Google Play Store
App Store

İzmir Buca’da uzun yıllardır üzerinde çalışma yapılan ve kolektif bir oluşumla oluşturulan Kozalak Kitap Kafe, 28 Kasım’da açılacak. Kafenin açılmasında öncülük edenler, “Burası yüzlerce arkadaşımızın aklıyla, fikriyle ve maddi desteği ile kuruldu” diyorlar

Kolektif aklın ve birikimin ürünü: Kozalak Kafe

Yağmur Beril VAROL

İzmir Buca’da kolektif bir şekilde hayata geçirilen Kozalak Kültür Kitap Cafe, 28 Kasım Pazar günü kapılarını açacak. Açılışta Praksis Grup’unun müzik dinletisi olacak. Açılış öncesi kafenin açılmasında öncülük edenlerle bir araya gelerek sohbet ettik.


İlk olarak fikrin nasıl oluştuğunu sorduğumuzda Savaş Candemir, “Buca’da böyle bir oluşumu Gezi İsyanı’ndan bu yana düşünüyorduk” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Buca, İzmir’in en büyük ilçesi. Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden Dokuz Eylül Üniversitesi Buca’da ama kültür sanat faaliyetleri üretilen neredeyse hiç bir mekan yok. Buca’da Tiyatro yok, sinema yok konser salonları ve alanları yok. Buca’dan insanlar kültür sanat etkinlikleri için merkezdeki diğer ilçelere gitmek zorunda kalıyorlar. Buca’da yaşayanların kültür sanat faaliyetlerine katılabilecekleri, bununla ilgili insanların bir araya gelip tartışabilecekleri, sohbet edebilecekleri herhangi bir mekân mevcut değil. Buca’da şairle, yazarla sanatçıyla, müzisyenle buluşabileceğiniz alan bulunmuyor. Biz de Buca’da yaşayanlar olarak bu ihtiyaca cevap verebilecek bir mekan yaratabilir miyiz diye düşündük. Pandemi nedeniyle bu hayalimizi gerçekleştirmek uzun sürse de Kozalak Kültür bu düşüncelerin ve hayalin ürünüdür” dedi.

ORTAK MÜCADELE

‘Kozalak’ isminin hikâyesini ise Deniz Özçelik anlattı. Özçelik, “Kozalak sembolik olarak dalları budakları olan ve hepsinin kökten geldiği bir şeyi sembolize ediyor buradaki hikâye de biz birlikte bir hayatı paylaşan belli köklere sahip olan ama farklı hayatları olan aynı zamanda da ortak mücadeleyi sürdüren insanlarız. Kozalak bunu sembolize ediyor. Hepimiz için ilk ortaya çıktığı andan beri hemfikir olduğu bir sembol oldu” diye konuştu.

Kafe’de yapacakları çalışmaları sorduğumuzda ise Güzide Zeren şunları aktarıyor: “Burası parası olmayan öğrencilerin bile geldiğinde yararlanabilecekleri yer olacak. Bu konuda bir işletme mantığı ile yaklaşmayacağız. Üniversite öğrencileriyle kitapları buluşturacağız. Söyleşiler, etkinler yapacağız. Burası kolektif aklın ve birikimin bir ürünü. Burası yüzlerce arkadaşımızın fikriyle ve maddi desteği ile kuruldu. Bu anlamda buranın yürütülmesi hayatına devam edebilmesini sağlamak da yine bu kolektif aklın çalışmalarıyla olacak, bireysel herhangi bir değerlendirme yapmayacağız. Buca halkından insanlar buraya katkı koymak isterlerse onları da reddetmeyeceğiz. Bize destek olmalarını isteyeceğiz.”

ATÖLYELER YAPMAYI PLANLIYORUZ

Buca’da öğrenciler için böyle bir mekânın önemine dikkat çeken Anıl Şık da şunları dile getirdi: “Buca’da gençlerin gidip, toplumsallaşıp, siyasallaşabileceği herhangi bir faaliyet olmuyor genel olarak. Biz de burada gençlere yönelik hem film atölyeleri hem okuma atölyeleri yapmak istiyoruz. Paneller ile biz gençlerin umudunu yeşertmek istiyoruz. Bunların dışında üniversiteli gençler son zamanlarda kendi içine kapanık. Sadece bir yerlere gidip kahve içip kalktığı bir dönemdeyiz. Kimse gidip oturup çay kahve içtiği alanlarda fikir alışverişin de bulunmuyor. Bizim hedeflediğimiz ise bu yapıyı değiştirip dönüştürmek. İnsanların gerçekten birbirleri ile bağlantı kurabildiği, sohbet edebildiği ve üzerine tartışabileceği bir yer istiyoruz.”