Hogu Boss işçisi Mevlüde Ünal ‘Kod-46’ ile işten atıldı. Şirketin tazminat ödememek için kendisine tuzak kurduğunu söyleyen Ünal, “Hakkımın arkasındayım 17 yıllık emeğimin peşini bırakmayacağım” dedi.

KOD-46 ile 17 yıllık işçiyi işten attılar

Yağmur Beril VAROL

İzmir Gaziemir’de bulunan Ege Serbest Bölge’deki Hogu Boss firması, 17 yıldır çalışan Mevlüde Ünal’a tazminat ödememek için üzerine zimmetli araç gereçleri taşıyabilmesi amacıyla sardığı kumaş parçalarını çalmakla suçlayarak ‘Kod 46’ ile işten attı. Fabrikada dikim operatörü olarak çalışan Ünal, kısa bir süre önce kişisel sebeplerden dolayı işten ayrılmak istediğini söyledi. Ancak ayağının kırılması nedeniyle işyerinden uzak kalan Ünal, iyileşmesinin ardından kendisine mobbing uygulanmaya başlandığını, tuzak kurulup hırsızlık ile suçlanarak işten atıldığını söyleyerek, yaşadıklarını BirGün’e anlattı.

Son üç yıldır mobbing ve baskılara maruz kaldıklarını, kötü muamele gördüklerini ve devamlı azarlandıklarını anlatan Ünal, “Buraya 17 yıldır emek veriyorum. Hayatımı, çocukluğumu verdim. Çocuklarımdan, kendimden fedakârlık gösterdim. Maddi manevi çok yıprandım. Mesai saatlerini bize sormadan ayarlıyorlardı. Hasta mısın, işin var mı hiç sormuyorlardı. Bundan bir yıl önce bizim bölümlerimizi değiştirdiler. Önceden gömlek fabrikasında çalışıyordum. Bizi tek tek odalara çektiler sanki sorguya alıyormuş gibi. Sen istiyor musun diye sormuyorlar. Oraya geçmek istemiyordum. Fabrikanın içerisinde yaptıkları rotasyon değişiklikleri iş hukukuna göre bizim iznimiz dâhilinde olması gerekir. Bizim haberimiz dahi olmuyor” dedi.

‘17 YILLIK EMEĞİMİ TİŞÖRTE VERECEK DEĞİLİM’

Yöneticilere işten ayrılmak istediğini belirttiğini söyleyen Ünal, ”30 Temmuz’da birim yöneticime işten ayrılmak istediğimi dile getirdim. Ertesi günü merdivenlerden düşerek ayağımı kırdım. Bir ay raporluydum. Ayağımı kırdığımı söylediğimde ayağımın fotoğrafını istedi, üç farklı raporum olmasına rağmen. Haklarımı alarak işten ayrılabilmem için son bir ay sigortalı olarak çalışmam gerekiyormuş. 14 Eylül’de işe geri döndüm. Döndüğüm gün itibariyle tekrardan mobbing başladı. 1 Ekim’de de bana tuzak kuruldu. İş malzemelerimiz bize zimmetli. Zaten buradan da kaybetmeyelim diye bize hep baskı yapıyorlardı. Bunlar kaç para haberiniz var mı şeklinde. Biz de bunları hep yanımızda taşırız. 17 yıldır getirip götürüyorum. Çantamıza başka eşyaları kirletmesin diye oradaki geri dönüşüme atılan kumaş parçalarına sarıp koyuyoruz. Cuma günü fabrikadan çıktığımda servise doğru yürürken güvenlik beni bekliyordu. Benden önceki ve sonraki arkadaşlarımın çantası aranmadı. O kumaş parçası Hugo Boss’un etiketli ürünüymüş ben güya onu bantta yaptırtmışım. 17 yıllık emeğimi bir tişört için verecek değilim” diye konuştu.

17 yıldır bir tane bile ihtarı olmamasına rağmen kendisine savunma hakkı verilmediğini dile getiren Ünal şunları söyledi: “İki tane çocuğum ve yaşlı annem var hasta onlara bakmam gerekiyor. Anlaşmalı şekilde ayrıldığım zaman normalde 80-90 bin lira arası tazminat alacaktım. Bu parayla ben çocuğumu dershaneye yazdıracaktım, onlar yüzünden yazdıramadım. Çocuğumun geleceğini çaldılar. Hayallerimi yıktılar. Beş kuruşsuz ortada kaldım. Buna ne hakları var. Evim kira, eski eşim nafakayı yatırmıyor. Çocuğum harçlıklarından arttırarak kendi telefon faturasını yatırmış bana yük olmasın diye. Bir şey alalım mı, istiyor musun diye sorduğumda ‘Gerek yok anneciğim’ diyor. Annemin ameliyat masraflarını karşılayacaktım o da kaldı. Beni çok zor bir durumun içine soktular. Hakkımın arkasındayım. Ama 3 yıl sürer ama 5 yıl sürer, 17 yıllık emeğimin peşini bırakmayacağım.”