Haftanın her günü hiç bilmedikleri imgeler dünyasında gezinme ve sanatın coşkusunu yaşama olanağı sunan galerilerde kış sergileri sürüyor. Kaçırılmaması gereken 3 önemli sanatçının sergisini derledik.

Kış sergilerinden rengarenk seçki

İbrahim KARAOĞLU
Haber fotoğraf: Esra Yıldırım resmi

Rutin yaşamlarına renk katmak, iç sıkıntılarıyla örülü yalnızlıklarını gidermek ya da duygularını, düşüncelerini ve sezgilerini sanatın yarattığı esinle yenilemek isteyen sanatseverlerin en önemli uğrak yerlerindendir sanat galerileri. Yaklaşık 15 yıldır, iyi etkinlikler gerçekleştirmek için birbiriyle yarışan çok sayıda galerinin açılmasıyla büyük bir sanat adası haline haline gelen Yıldızevler Mahallesi de Ankaralı ve kent dışından gelen sanatseverlerin en gözde uğrak yeri, onlara haftanın her günü hiç bilmedikleri imgeler dünyasında gezinme ve sanatın coşkusunu yaşama olanağı sunan bu galerilerde kış sergileri olanca yoğunluğuyla sürüyor.

BÜYÜLÜ BİR GERÇEKLİK

Ressam Süleyman Karakul’un “Bozkır Direngenleri” adlı sergisi Valör Sanat Galerisi’nde açıldı. Kıymetli ressamlarımdandır Karakul. Sergi için hazırlanan kataloğun sunu yazısını yazarken önce “Barbizon Ekolü”nü anımsadım; “görsel sanatlarda romantizmin baskın olduğu bir dönemde, gerçekçiliğe giden yolun bir parçası” olarak kendilerinden sonraki dünya ressamlarına öncülük edenleri…Yıllar önce Barbizon’da, Jean-François Millet’nin resmini çizdiği tarlalara bakarken de Karakul’un resimleri gelmişti aklıma; insanın ve emeğin onurunu yücelten duygu yüklü resimleri. Onun resimlerini okurken de hep Millet’nin sanatçı tavrını anımsarım; aynı izlekleri seçtikleri için değil, aynı duyarlılığı yansıttıkları için… Ve Karakul’un sanatçı tavrının Millet’ye bir saygı duruşu olduğunu düşünürüm hep.

kis-sergilerinden-rengarenk-secki-971208-1.
Süleyman Karakul resmi

Kırsal yaşamdaki üretim, bölüşüm sürecinin sıradan hallerini bir dayanışma duygusuyla yaşayan insanların gerçekliğini yansıtan resimleri etkiler beni. Duyumsadığını, düşlediğini öykünmeden kendi biçeminin estetiğiyle sunar Karakul. Gözlemlediği gerçekliği toplumcu bir duyarlılıkla, resimsel bir gerçekliğe dönüştürür. Resminin örüntüsünü oluşturan içerik ve biçimi sanatsal bir kaygıyla sunar. Oluşturduğu sanatsal gerçekliği ışık ve gölgeyle boyutlandırarak derinliği ve belirginliği artırır ve figürlerine heykelsi bir görünüm kazandırır.

Son sergisindeki resimlerinde yine kırsal yaşam döngüsünün görsel tercümeleri var. Bu yaşam süreçlerinin farkındalığını herkesin algısını etkileyebilecek büyülü bir gerçeklik üzerinden sunuyor ve resmini tanımlayan estetik değerlerle güçlü bir duygu yoğunluğu oluşturuyor.

Günümüzde pek çok sanatçının sıradan, alelade olarak gördüğü, sanatına katmadığı sosyal yaşam görüngülerini çok önemseyen bir sanatçı Karakul. Bu görüngülerden etkilenerek nasıl da varsıl ve kıymetli izleklere ulaşıldığını, sıradan yaşantılar içinde acıyı paylaşarak azaltan, sevinci paylaşarak çoğaltan insanların yaşam biçimlerinin aslında sosyal yaşamın ritminin, dinamizminin ve dönüşümünün belirleyicisi olduğunu duyumsatır yapıtlarıyla. Resimlerini, insanı odak alarak boyutlandırmasının nedeni, insana inanmak ve yaşama güvenmek…

Resimlerindeki gerçekliği imge dolayımlı bir yoğunlukta, kendine özgü yaratma heyecanıyla, oluşturduğu renklerin, ışığın ve gölgenin ifade gücüyle formlara dönüştürüyor. Doğanın dengesini, sakinliğini yatay çizgilerin katmanlarıyla ritimli bir biçimde sunuyor. Resmini, içeriğini duyumsatan yalın, armonik bir bütünlükle sunuyor. Resimlerindeki ritim, resmin derinliğini ve duygusunu dillendiriyor. “Bozkır Direngenleri” sergisi, 14 Şubat’a kadar Valör Sanat Galerisi’nde izlenebilir.

