Soylu’nun maaşının nereden ödendiği belli olmayan danışmanı olan Emin Şen’in yönetiminde olduğu 4 şirket, Jandarma’dan Emniyet’e, belediyelerden bakanlıklara 5 yılda kamu kurumlarından pazarlık usulüyle toplam 30’dan fazla ihale aldı. Ancak sözünü ettiğimiz bu meblağların bugün tüm gücüyle muhalefetin üzerine çöken iktidar aygıtının kontrol ettiği paranın çok çok ufak bir kısmı olduğunu belirtmemiz gerekiyor.

Kırıntılarla beslenenler: Soylu’nun ebabilleri
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve danışmanı Emin Şen, bir reklam filmi çekiminde.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun etrafında kümelenen troll gruplarına yönelik açıkladığı dosya, devlet bürokrasinin AKP eliyle nasıl kullanıldığının özeti gibiydi. Madalyonun diğer yüzü ise Fethullahçılık ve liberallik üzerinden AKP iktidarıyla kurulan siyasal ilişkinin nasıl paraya tahvil edildiğini anlatıyor.

Özel’in “Soylu’nun troll ordusu” olarak nitelendirdiği Ebabil Harekâtı, 360 Sosyal Medya, Reklam ve Organizasyon adlı bir limited şirketine dayanıyor. Şirketin 16 Ekim 2010 tarihinde İstanbul’da kuruluyor. Kurucuların siyasi kimlikleri oldukça dikkat çekici. Kamuoyunun AKP iktidarına liberal argümanlar üzerinden verdiği destekle tanıdığı Genç Siviller hareketinden Turgay Oğur’un eşi Neslihan Er Oğur ile aynı hareketin mensubu Mücteba Kılıç, Süleyman Soylu’nun danışmanı Emin Şen ile bu şirketin kurucuları arasında yer alıyor.

1995 yılında ağlayarak okuduğu şiirle Fethullah Gülen’i ve salonda kendisini dinleyenleri gözyaşlarına boğan Mücteba Kılıç, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra 26 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat etmiş bir isim. Kılıç aynı zamanda AKP’ye “soldan destek verme” operasyonunun önemli aparatlarından biri olan ve Erdoğan’ın 12 Eylül 2010’daki anayasa değişikliği referandumundan sonra teşekkür ettiği Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) adlı oluşumun da üyesi. Genç Siviller’in önde gelen simalarından Turgay Oğur ise dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonuna Converse marka ayakkabısıyla katılarak Türkiye’de esecek özgürlük rüzgârının(!) müjdesini erkenden vermişti.

Sözünü ettiğimiz hayli mütevazı bir şirket. Üç ortağın toplam sermayesi 5 bin lira. Bu zaten o tarihte bir limited şirket kurmak için alt limit. Mücteba Kılıç 1.650 lira, Neslihan Er Oğur ile Emin Şen ise 1.675 lira koyarak başlıyorlar işe. Bir kıyaslama yapmak açısından belirtelim, bu para o dönemin şartlarında her bir ortak için yaklaşık 3 asgari ücrete denk geliyor. En az parayı veren Mücteba Kılıç, şirketin müdürü oluyor. Ocak 2021’de şirket adres değişikliğine gidiyor İstanbul Kağıthane’den Beyoğlu’ndaki Mis Sokak’a taşınıyor. İki ay sonra Neslihan Er Oğur, hisselerini 825’er lira şeklinde iki ortağa eşit şekilde paylaştırarak ortaklıktan çekiliyor. Bu arada Emin Şen ve Mücteba Kılıç, şirketi tekrar Kağıthane’ye taşımaya karar veriyor.

Şirkette Kasım 2011’de bir hisse devri daha yaşanıyor. Bu kez Mücteba Kılıç, 2.475 liralık hissesini Emin Şen’e, 25 liralık hissesini ise şirket dışından Hakan P.’ye satarak 360 Sosyal Medya’nın ortağı olmaktan çıkıyor. Böylece Özgür Özel’in açıkladığı dosyanın merkezinde olan Emin Şen, şirketin müdürü oluyor. Emin Şen 4 ay sonra, şirketi İstanbul’un revaçta olan semtlerinden Harbiye’ye taşıyor. Haziran 2013 Hakan P.’nin 25 liralık minik hissesini devretmesiyle Şen, 5 bin lira sermayeli şirketin tek yetkilisi haline geliyor. Tam Gezi Direnişi’nin patlak verip iktidarın dijital alandaki zayıflığını anladığı bu dönemden sonra 360 Sosyal Medya için sermaye artırımları dönemi başlıyor.

