Google Play Store
App Store

Çocuk edebiyatçısı Hidayet Karakuş: 100 Temel Eser’de çok bilinen ama az okunan eserleri görüyoruz. Özellikle yandaş yayınevlerinden çıkan kitaplar bu listeye dahil ediliyor. Liste çok başarılı eserleri ıskalıyor

Kitapta kriter yandaşlık

MEHMET EMİN KURNAZ @m_emin_kurnaz mehmeteminkurnaz@birgun.net

Çocuk edebiyatı, çocukluğun inşasında önemli bir yer teşkil etmekte. İlk dönemler halk arasında ortaya çıkan tekerleme, masal gibi anlatılar, çocuk edebiyatının da bir nevi temelleri olarak görülüyor. Günümüz dünyasında çocuk edebiyatına dahil edilebilecek yazılı ve sözlü on binlerce eser söz konusu olsa da bu alanda nitelikli olanı niteliksiz olandan ayırmak önemli bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Çocukluk ve edebiyat ilişkisinin bugünkü edebiyata yansımalarını, tanınmış çocuk edebiyatçılarından Hidayet Karakuş ve Ahmet Büke ile konuştuk.

► Ülkede çocuk edebiyatının mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hidayet Karakuş: Öncelikle şu çok önemli, çocukların zihinsel gelişimleri üzerinde kitapların, çocuk kitaplarının önemi çok büyük. Yeni kavramlarla karşılaşan ve sözcük dağarcığı gelişen çocuk, düşünmeyi öğreniyor. Düşünmeyi öğrenen çocuk sorgulamayı, sorgulamayı öğrenen çocuk ise gerçeği öğreniyor. Bu bakımdan çocuk kitaplarıyla başlayan bir okuma serüveni olmalı. Bugün maalesef eğitim sistemi çocukların okumasını engelleyen bir yapıya sahip. Onları test sistemine yöneltiyor, çocuklar Türkçenin tadına varacakları kitaplardan uzak kalıyor.

kitapta-kriter-yandaslik-517768-1.
Hidayet Karakuş

MEB’in yayınladığı 100 Temel Eser gibi çalışmalar yeterli mi?
100 Temel Eser’de çok bilinen ama az okunan eserleri görüyoruz. Özellikle yandaş yayınevlerinden çıkan kitaplar bu listeye dahil ediliyor. Ayrıca asıllarından farklı olarak özetlenerek ya da içeriği bizzat değiştirilerek yayımlandığını görüyoruz. Türk edebiyatının çok başarılı eserlerini ıskalayan bir yanı da var. Aslında bakanlık 100 temel eser deyince büyük bir sınırlama da söz konusu oluyor. Çocuk özgürce okuyabileceği ya da velilerin önerebileceği eserler okunmuyor. Biz, çocukların kendi seçimine saygı duymak zorundayız.

► Peki velilere düşen görevler neler?
Velilerin çocukları özgür kılacak ve özellikle okuduklarını çocuklarla paylaşacak kitapları önermeleri gerekir. Ben gittiğim bütün toplantılarda velilere ve öğretmenlere çocukların okuduğu kitapları siz de okuyun çocuklar neyi seviyor sevmiyor neler önüne sunuluyor öğrenin diyorum. Çocuğunuzu daha iyi tanımanın yolu buradan geçer. Benim kitaplarımda şiddetten uzak, biraz serüven yanı ağır basan, duygusal arkadaşlıklar içeren konular var. Bence bugün çocuk yazını güzel noktaya ulaştı ancak her toplumda olduğu gibi bizde de çocuğa bir şey vermeyecek eserler söz konusu. Bunların seçimi tabi ki velilere, öğretmenlere düşüyor.

***

Ailelere büyük görev düşüyor

kitapta-kriter-yandaslik-517769-1.

Ülkemizde çocuk edebiyatı küçümseniyor mu?
Ahmet Büke: Bizde çocuk ve gençlik edebiyatının ciddiye alınması için uzun ve uğraştırıcı bir mücadele verildi. Hâlâ da bitmiş değil; son yıllardaki önemli gelişmelere rağmen olması gereken yerden uzağız. Yazar olarak bu alanda çaba gösterenlere hafiften bir tebessümle bakıldığını gözlemleyebiliyorum. Oysa yetişkin edebiyatı sadece yetişkinler içindir ama çocuk edebiyatı hem çocukları hem de yetişkinleri kapsar. Yükü, sorumluluğu daha ağırdır. Bir de bugünün çocuk edebiyat okurları yarının yetişkin edebiyat okurları olacaklar. Yine de bütün işi gücü bu olan sivil toplum kuruluşları, yayıncılar, dergiler, yazarlar var. İyi eserler veriliyor Türkçede. Ebeveynlerin giderek daha ilgili oldukları, doğru kitapları çocuklarına ulaştırmak için çaba içine girdikleri görülüyor. Bir diğer sorunumuz da kitaba erişim elbette. Çocuk edebiyatı maliyetli bir alan dolayısıyla kitapların son fiyatları yüksek. Hele kriz dönemlerinde çocukların kitap edinmeleri oldukça zorlaşıyor. Mutlaka çocuklara yönelik kütüphanelerin, kitaplıkların arttırılması, var olanların zenginleştirilmesi gerekiyor. Verili durumda burada yerel yönetimlere, sivil inisiyatiflere düşüyor galiba en büyük görev.

► Okullarda verilen edebiyat eğitimini, çocukluğun egemen ideolojiyle inşası olarak değerlendirebilir miyiz?
Politik olmak, bana kalırsa, iki soru ve bunlara verilen yanıtlar üzerinde yükseliyor: Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz? Bu konuda kamunun nasıl bir durumda olduğu belli. Herkes nasıl bir dünya kurguluyorsa onun gereğini yerine getirmekle meşgul. Verili duruma yönelik itirazlar anlamlı, değerli ama bizim daha fazlasına ihtiyacımız var. Çocuk edebiyatı ile ilgili herkesin nasıl daha iyi bir edebiyat evreni kurmalıyız sorusunun içinde yaşaması gerekiyor öncelikle. Elbette yetmez: Aileler, sivil inisiyatifler, yerel komiteler, sivil örgütlenmeler bu konudaki alternatif kurgularını çatmak ve uygulamakla yükümlü. Yükümlüyüz…

► Eserlerde ebeveynlere yolladığınız mesajlardan karşılık buluyor musunuz? Geri dönüşler ne yönde oluyor?
Kitaplarımı basan Günışığı Kitaplığı ve On8 Kitap bu konuya çok hâkim. Her defasında eser üzerinde onlarla uzun uzun çalışıyoruz. Kimi zaman bir kelime veya ifade üzerinde defalarca durduğumuz oluyor. Ayrıca pedagog arkadaşlarım da kitapları okuyup değerlendiriyor. En son küçük kızıma okuyorum. Ondan henüz tam not alamadım ama.