AŞKIN KADIN HALLERİ

Günümüzde kadınlar sanatın yalnızca izleği ve esin kaynağı değil, yaratıcı olarak da etkin konumdalar. “Kadın olarak doğmak, erkeklerin mülkiyetinde olan özel, çevrelenmiş bir yerde doğmak demektir” diyen John Berger’e “inat” erkek egemen sanat alanlarında her geçen gün rollerini ve başarılarının çok daha artırıyorlar. Yaratıcı olarak katıldıkları alanları imgelemleriyle varsıllaştırıyorlar.

Sanatını, kadın kimliğine ilişkin çağrışımlar üzerinden görselleştiren genç sanatçı Esra Yıldırım’ın Mira Art Galeri’deki “Only Love” sergisinde yer alan özgün ve yenilikçi bir tavırla oluşturduğu resimler heyecanlandırıyor, mutlandırıyor izleyicisini.

İnsan ömrünün en yaşamsal bileşeni olan aşkı, kadının yaşam döngüsündeki halleri üzerinden yansıtıyor resimleri. Kendi istenci ve duygularıyla aşkını çoğaltan kadınları; dişil bir duyarlılıkla, geleneksel halk sanatının en yaygın unsuru olan kilimlerin içindeki dişil sembollerin izleriyle dolu imgelerle bütünleyerek kendine özgü söylemlerle sunuyor. Kadim Anadolu kültüründeki zaman, mekân ötesi pek çok sembolün analığı, doğurganlığı, bereketi, uğuru, yansıtan motiflerini ve aşkın insanı değiştiren, dönüştüren, tutku dolu yoğunluğunu aynı suretlerde bütünleştiriyor Yıldırım. Aşkın sevgiyle, tutkuyla, güvenle deneyimlenen boyutunu enigmatik sembollerle daha derinden duyumsatıyor. Sergi 25 Ocak’a kadar izlenebilir.

kis-sergilerinden-rengarenk-secki-971207-1.
Kadir Öztoprak resmi

HAYALLERLE SORGULUYOR

Gezdiğim kış sergilerinin en ilginç olanlarından biri de Kadir Öztoprak’ın Galeri Soyut’taki “Misal-ı Alem” adlı sergisi.

Karşılaşmalar, buluşmalar, sevinçler, umutlu bekleyişler… Masumiyet, huzur, sevgi, şenlik… Birbiriyle yarışan balonlar, gökyüzüne heyecanla dokunan selviler, yumuşacık bulutlar, gülen ay, neşeli bir müzik, kuşlara şarkı söyleyen kediler…Gökyüzünün sonsuzluğunu ve denizin özgürlüğünü içine çeken insanlar… Yaşamı düşsel bir şölene dönüştüren her şey var Öztoprak’ın resimlerinde.

Düşleri gerçeklerle, gerçekleri rüyalarla karıştırarak Chagall’ın resimlerindeki duygu yoğunluğunu kendine özgü bir biçemle yaşatıyor.

Geçmişi, şimdiyi, geleceği düşlerin ve rüyaların diliyle yorumluyor. Renk ve ışık dolu rüya yanılsamalarıyla sevgiyi, aşkı, insanı ve özellikle kadınları düşsel bir gerçeklikle yansıtıyor. Resimlerinin bazı bölümlerindeki çarpıcı, güçlü renk kontrastları öznelerini daha çok belirginleştirirken bazı bölümlerdeki birbirine yakın renkler de yumuşak bir etki yaratarak rüya hissini artırıyor. Ustaca kullanıyor renklerin ton değerlerini. Figürlerinin yarattığı duygularla resminin odağına çekiyor izleyicisini.

Bu sergiyiyi en iyi yorumlayanlardan ressam/yazar Süleyman Dündar’ın “Kadir Öztoprak resmi barındırdığı zengin duygu katmanlarıyla izaha ihtiyacı olmayan başlı başına kendinden menkul bir misal-i âlemdir.” aforizmasını çok sevdim, hâlâ dolanıyor belleğimde. Sergi 26 Ocak’a kadar izlenebilir.