Alev Şahin, mimar. 6 Ocak 2017’de, 679 sayılı KHK ile Düzce’de 2011 yılından bu yana çalıştığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki görevinden ihraç edildi. 30 Ocak 2017’den beri de kentin Spor Sokak girişindeki meydanda, “İşimi, ekmeğimi geri istiyorum” pankartıyla oturma eylemi yapıyor.

Eylemi boyunca çevreden destek aldığı gibi sözlü veya fiziki saldırılara da maruz kaldı. Ama bu sürede yaşadığı en absürt olaylar, halkın tepkisiyle değil yargıyla ilgili olanlardı.

Alev Şahin ihraç edilince itiraz etti, idare mahkemesine başvurdu. Bu şikâyetlerin yargıdaki durumunu öğrenmek için e-devlet’e bakarken dosya sorgulama kısmında, Yargıtay sorgulamanın altında siyasi parti sorgulama linkini de gördü, tesadüfen tıkladı. Ve 2009 yılından beri AKP üyesi olduğunu gördü.

O dönem konuştuğumuzda, “Başımdan aşağı kaynar sular döküldü, çok şaşırdım, çok sinirlendim. Şimdiye kadar hiçbir siyasi partiye üye olmadığım için daha önce böyle bir sorgulamaya da gerek duymamıştım. 2011’de devlet memuru oldum, üyelik memuriyetimden önce yapılmış. Zaten devlet memurunun bırakın siyasi parti üyeliğini siyasi parti propagandası yapması bile kanunen yasak” demişti.

Hemen Yargıtay’a başvurup üyelikten çıktı ve haberi olmadan bir siyasi partiye üye yapıldığı için suç duyurusu yaptı. Suç duyurusunda, kendisini parti üyesi yapanların ‘kişisel verilen kaydedilmesi’, ‘verileri hukuka aykırı olarak verme ya da ele geçirme’ suçlarından yargılanmasını istedi.

Şikâyet dilekçesinde, Alev Şahin’in nüfus bilgileri, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, telefon numarası, elektronik posta adresi gibi kişisel bilgilerinin kullanılarak hatta yerine imza atılarak AKP üyesi yapıldığı ifade edildi.

Ayrıca siyasi parti üyeliği şahsen yapılması gereken bir işlem olduğundan, başvuruyu gerçekdışı şekilde yapan ve başvuruyu işleme koyan, başvuruyu kabul eden kişilerin kolayca tespit edilebileceği de ifade edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan şikâyete yanıt, 12 Nisan 2017’de geldi. Savcılık, parti üyeliği 2009’da yapıldığı için suçun zamanaşımına uğradığını, bu sebeple de dava açmaya yer olmadığına hükmetti.

Alev Şahin’in bu karara yanıtı şöyle oldu: “Sahte bir evrakla muhalif bir partiye üye yapılmış olsaydım yine şikâyetim cevapsız mı kalacaktı?”

Avukatı Engin Gökoğlu da “Hem haberi olmadan AKP üyesi yapmışlar hem iktidara muhalif diye işten attılar” yorumunu yapmıştı.

Geçen yıl yaşananlar savcılığın bu kararıyla sonlandı, itirazı da yanıtsız kaldı ama Şahin’in yargıyla absürt imtihanı bitmedi.

Geçen hafta da bir tebligat aldı: Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen tebligatta, “hakkında (Valiliğin eylem yasağına uymadığından) dava açılması için gerekli şartların oluştuğu, bu davanın karşılığı olarak belirlenen 1250 lirayı verdiği takdirde dava açılmayacağı” yazıyordu. Şahin zaten işsiz olduğu ve işini geri istediği için eylem yaptığından parayı ödemesi mantıken çok mümkün görünmüyor.

Ama bu kez avukatı Engin Gökoğlu da tutuklu olduğundan, hakkında açılması muhtemel davada onu kim savunacak, bilmiyoruz.