Kiraz az ama umut bol

HABER MERKEZİ 

Tokat’ta, eski ismiyle Dive olarak bilinen ve değiştirilen adıyla Günevi köyünde halk şenliği düzenlendi.

Sabahat Akkiraz konser verdiği halk şenliğinde Dive Kadın Atölyesi, Dive Çocuk Korosu ile Dive Gençlik Atölyesi’nin etkinlileri de yer aldı. Devrimci muhtar olarak bilinen Dive Köyü’nün muhtarı Önder Konuk ise “Günevi köyü sevginin ve hoşgörünün köyüdür. Beraber olduğumuzda daha da güzel oluyoruz” dedi.

Konuk; kiraz, vişne başta olmak üzere meyve bahçelerin dondan dolayı zarar gördüğünü söyledi.  Çocuklar adına konuşan 11 yaşındaki Devrim Aydın ise “6 yaşında evlendirilmek değil okumak doktor, avukat olmak istiyoruz. Burada tüm kardeşlerim için konuşuyoruz. Gelecek biziz ve biz yarının umuduyuz” dedi.Kadın adın konuşan Zuhal Çelik, “Biz kadınlar çiçek değiliz, süs değiliz. Biz bu toprağın özüyüz, emeğiyiz, sesi ve vicdanıyız. Sustukça değil konuştukça güçlüyüz. Bugün burada, bu köyde, kadınlar artık daha güçlü, daha dayanışmacı ve daha kararlı. Yaşasın eşitlik, yaşsın özgürlük ve yaşasın kadınlar” diye konuştu.

DEVRİMCİLER KİRAZ İŞÇİLERİDİR

Yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği konserde konuşan SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen ise “Köyün girişinde ‘kiraz az, umut bol’ pankartı karşıladı bizi; öncelikle dayanışmanın, paylaşmanın, kardeşliğin, dostluğun, arkadaşlığın, adaletin, vefanın, fedakârlığın, alçak gönüllülüğün, bir arada yaşamanın yarattığı güzelliklerle dolu Dive’nin bu umut yolculuğunu selamlıyorum. Ne mutlu ki bu güzelliğin bir parçası olduk; yıllar önce ‘devrimciler kiraz işçileridir’ diyerek başladığımız yolculukla, yolumuz Dive ile kesişti; arkadaş, kardeş, dost olduk… Bu yıllar boyunca bu güzelliklere ortak olmuş tüm arkadaşlarımın sevgisini, selamını iletiyorum” dedi.

“Birlikte, binler olduk burada ve umudu çoğaltıyoruz. Daha eşit daha özgür ve kardeşçe bir ülke kurmak için yürüyoruz… Ve bunun yolu dayanışmadan, paylaşmadan geçiyor; o yüzden buradaki pankarta yazdığı gibi ‘Tek Yol Dive’ diyoruz…” ifadelerini kullanan İşleyen konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu yıl dalda kiraz, vişne, üzümde yaprak bırakmayan don afeti ile karşı karşıyayız... Ülkenin büyük bölümünde benzer bir durum söz konusu… Bin bir emekle meydana getirdiğimiz ürünlerimiz yok oldu… Bu zaten ekonomik krizin büyük yükü altında ezilen üretici, köylü onarılması güç bir yara anlamına geliyor. Tarımda desteklerin ortadan kaldırıldığı, madenci şirketlerin kar hırsıyla topraklarımızın gasp edildiği ortamdayız… Bu sömürü düzeni değişmeli; bizler bugün donun yarattığı yıkımın karşılanması, afet ilan edilip zararın tanzim edilmesi için her yerde mücadele sözü veriyoruz… Tıpkı bu felaket gibi memleketimiz de bir felaketle karşı karşıya; bütün iyi ve güzel şeyler yok edilmek isteniyor… Ülkemizin üzerine yağan bu doluya, estirilen sert rüzgârlara, karabasanlara karşı da birliğimizle, dayanışmamızla, bir an olsun vaz geçmeden birlikte yürüyerek kazanacağımıza yürekten inanıyorum.”