Kitaplara kelepçe, düşünceye yasak
Sansür, son 6 ayda da en çok yayıncılık sektörünü vurdu. Görünmeyen bir otosansürün de tetiklendiğini söyleyen Cem Erciyes, “Biz bugün kaç kişinin en güzel fikirlerini yazmaktan vazgeçtiğini bilmiyoruz” dedi.

Işıl Çalışkan
isilcaliskan@birgun.netNâzım’ın yasaklı dizeleri hâlâ yankılanıyor: “Yazılarım otuz kırk dilde basılır / Türkiye’mde Türkçemde yasak” diyordu usta şair Nâzım Hikmet “Otobiyografi” şiirinde. Yaşamı boyunca sansür ve baskılarla mücadele eden Nâzım’ın aramızdan ayrılışının 61. yılında bile Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunda değişen pek bir şey yok. Sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri olan sansür, 21. yüzyılda hâlâ baskı aracı olarak kullanılıyor.
Son 10 yılda artan bir ivmeyle edebiyat ve sanatın birçok alanında yasaklamalar, kitap toplamalar ve davalarla kendini gösteren sansür, 2024’ün ilk 6 ayında da en çok yayıncılık sektörünü vurdu. Sanat Özgürlüğünü İzleme Platformu’nun (SÖZ) raporuna göre 21 sansür haberinin 7’si yayıncılık sektörüne ilişkin.
Peki, yayıncılık sektörü neden sansürün hedefi haline geliyor? Yayıncılar hangi konularda sansürle karşılaşıyor? Bu mücadelede kendilerini nasıl konumlandırıyorlar? Gelecekte yayıncılık sektörü sansürle nasıl mücadele edecek? Bu soruların cevaplarını bulmak için yayıncılık sektörüne sorduk…
GÖRÜNMEYEN OTOSANSÜR DE TETİKLENİYOR
Doğan Kitap Yayın Direktörü Cem Erciyes, kitapların düşünceleri ve hayalleri yaygınlaştırmanın en etkili aracı olduğunu belirterek, günümüzde hâlâ bu medyanın “en prestijli ve kalıcı” olanı olduğunu vurguladı. Son on yılda artan davalara, yasaklamalara ve kitap toplatmalarına dikkat çekerek, bu durumun düşünce ve ifade özgürlüğü açısından topluma zarar verdiğini ifade eden Erciyes, “Çünkü açılan davalar, başı derde giren yayıncılar ve yazarlar görünmeyen bir otosansürü de tetikler. Biz bugün kaç kişinin en güzel fikirlerini yazmaktan, hikâyelerini anlatmaktan vaz geçtiğini bilmiyoruz” sözlerini kaydetti.
Erciyes, sansürün din, siyaset ve cinsellik gibi konularda kendini gösterdiğine dikkat çekiyor. Muhafazakâr yaşam biçimine ve ideolojilere karşı çıkan eserlerin bir kısmının kovuşturmaya uğradığını ancak, cesaretle yayımlanan birçok eserin okuyucularına ulaşmaya devam ettiğini de vurguluyor.

