocuğuyla gezinmek isteyenlere.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007135-1.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yazan ve Resimleyen: Melissa Castrillon
Çeviren: Ali Berktay
Editör: Nevin Avan Özdemir

ARYA’NIN YAŞAM SEVİNCİ

Şarkı söylemeyi çok seven Arya’nın mahalle korosunda başlayan ve dünyadaki prestijli korolara uzanan öyküsü. Unutulan öze, ateşlenen tutkuya, başarı ile başarısızlık arasındaki o girintili çıkıntılı kıyıya dikkat çeken sıcacık bir resimli kitap. “Sesi o kadar iyiyken ve yüzünden yaşam sevinci okunurken” hangi çocuk seçmeleri geçemez? Mahalle korosunun gönüllü şefi Gorgo Usta yeteneğine güvendiği öğrencisini okul korosu seçmelerine uğurluyor. Okul, şehir korosu ve devlet korosu seçmelerinde Arya’ya eşlik ettiğimiz öyküde hep daha iyisi için çaba harcanırken dikkatlerden kaçan tehlikeli unutuşlar sinsice beliriyor. Onca başarılı sürecin ardından yıllar geçiyor ve genç kadın özel bir koronun seçmelerinde ilk kez farklı bir cevap alıyor! Jüri üyelerine dönüp baktığında ne görüyor? Cevabın nedenini arayan Arya kimi takip ediyor? Durup hüzünle içeriyi izlediği cam kenarında yüzüne yansıyan şey ne? O günden sonra genç kadının etrafında çocuklar görüyoruz. Sayfalardan umutla melodiler yükseliyor. Yurt dışında önemli bir seçmeye hazırlanan Arya’ya çocukların verdiği armağan ne? Sahne sırası gelen Arya’nın yüzündeki lekelerle bu armağanın bir ilgisi olabilir mi? Bir jüri üyesinin kulağa tanıdık gelen son sözleriyle karamsarlık dağılıyor ve solgunluğa tahammülü olmayan çocuk kalpler aydınlanıyor.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007136-1.
Redhouse Kidz
Yazan: Özge Bahar Sunar
Resimleyen: Mavisu Demirağ
Editör: Gökçe Ateş Aytuğ

HAYALPEREST ŞİLO

Hayallerinin peşinden gitmeye hazır cesur bir kızın, fanustaki balığı ile kurduğu sıradışı dostluğunun ve imkânsızı mümkün kılan azminin öyküsü. Gerçek bir yaşam öyküsünün matrak ve bilgece dokunuşlarla keyifli bir edebi metne dönüşebileceğinin güzel bir örneği. Anlatıcı Şilo bir balık. Hikâyenin baş kahramanı ise 13 yaşında ilk bisiklet yarışına katılan, erkeklere karşı 36 yarış kazanan Alfonsina Strada. Alfo’nun İtalya’da başlayan hayatı, 20. yüzyılın hemen başında savaşa hazırlanan ve kadın haklarının bir evin sınırlarını aşamadığı bir dünyada döneminin kadınlarına da ilham vermiş. Maruz kaldığı ayrımcılığa ve toplum yargılarına kararlı başkaldırısıyla çocuklara anlatılmayı hak eden bir hikâyenin baş kahramanı olmuş. Balık Şilo’nun gerçekleşmesini umduğu 7 hayali var ve Alfo’nun öyküsünün içinde sürüklenirken aynı anda bu hayallerin de izini sürüyoruz. Yazar, Şilo’yu anlatıcı olarak seçerek balığın ilk hayali olan konuşabilmeyi gerçeğe dönüştürüyor.

Balık Şilo, anlaşılmamak, ailelerin çocukları için uygun görüp çizdiği yollar, başkalarının duygularını yorumlamak gibi konularda bilgece açıklamalar yapıyor. Afacan önerilerde bulunuyor. Okura muzipçe takılıyor.

Bir kızın ve bir balığın birbirinden bağımsız görünse de hayalleri aynı utkuda birleşir mi? Alfo’nun bisiklet tutkusuna duyarsız kalamayan aile üyesi hangisi? İlk kez o dönemde Nobel fizik ödülünü bir kadına veren dünya konu spor olduğunda aynı dönüşümü yaratabilecek mi? Henüz liseye bile başlamamış olan bir kız çocuğunun kitap okuyarak elde ettiği vizyonu da görüyoruz öyküde. Gizlice yarışlara katılan genç kız ne oluyor da ailesiyle yüzleşmenin en doğru şey olduğuna karar veriyor? Kadın başarısına hayranlık duyan erkekler olduğu kadar bunu engellemek isteyenler de var! Bisiklet yarışçılarından biri ile Alfo’nun arasındaki inatçı rekabette tahammülsüzlüğüne yenik düşen çocuğu neler bekliyor? Sadece şansa güvenerek yaşamanın hayattaki karşılığı nedir? “Korkudan kaçtın mı onu büyütürsün” diyen yazar, içimizde bizlerle birlikte doğan “kesin beceremem” sesine dikkat çekiyor. Çariçe Alexandra’nın huzuruna da çıkılan hikâyede alışkanlıklarını değiştirmekten korkan insanlık ile kısa saçlı kadın imgesi karşı karşıya geliyor. Değişime uyum sağlamak, 108 erkeğin arasında bir kadın olarak dimdik durmak gerçekten anlatmaya değer. Çocukları bu ve benzer öykülerle buluşturabilelim yeter.

kir-cicegi-toplar-gibi-1007137-1.
Redhouse Kidz
Yazan: Özlem Dilber
Resimleyen: Merve Dilek Efe
Editör: Hasret Parlak Torun


Soluk aldığımız müddetçe hayattayız. Galiba yaşamayı hayatta olmaktan ayıran da ilham veren, ufkumuzu genişleten şeyleri kır çiçeği toplar gibi nazikçe toplamamız. Davranışlarımızla derleyip üretimlerimizle çoğaltmamız. Büyürken yaşamayı unutturmayacaktır bizlere çocuk kitaplarımız. Bu 23 Nisan’da da umutlu hikâyelerle ve sevgiyle kalınız.