Kıtlık her an hepimizin kapısını çalabilir

HABER MERKEZİ

İklim kriziyle birlikte artan gıda sıkıntısı gelecek dönemde dünyanın su ile birlikte en büyük problemlerinden biri olacak. Salgın sürecinin de etkisiyle tüm dünyada gıda fiyatları yükseliyor. Türkiye'de de yanlış tarım politikaları ve TL'nin değer kaybıyla birlikte gıda fiyatları tırmanıyor. Serbest Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Bilsay Kanat, 55 ülkede 155 milyon kişinin akut gıda kıtlığı çektiğini belirterek Türkiye'deki durumu anlamak için buğday üretimine ilişkin son yılların verilerine bakmanın yeterli olduğunu söyledi.


Buğdayın sadece temel tüketim kaynağımız olmasının yanında hayvancılıkta kullanılan saman ve yem yani et ve süt üretimi de olduğunu anımsatan Kanat, şöyle dedi: "Yani en kıymetli protein kaynağının ham maddesi demek. Tarım ve hayvancılık birbirinden bağımsız değil.2005 yılında 9 milyon hektar olan buğday ekim alanları bugün 7,2 milyon hektara kadar düştü. Nüfus artışı da göz önüne alındığında tablonun ne kadar vahim olduğu görülecek. Maliyet artışlarına karşı ayakta kalamayan çiftçi toprağa küsüyor. Buğdayı üretmek için yaptığı harcama, üründen daha pahalıya geliyor. Buğday üretimi azalıyor, yem fiyatları artıyor."

İNEKLERİNİ SATIYORLAR

Kanat, "Sütün satış değeri enflasyona karşı artmazken, yem fiyatları hızla yükseliyor. Gübre maliyeti buğdaydan, yem maliyeti sütten yüksek. Üretici girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle süt ineklerini satmak zorunda kalıyor. Kesilen her inekle ülke hayvancılığı kan kaybediyor ve insanlarımızın sağlıklı protein kaynaklarına ulaşımı biraz daha zorlaşıyor" dedi.

***

Acil önlem şart

Bilsay Kanat acil alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

• Tarımsal desteklerin maliyeti karşılama oranları yüzde 2-3 civarında. Çiftçi bu çıkmazdan kurtarılmalı.
• Sanayiciye tanınan destek ve kolaylığın daha fazlası çiftçiye tanınmalı.
• Gübre, mazot, elektrik-su gibi girdi maliyetlerini düşürecek önlemler alınmalı.
• Süt hayvancılığı teşvik edilmeli besi hayvanı ithalatından vazgeçilmeli,
• Devlet üreticinin arz fazlası sütünü satın almalı.
• İthalat yerine kendi çiftçimiz desteklenmeli.
• İklim değişikliğine karşı çevreci, doğa dostu önlemler hayata geçirilmeli.