Koca çölde iki küçük vaha

Kullandığımız sözcüklere kimileri alınıyor güceniyor olabilir; varsın öyle olsun, gerçekleri ifade ettiği sürece sorun değil. Neden mi bunu yazarak başladım? Müzik piyasası denen çöplükte, dinlemeye-yazmaya değer işin yok denecek kadar az olmasından. Bu kuraklıkta zaman ayırıp dinlemeye, zahmet edip edinmeye layık iki albüm bulabilmek, gerçekten elde edilmesi güç bir bahtiyarlık. Tesadüf, bu hafta her iki albümünde genç isimlerin ilk çalışmaları oluşu umut verici. Çölde vaha gibi artık bu tür çalışmalar.

İlki besteci şarkıcı Can Koç’un beş şarkıdan oluşan “Nefesin Yetebildiği Kadar” adlı (EP) kısaçaları. Can’ın bu çalışmasında ilk dikkati çeken nokta, yeni kuşak müzik dünyamızda en fazla eksikliğini hissettiğimiz bir konu hakkında; iyi şarkı sözü yazarlığı...

1996 doğumlu İstanbullu Can, ilk kez “Gökyüzünü Tutamam” adlı şarkıyla dikkat çekmiş; ilgiye değer bir şarkı yazarı olduğunun ipuçlarını vermişti. Müziğini her ne kadar alternatif rock kategorisinde değerlendirmek yanlış olmasa da, genel olarak daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu söylenebilir.

Beş parçadan oluşan “Nefesin Yetebildiği Kadar”, yekpare bir yapıya sahip. Şarkılar birbirlerinden bağımsız görünse de duygu bütünlüğü ve ruh ortaklığı içindeler. Metaforik imgeleri iyi kullanan, derdini ve kırgınlıklarını bağırmadan anlatan bir yeteneği var Can’ın. Belli ki edebiyata ve şiire ilgisinin semeresi bunlar. Aynı zamanda (basta Berkay Aygör, gitarda Giray Şipit, davulda Bedrettin Cömert’in yer aldığı) albümde sound olarak da bir bütünlük söz konusu.

Kariyerinin başındaki Can bu işi aynı kararlılık ve çalışkanlık içinde sürdürürse, ortaya çıkaracağı ciddi bir potansiyeli var.

***

İkinci albümümüz farklı türden. İlk albümünü yılların emektar plak firması Ütopya Müzik etiketiyle çıkaran Barış Bilgiç. “Barış’ça” adındaki 11 parçadan oluşan albüm iki yıllık bir stüdyo çalışmasıyla ortaya çıkmış. Sadece üzerindeki emek değil, katkı verenlerin niteliği ve repertuarı da albümü değerli kılıyor. Bestelerin ikisi Barış’a ait, müzikleri ise Suavi’ye. Prodüktörlüğü üstlenen Suavi bu parçaların birinde, “Benim De Yanmam Gerek” de konuk olup ıslık çalmış. Evet, yanlış okumadınız, ıslık çalmış ama ıslık deyip geçmeyin, Suavi çalınca o ıslık adeta bir enstrümana dönüşmüş. Ayrıca bir de bir şarkıya Zazaca şiir ile eşlik etmiş.

Repertuarın geri kalanı Âşık Veysel’den Nesimi Çimen’e, Karacaoğlan’dan Mikail Aslan’a, Nilüfer Akbal’dan Fatma Yıldız’a kadar uzanıyor. Bir de kapanışta anonim eser var. “Mavilim Mavişelim”.

Barış’ın eşlikçileri de kuvvetli: bağlamada Müslüm Eke ile Sedat Akdağ (ve kaval), kemanda Korhan Gülderen, klarnette Mustafa Ata, gitarda Özgür Abbak, vurmalılarda Cemal Özkızıltaş, basta Volkan Doğan Kayıkçı var. Düzenlemeleri ise Tarkan Ergün yapmış.

Barış bu albümü “dünyanın ve sanatın barıştan hızla uzaklaştırıldığı zorlu süreçte, barış için türkü söylemenin” gereğine inanarak yapmış. Bu inançlı yolda kendisine Suavi el vermiş; usta-çırak ilişkisi içinde öğretmenlik ve yoldaşlık etmiş.

Not: Her iki albüm de, dijital dışında fiziki formatta CD olarak yayımlandı.