Kayseri’de 9 yaşından 29 yaşına kadar kızına cinsel istismarda bulunan baba için açılan davada, ses kaydı yasak delil olarak sayıldı. Yeniden görülen davada mahkeme kararında direndi.

Kızını 20 yıl istismara maruz bırakan C.A. davasında 'yasak delil' çıkmazı
Fotoğraf: Arşiv

Kızını 20 yıl boyunca istismara maruz bırakan, C.A.’nın aldığı ceza, ses kaydının yasak delil sayılması nedeniyle bozuldu.

Kayseri’de Ekim 2019’da polis merkezine giden D.A., babası C.A.’nın 9 yaşından bu yana kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyleyerek, şikayette bulunmuş, gözaltına alınan C.A. tutuklanmıştı. C.A. hakkında Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçlarından 10 yıldan 30 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bu süreçte ailesi ve çevresinin yalnız bırakıp, şikayetini geri çekmesi konusunda baskı yaptığı D.A., ilk duruşma öncesi sosyal medya aracılığıyla destek istedi.

Ekmek Ve Gül'ün haberine göre, Kayseri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 12 Ekim 2020’de görülen davanın karar duruşmasına sanık C.A. 1999-2006 yıllarında Almanya’da, diğer yıllarda da Kayseri’de kızı D.A.’ya istismarda bulunduğu iddialarını reddederek, kızının mahkemeye delil olarak sunduğu ses kaydının bir senaryodan ibaret olduğunu iddia etmişti.

DİRENME KARARI

C.A. isimli erkeğin yargılandığı dava, Yargıtay’ın 30 yıl hapis cezasını ses kaydının yasak delil sayılması nedeniyle bozmasının ardından yerel mahkemede yeniden görüldü.

Kızını 20 yıl boyunca cinsel istismara maruz bırakan, C.A.'nın yeniden yargılandığı Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada mahkeme heyeti bir önceki kararda direnme kararı verdi. Kararın olumlu olduğu değerlendirmesi yapan dava avukatı Eylem Sarıoğlu, “Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin vermiş olduğu hukuka aykırı karara karşı direnilmiş olmasını şu an çok kıymetli ve anlamlı buluyoruz” dedi.

‘KİŞİYİ HÜRRİYETTEN YOKSUN KILMA’

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık C.A.’yı, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 30 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraatine karar verdiği, sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmetti.

TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ

Sanık avukatı Gökmen Döner’in karara itiraz etmesi sonucu dosya önce Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşındı. Bölge Adliye Mahkemesi'nin de 'hukuka uygun' karar vermesi sonrası avukat dosya temyiz edilerek Yargıtay’a taşıdı.

Dosyanın geldiği 9’uncu Ceza Dairesi yaptığı inceleme sonrası dosyayı esastan redderek bozulmasına, yerel mahkemeye gönderilmesine ve sanığın tahliye edilmesine karar verdi. Ceza Dairesi, adli mercilere sunulan ses kaydının yasak delil niteliği taşıdığına vurgu yaptığı kararında, sanığın tahliyesine karar verdi.

MAHKEME KARARINDA DİRENDİ

Dün Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden hakim karşısına çıkan C.A. için mahkeme verdiği kararda direndi.

Ekmek ve Gül’e konuşan dava avukatı Eylem Sarıoğlu mahkemenin direnme kararının olumlu bir karar olduğunu söyledi. D.A’nın 9 yaşından 29 yaşına kadar belirli aralıklarla sistematik olarak babasının cinsel istismarına maruz kaldığını, en son 29 yaşındayken bunu ispatlamak, yaşadığı sistematik istismara dur demek maksadıyla istismar esnasında ses kaydı alıp suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Sarıoğlu, “Bunun üzerine sanık olan babası hakkında dava açıldı ve sanık tutuklandı. Yerel mahkemede sanığın söz konusu suçu işlediğine kanaat getirerek 30 yıl hapis cezasına hükmetti. Bölge mahkemesi ve istinaf mahkemesi yerel mahkemenin kararını onamıştı ama Yargıtay 9. Ceza Dairesi ses kaydının yasak delil maksadında olduğuna karar vererek bir de mağdurun daha önceki aşamalarda verdiği beyanların çelişkili olduğunu ifade ederek yerel mahkemenin kararını bozdu, sanığın tahliyesine karar verdi” dedi.

‘YAŞADIKLARINI BAŞKA TÜRLÜ İSPATLAYAMAZDI’

Kayseri 1 Ağır Ceza Mahkemesi'nde kararın bozulması kararı doğrultusunda duruşma açıldığını dile getiren Sarıoğlu şöyle devam etti: “Biz de mahkemede sanığın başka türlü delil elde etmesinin mümkün olmadığını, aşamalardaki ifadelerinde temel bir çelişki olmadığını ve doktor raporuyla ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin delil mevcut olduğunu, 9 yaşından 29 yaşına kadar sistematik olarak istismara maruz kalan bir insanın aşamalardaki ifadesini tam olarak vermesinin mümkün olmadığını beyan ettik. Yaşadıklarını başka türlü ispatlama şansını olmayacağını ileri sürdük. Soruşturma aşamasında eğer bu ses kaydıyla bir şikayette bulunmasaydı bu yargılamanın bile yapılamayacağını, o aşamada bile müştekinin soyut beyanları diyerek dosyanın kapatılacağını, davanın açılabilmesinin tek koşulunun bu ses kaydı olduğunu söyledik ve mahkemede direnme karar verdi. Çok yerinde bir karar oldu bu çünkü başka bir davada başka insanlar ses kaydını delil olarak kullanamayacaksa mağdur olduğu suçu, haksızlığı nasıl ispatlayacak, nasıl sesini çıkartacak? Bu bakımından da bu delilin her koşulda yok sayılması, yasak sayılması aslında başka mağduriyetleri de sebebiyet verecektir, bunu anlattık mahkemede, verilen bu kararın çok önemli olduğunu belirttik. Mahkeme direnme kararı verdi ama sanığın tutuklanmasına karar vermedi. Bu hususta da itirazlarımız devam edecek, tutuklanması yönünde de talepte bulunacağız. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin vermiş olduğu hukuka aykırı karara karşı direnilmiş olmasını şu an çok kıymetli ve anlamlı buluyoruz. Dosya bu anlamda bu karardan sonra yine Yargıtay’a gidecek tekrar oradaki karara bekliyoruz.