SOYLU BAKAN OLUYOR, ŞİRKET BÜYÜYOR

İlk sermaye artırımı kanuni bir zorunluluk... Zira 2014 yılında Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklikle, limited şirketlerin asgari sermaye tutarını 10 bin liraya çıkarmaları şart koşuluyor. Aksi halde devlet, şirketlerin “münfesih”, yani geçerliliği kalmayan organizasyonlara dönüşeceğini belirtiyor. Emin Şen de şirketin sermayesini 12 bin liraya çıkarıyor. Şirketin kendi ölçütleri içinde esas büyük sıçrama ise bundan sonra yaşanıyor. 2 yıl sonra, Mart 2016’da, 360 Sosyal Medya’nın sermayesi yüzde 1.150 artışla 150 bin liraya çıkıyor. Kayıtlarda bu artırımın 135 bin 979 liralık kısmının geçmiş yılın kârından geldiği bilgisi yer alıyor. 1 yıl sonra şirketin sermayesi yüzde 333 artışla 650 bin liraya yükseliyor. 500 bin liralık artışın tamamı kârdan sermayeye aktarılıyor. Nisan 2017’de gerçekleşen bu büyüme, Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı görevine getirildiği tarihten 8 ay sonrasına rastlıyor. İhalelerle işlerini yoluna sokan Emin Şen, şirketini Şubat 2018’de yeniden Beyoğlu’na götürmeyi başarıyor.

Özgür Özel’in açıklamalarında geçen ve Emin Şen’in yöneticisi olduğu diğer şirketlerin (Native, Asist, Kıvılcım) de benzer bir hikâyesi var. Native Teknoloji ve Bilişim Hizmetleri ile Asist Bilgi Teknolojileri Elektronik Haberleşme adlı şirketlerde Şen’in ortağı, AKP İstanbul İl Yönetim Kurulu’nun eski üyelerinden Erkan Gül. Haziran 2016’da kurulan Native Teknoloji Şubat 2020'de sermayesini 100 bin liradan 1 milyon liraya çıkardı ve şirketin en büyük ortağı 600 bin liralık hissesiyle Emin Şen. Asist’in de sermayesi 1 milyon lira.

5 YILDA 30’DAN FAZLA İHALE

Soylu’nun maaşının nereden ödendiği belli olmayan danışmanı olan Emin Şen’in yönetiminde olduğu 4 şirket, Jandarma’dan Emniyet’e, belediyelerden bakanlıklara 5 yılda kamu kurumlarından pazarlık usulüyle toplam 30’dan fazla ihale aldı. Kamu spotu yapmak ve sosyal medya yönetmeye kadar birçok başlıkta iş yapmak için girilen bu ihaleler arasında süresi birkaç günü bulan da var birkaç ayı bulan da... İhalelerin bedelleri 150 bin liralardan 300 bin liralara kadar değişkenlik gösteriyor. 360 Medya’nın 2016-2019 yılları arasında aldığı ihaleler toplamı yaklaşık 2,5 milyon lira. Asist şirketiyle alınan ihaleler 3 milyon lirayı geçiyor. Diğer iki şirket de hesaba katıldığında kamudan alınan toplam para 5-6 milyon liraya kadar çıkıyor.

Kamudan çalınan her kuruşun hesabı sorulmalı. Çünkü halkın cebinden haksız şekilde kaynak hortumlamanın büyüğü küçüğü olmaz. Ancak sözünü ettiğimiz bu meblağların bugün tüm gücüyle muhalefetin üzerine çöken iktidar aygıtının kontrol ettiği paranın çok çok ufak bir kısmı olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Emin Şen ya da onun gibi sosyal medyada trollük yapan Ebabil Harekâtı gibi ekipleri kontrol eden küçük komutanlar, bu işte sadece kendilerine verilen görevleri yapıyor. Onlar aslında bu büyük rant çemberinin içinde kırıntılarla beslenen ufak kuşlar. Yarın geçmişlerinden dolayı farklı suçlamalara maruz kalıp harcanabilirler. Onların işi hakaret etmek, hedef göstermek ve yalan söylemek. Rant sisteminin başrolleri koltuklarında kaldıkça, halkın ve muhalefetin üzerine kırıntılarla besledikleri askerlerini salmaya devam edecekler.