Karmaşık bilimsel konuları anlaşılır kılarken eğlenceli olmayı başaran Jan Paul Schutten, ‘Yaşamın Gizemi’ kitabında 11 ana bölüme topladığı konulara çocukların gözünden ve onların sorabileceği türden sorular üzerinden yaklaşıyor. Çoğu, hazırlıksız yakalanan bir anne babayı afallatacak ve çaktırmadan cep telefonunda vikipedi taraması yaptıracak nitelikte. Tabii ellerinin altında ‘Yaşamın Gizemi’ yoksa.

Kokuşmuş çorapların bir bilim kitabında ne işi var?

NALAN SEZEN ÇEPKEN

Jan Paul Schutten Avrupa’da, bilgiye susamış çocuklara dünyayı açıklayan, karmaşık bilimsel konuları anlaşılır kılarken eğlenceli olmayı başaran bilim kitaplarıyla tanınan çok ödüllü Hollandalı bir yazar. Geçen günlerde ilk defa bir eseri Türkçeye kazandırıldı. Ginko Çocuk’un Bilim ve Düşün Kitaplığı’ndan çıkan ‘Yaşamın Gizemi’nin odağa aldığı konu yaşamın oluşumu ve gelişimi. Çizer Floor Rieder’e Altın Fırça Ödülü’nü kazandıran illüstrasyonların daha kapaktan göze çarptığı kitabın ilk sayfasını çevirdiğinizde bir de alt başlıkla yani ‘Hüsam Bulmaz ve kokuşmuş çorapları’ ile karşılaşıyorsunuz. İşte o, çevirmen Nevin Soysal’ın yaratıcı katkısını görünür kılmakla kalmıyor kitabın farklı bölümlerinde tekrar tekrar karşınıza çıkıyor.

Oysa pek de matah birine benzemiyor. Hatta yazar, göbekli ve gözlüklü haliyle bu Hüsam Bulmaz’ın tek başına cangılda bir hafta bile sağ kalamayacağını ileri sürüyor. Ve bu örnek üzerinden yürüyerek evrimin, sıkça sanıldığı gibi türleri daima daha iyiye götürdüğü yanılgısını aydınlatıyor.

Jan Paul Schutten’in 11 ana bölüme topladığı konulara çocukların gözünden ve onların sorabileceği türden sorular üzerinden yaklaşıyor. “Doğayı bu kadar mükemmel kim tasarladı?”, “Dünya’daki tüm canlılar tek bir atadan mı türedi?”, “Kadınlar giderek güzelleşirken erkekler neden güzelleşmez?”, “DNA nedir? Polisiyelerde neden hep bundan bahsedilir?”, “Dünya’daki yaşam gerçekten de Dünya’da mı oluştu?”, “Her bilim insanı evrime inanır mı?”, “Bir zamanlar neden uskumruya benziyordun?”, “Neden inekler attan çok balinaya benzer?”, “Dişiler geri zekâlı bir katilden neden çocuk yapmak ister?”, “Cennette silahın ne işi var?”

Bunun gibi 200’ü aşkın soru var kitapta. Çoğu, hazırlıksız yakalanan bir anne babayı afallatacak ve çaktırmadan cep telefonunda vikipedi taraması yaptıracak nitelikte. Tabii ellerinin altında ‘Yaşamın Gizemi’ yoksa.

Artık çocuklarımızın sorularına vereceğimiz yanıtları internette aramamıza gerek yok. Onun yerine bu olağanüstü çizimlerle bezeli kitabı raftan çekin. Burada bulacağınız çok sayıda kısa yanıtların hiçbiri kuru ders verir nitelikte değil, aksine çoğu komik olduğu kadar da bilimsel” yorumunu yapan Die Zeit, Bilim Eki’ne ilaveten (ve laf aramızda) eserin, biz büyüklerin bildiğimizi sandığımız bazı meselelerin aslında tam da öyle olmadığını gösteren birçok detay içerdiği uyarısını da yapalım.

Kısacası kitabı çocuklarımıza vermeden önce sadece şöyle bir karıştırmakla kalmayıp iyice okumaya değer kesinlikle. Okuru, büyük patlamadan tek hücreli yaşama, Dünya’nın ve canlıların geçmişi hakkında birçok sır saklayan fosillere oradan da bugün doğayı ve birçok canlı türünü tehdit eden insana götüren Jan Paul Schutten, yaşamın gizeminin düğümlerini tek tek çözerken küçük okurun elinden tutmayı ihmal etmiyor. Belki de en büyük başarısı karmaşık konuları bilimden şaşmadan tam da çocukların keyifle takip edeceği mizahi bir dille somut, zihinde canlandırabilir örnekler üzerinden açıklaması.

Mesela, “Çoğu gökbilimci devasa evrenin ve içinde bulunan her şeyin hayal edilemeyecek kadar küçük bir parçacığın patlamasıyla oluştuğuna inanıyor” diye ileri sürmekle kalmıyor, sadece gözümüzün değil hiçbir duyumuzun algılayamadığı kadar mini minicik parçacıktan devasa evrene giden yolu geri sarılan film örneği üzerinden hayal edilebilir kılıyor: “Sürekli büyüyen ve ıssızlaşan bu evreni filme aldığını, daha sonra da filmi geri sardığını düşün. Ne olur, dersin? Galaksiler gittikçe birbirlerine yaklaşır. Evren giderek küçülür. Küçülür, küçülür, küçülür. (…)”

Canlı varlık ile cansız varlık arasındaki farkı sorgulatmak için de yine Hüsam Bulmaz’a başvuruyor: “Yaşamın oluşum gizemini çözebilmek için öncelikle yaşamın ne olduğunu bilmeliyiz. Neden Yozgatlı Hüsam Bulmaz canlı da bir kol saati değil? İkisi de gerçek. İkisi de hareket ediyor. Tepelerine on altı bin kiloluk bir kaya düşürürsen ikisi de bozulur. Demek ki Yozgatlı Hüsam Bulmaz, kol saatinde olmayan, yaşamasını sağlayan bir şeye sahip.”

Yalnızca Hüsam Bulmaz’ı değil dünya üzerindeki tüm canlı ve bitkilerin yaşamasını sağlayan şeyin ne olduğu, yaşamın nasıl gelişip çeşitlendiğini işleyen eser başta Darwin, birçok önemli bilim insanına yer ayırıp bilimsel gelişmeye ve insanlığa yaptıkları katkıların altını çiziyor.

Paul Schutten’in, eserinde, bilimin imkânlarıyla henüz tam olarak açıklanamayan meseleleri es geçmeyip evrim teorisine bağlı bilimcilerin karşısına yaradılış teorisiyle çıkan kişilerin görüşlerine de yer vermesi çocuk okurunu ortalama bilgilerle geçiştirmek yerine ciddiye aldığını gösteriyor. Öyle ya, küçük yaşlardan itibaren farklı fikirlere önyargısız ve saygıyla yaklaşmadan, olgulara değişik açılardan bakmadan, varılan sonuçlar sorgulamaya ve deneye tabi tutulmadan bilimsel düşünce gelişemediği gibi gerçeğe de ulaşılamıyor…

Dilerim dolu dolu içeriğinin yanı sıra baskısı, kâğıt kalitesi ve illüstrasyonlarıyla da alışılmışın ötesinde bir kalite yansıtan bu kitap, Jan Paul Schutten’in diğer eserlerinin de Türkiyeli okurla buluşmasının yolunu açar.