Kıtada başka bir sol hikâye yaşanıyor

Dr. Mine YILDIZ - Brüksel Özgür Üniversitesi

Avrupa sosyalistleri ve çevrecileri sadece sağ popülistlere değil aynı zamanda sosyal demokrat partilere önemli bir mesaj gönderiyor: "Sizler kimi zaman hükümeti kurdunuz, kimi zamansa hükümet ortağı oldunuz. Ancak kapitalizmin yarattığı sorunlara ve göç ve sığınmacılara yönelik insani çözümler üretmek yerine sağ popülistlerin söylemlerini sahiplendiniz. Çok daha kötüsünü yaptınız. Sömürgeci ve vahşi kapitalizmin faturası düşük gelirlilere kesilirken bunu seyretmekle yetindiniz. Çevre ve iklim sorunlarına karşı gereken somut adımların atılmasında ürkek davrandınız. Size oy yok!"

Belçika'da da yapılan son genel seçimlerde (2019) özellikle Wallonia bölgesinde programı Maksist-Leninist ilkelere dayanan Belçika İşçi Partisi (PTB) yüksek bir oy artışı yakaladı. Partinin kökenleri 1960'lardaki öğrenci hareketlerine dayanıyor. Parti 150 üyeli Belçika Federal Parlamentosun’da 12, Senatoda 4, Brüksel Parlamentosu’nda 11, Flaman Parlamentosu’nda 4, Valon Parlamentosu’nda 10 ve tarihinde ilk kez Avrupa Parlamentosu’nda 1 milletvekilliği kazandı. Önceki seçimlerle (2014) kıyaslandığında, milletvekilli sayısını 8'den 42'ye yükseltti.

SOL KİLİT KONUMDA

İsveç'te hükümet bütçeyi geçirmek için Sol Parti'nin desteğine ihtiyaç duydu. Norveç'te de benzer şekilde Sosyalist Sol Parti belirleyici bir role sahip. Kopenhag'da sosyalist sol, tarihinde ilke defa sosyal demokratları geride bıraktı. Danimarka'da Sosyal Demokratlar'ın göç ve sığınmacılar konusunda sağa yaklaşması (Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi vb) ciddi eleştiriler almasına ve ülkede sosyalist solun oylarında artışa neden oldu. Ülkede yapılan son seçimlerde, sosyalistler, komünistler, sendikacılar ve çevrecilerin oluşturduğu parti olan Kızıl-Yeşil İttifak (the Red-Green Alliance-Enhedslisten) yerel seçimlerde başarılı oldu. Her ne kadar Kopenhag Belediye Başkanlığı'nı kazanamasalar da oyların yüzde 24,6'sını alarak Kopenhag’daki en büyük parti haline geldiler. Sosyalist Parti bir yüzyıldan daha uzun bir süredir bir ilk kez birinci olmuş oldu. Norveç'in İşçi Partisi, genel seçimlerde, göçmen karşıtı popülistleri de içeren merkez sağı geride bırakmış görünüyor. Sol, İspanya ve Portekiz'de de hüküm sürüyor. En önemlisi de, Avrupa'nın en büyük ve en kalabalık ülkesi olan Almanya'da Şansölye Angela Merkel'in 16 yıllık liderliğindeki muhafazakâr parti hükümetlerinden sonra solun oyları artıyor.

Avrupa'daki merkez sağ hükümetler, ekonomik teşvikleri çıkarmak için hızlı olmak zorundaydı. Covid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla daha güçlü, daha koruyucu bir devlet, daha iyi ve eşit halk sağlığı hizmeti ve pandeminin ekonomiye olan olumsuz etkilerini hafifletmek için hükümetlere yönelik talepleri ve daha proaktif bir devlet arayışını gündeme getirdi.

UMUT OLUYORLAR

Avrupa solunun inkâr edilemez bir dirilişi var. 10 Avrupa ülkesinde yapılan ve geçtiğimiz hafta yayınlanan ankete verilen yanıtlar bunun göstergesi. Ankete yanıt veren katılımcıların büyük bir kısmı ülkelerinin onları sömüren “yozlaşmış seçkinler” arasında paylaşıldığını düşünüyor. Bu 10 yıldan fazla bir süredir kemer sıkma politikalarının, devlet ile kamu hizmetlerinde özelleştirmelerin altında ezilen sınıfların sesi olsa gerek. Avrupa solu, yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlikten kurtulmanın, çevre ve iklim kriziyle mücadele etmenin umudu olma yolunda ilerliyor ve Avrupa'da “sol” sessiz bir yükseliş grafiği çiziyor.