Doğan Kitap Yayın Direktörü
Sansür mekanizmalarının artık en çok ihbarlar üzerinden harekete geçtiğini belirten Erciyes, CİMER gibi ihbar hatlarına yapılan şikayetlerin çeşitli kitaplar aleyhine davalara yol açtığını ve yayıncıları mahkemelere sürüklediğini söyledi. Erciyes, düşüncelerini şu sözlerle kaydetti: “Yani tesadüfen eline geçen bir çocuk kitabına kızan veli, yan okulda öğretmenlik yapan yazara kin duyan meslektaşı, okumadığı kitap hakkında Twitter’dan öğrendikleriyle dolduruşa gelen vatandaş şikayette bulunuyor ve mekanizma işlemeye başlıyor. Burada çok önemli bir sorun da savcılıkların kitaplar hakkında yapılan şikayetleri beklenmedik davalara dönüştürmeleri. Bu davaların aleyhte hükümlerle sonuçlanması da sıklıkla karşılaşılan bir durum. Türkiye’de iktidar partisinin kendi ideolojisini ve yaşam biçimini dayatmakta gösterdiği kararlılığın da bu süreçleri etkilediğini düşünüyorum. Kendini milliyetçilik ve muhafazakarlığa teslim eden dünyanın bütün ülkelerinde entelektüele, yazar ve aydına verilen önem azalıyor. Kitabın ve özgür düşüncenin toplumsal gelişmenin ana unsurlarından biri olduğu yönündeki kolektif kabul hiç olmadığı kadar çok sorgulanıyor. Bu tür faktörlerin de kitaplar aleyhindeki atmosferi daha karanlık hale getirdiğini düşünüyorum.”
Sansürle mücadelede yayıncıların cesaret göstermesi gerektiğini vurgulayan Erciyes, “Özgür düşünce olmazsa kitap da olmaz, bizim yaptığımız işin de fazla bir anlamı kalmaz” dedi.
MADDİ MANEVİ ZORLUKLARA DİRENİYORUZ
Yayıncılık sektörü, yayınlama özgürlüğünün temel taşlarından biri olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde güvence altına alınmış olsa da, günümüzde birçok zorlukla karşı karşıya olduğunu belirten Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk de konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Yayınlama özgürlüğü, her insanın okuma özgürlüğünden bahsetmek demektir ve kültür, sanat ve eğitim alanlarını besleyen ana damarlarımızdan biridir” diyen Kocatürk, Cumhuriyet tarihimizde kitap yasaklarının ve engellerin uzun bir geçmişi olduğunu hatırlattı. Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu’nun kabul edilmesiyle bu engellerin daha da katılaştığını belirtti.
Sansürle baş etmekte en yoğun karşılaştıkları konuları sıralayan Kocatürk, “Kitap yasaklamaları, toplatmalar, yazarlara ve yayıncılara yönelik engellemeler, muzır neşriyat ve sosyal medya linç kampanyaları sonucunda ortaya çıkan otosansür ve kitapların raflardan kaldırılması en sık karşılaştığımız sorunlar arasında yer alıyor” dedi.
Yayıncılık sektörünün sansürle mücadelesine dair bir değerlendirme yapan Kocatürk, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin her yıl düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı ödüller verdiğini ve yayınlama özgürlüğü raporları hazırladığını vurguladı. Ancak sektörün, baskılara karşı tepkisini ortaya koymaktan çekinmediğini, ancak bazı durumlarda zarar görmemek veya mevcut zararı artırmamak için çekinceli davranmak zorunda kaldığını da ekledi.

Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Kocatürk, uluslararası alanda da yayıncılık özgürlüğünü savunan çalışmaların sürdüğünü belirterek, “Uluslararası Yayıncılar Birliği, tehdit ve baskılara rağmen yayıncılık yapmaya devam edenlere Voltaire Ödülü veriyor. Türkiye’den de bu ödülü alanlar oldu ve Türkiye Yayıncılar Birliği, IPA Yayınlama Özgürlüğü Komitesi’nde aktif olarak yer alıyor” şeklinde konuştu.
Son olarak, yayıncılığın geleceğiyle ilgili düşüncelerini paylaşan Kocatürk, “Yayıncılık, kitabın yaşam alanıdır. Bizler ve diğer paydaşlar, maddi ve manevi zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Kitapsız bir dünya düşünülemez; kitap ve okuma kültürü insan var olduğu sürece var olmaya devam edecek” dedi.
∗∗∗
VALİ, ‘RAHATSIZ OLMUŞ’
Sanat Özgürlüğünü İzleme Platformu’nun (SÖZ) raporunda yer alan yayıncılık sektörüne dair ihlallerden bazıları şöyle:
• 13 Ocak 2024 tarihinde başlayan Çukurova 16. Kitap Fuarı’nda “Milli Eğitim’e Darbe” adlı kitabın tanıtım afişinin, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in rahatsız olduğu gerekçesiyle indirildiği iddia edildi.
• Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Jiangzaitoon internet sitesine erişim engeli getirdi. Manga türü Türkçe çizgi romanlar yayımlayan site, böylece üçüncü kez erişime engellenmiş oldu.
• Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği kitap fuarında Kırmızı Kedi Yayınevi’ne ait kitapların, yazarların siyasi içerik taşıdığı gerekçesiyle stantlara koyulması yasaklandı. Kararın Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen tarafından istendiği iddia edildi.
• Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, “Disney Esrarengiz Kasaba Günlük 3”, “Farklı Olmaya Cesaret Eden Erkek Çocuklarına Hikayeler” ve “Yaramaz Evin Yeni Misafirleri” isimli kitapları muzır yayın ilan etti.