Google Play Store
App Store

Kemer sıkma politikalarıyla yurttaşı daha da yoksullaştıran iktidar yeni vergilerle halkın son lokmasına da göz dikti. Günden güne eriyen asgari ücret konusunda ise ara zam gündemde yok. Ağır vergilerle krizin tüm yükünün halkın sırtına yüklendiğini vurgulayan emek örgütlerinin temsilcileri ise “Kabul etmeyeceğiz, iktidarın paketlerine karşı birlik olacağız” mesajını verdi.

Kölelik düzenine geçit yok
Emek örgütleri birçok ilde krize karşı mitingler düzenlemişti.

Tuğçe ÇELİK

Krizin tüm yükünü halkın sırtına yükleyen Saray rejimi, kemer sıkma politikalarına hız verdi. Meclis’e sunulması beklenen yeni vergi paketi ile milyonlar daha da yoksullaşırken, patronların vergi borcunu silen iktidar, yoksulun sofrasındaki son lokmaya da göz dikecek. Ocak ayında yapılan asgari ücret zammı aradan geçen 6 ayda 4 bin liradan fazla erirken geçim sıkıntısıyla boğuşan milyonlar temmuzda ara zam talebiyle gözünü iktidara çevirdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ “ara zam yok” mesajı verdi. Dağ, ‘‘Burada artık esas mücadelemiz enflasyonu düşürmek noktasında. Hazirandan itibaren de enflasyondaki düşüşü görmeye başlayacağız. Temmuz ayında asgari ücretle ilgili bir sürecin olmayacağını söyleyebilirim’’ ifadelerini kullandı.

Kemer sıkma politikalarını BirGün’e değerlendiren emek örgütü temsilcileri ise iktidarın halkı daha da yoksullaştıran politikalarına karşı birlik olacağız mesajı verdi.

ASGARİ ÜCRET YILDA DÖRT KEZ GÜNCELLENMELİ

İki yıldır “Gelirde Adalet Vergide Adalet” eylemleriyle mücadele yürüttüklerini kaydeden Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şöyle konuştu:

“Türkiye’deki çarklar zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapıyor. Özellikle alım gücü her gün düşüyor. Bu durum vergideki adaletsizliği perçinliyor. Anayasa’nın 73. Maddesinde açık bir ifadeyle herkes gelirine göre vergi vermelidir deniliyor. Biz vergide adalet için Ankara’ya bir yürüyüş yaptık ve 5 maddelik bir öneri ortaya koyduk. Bunun yanında temmuzda tüm ücretlerin artırılması yönünde bir beklentimiz var. Türkiye yüksek enflasyonlu bir döneme girdi. Alım gücünde ciddi bir erime var. Son 2 yıldır yani yüksek enflasyona girildiğinden beri asgari ücret revize edilmişti. Temmuzda bunun yapılmaması demek milyonlarca insanın açlıkla baş başa bırakılması demektir. Asgari ücret yılda 4 kez güncellenmelidir. Emekli aylıkları daha da kötü durumda. 3 Temmuz’da açıklanacak olan enflasyon oranıyla artış yapılacak ama kök maaşa yapılan zamla emekli aylıkları yerinde sayacak. Hem asgari ücretlilerin hem emeklilerin ve tüm çalışanların alım gücünün düşmesi önlenmelidir ve maaşlar aynı oranda artırılmalıdır. Tüm emekli aylıkları en az asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır. Haftaya kapsamlı bir vergi raporuyla açıklama yapacağız. Konfederasyonlara çağrı yaparak mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Arzu Çerkezoğlu
DİSK Genel Başkanı

İKTİDARIN PAKETLERİNE KARŞI BİRLİK OLACAĞIZ

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak da “Kamuda Tasarruf Paketi açıklandığında bunun emekçilere saldırı paketi olduğunu ifade etmiştik” dedi.

Koçak, “Bugün kamuda çalışan bir kişi emekli olduğunda çıplak maaşının yüzde 40’ını alabiliyor ve bu rakam en düşük 13 bin 500 TL. Emekli aylığı ise 10 bin TL. Asgari ücretin açlık sınırının altında olması bize çok açık bir şekilde açıklanan paketlerin emekçilere yönelik saldırı paketleri olduğunu gösteriyor. Şimdi bir de vergi paketi oluşturuluyor. Türkiye’de vergi neredeyse sadece emekçilerden alınıyor. Kamu emekçileri daha maaşını almadan gelir vergisi ödüyorlar. Vergi dilimleri yoksulluk sınırına kadar yüzde 10 seviyesine çekilmelidir. Her gün yeni bir kalemde vergi getirilecek deniliyor sonra da geri çekildi deniliyor. Bu durum kafa karışıklığına sebep oluyor. İktidarın en temel alanlara vergi getirmesi emekçiler için yine saldırı anlamına geliyor. Enflasyonu düşürmenin sadece emekçiler üzerinden tanımlanması daha fazla rant daha fazla sermayeyi güçlendirmek demek. Emeğin hakkının verilmesi noktasında umudun yükselmediğini görüyoruz. Emekçiler her şartta kendi sözünü söylemeli ve sokaklara çıkmalıdır. Yerellerden örgütlenerek bütçe dönemine kadar hazırlık yapacağız. Yaz döneminde de yapacağımız etkinliklerle bu süreci geçireceğiz. Hak talebi noktasında eylemler olabildiğince yan yana gelerek yapılmalı diye düşünüyoruz. Birlikte hareket etmek için diğer kurumlara da çağrıda bulunduk. Mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz” dedi.

Ayfer Koçak
KESK Eş Genel Başkanı

TEMMUZ AYINDA ARA ZAM BEKLİYORUZ

İşçi Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Nuriye Alsancak ise 2024 yılında asgari ücretin 17.002 TL olarak belirlendiğine işaret ederek, “Belirlendiği dönemde dahi BİSAM’ın, Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı rakamlarının bir tık üzerindeyken hemen birkaç ay sonrasında asgari ücret açlık sınırının altında kalmış oldu. Yılbaşından bu yana asgari ücrete dönem arası zammı yapılmayacağı belirtiliyor. Ancak her ay artan enflasyon ve pahalılık karşısında emekçiler ve emekliler büyük bir zam beklentisi içerisinde. Yaklaşık 10 milyon insan asgari ücret ya da civarı ücretlerle çalışıyor, ülkemizde asgari ücret istisna ücret olmaktan çıktı genel ücret haline geldi. Temmuzda asgari ücrete zam yapılmaması demek milyonlarca emekçinin sefalete terk edilmesi demektir. Emekçiler sefalet ücreti ile geçim mücadelesi verirken AKP hükümeti Kemer Sıkma Politikaları doğrultusunda meclise getireceği yeni vergi paketi ile emekçilerin içinde bulunduğu dar boğazı daha da derinleştirme planları yapıyor. Bütçe açık veriyor, devlet batıyor söylemleri ile halkı fedakarlık yapmaya ikna etmeye çalışıyorlar. Ancak bu tabloda sermayeye hiç dokunulmazken gözünü işçilerin bahşişlerine, motokuryelerin gelirlerine dikmiş durumda. Emekçilerin, ‘batıyoruz, fedakarlık yapmalıyız’ söylemlerine kanacak sabrı ve gücü kalmamıştır. Bu darboğazdan çıkmak için, örgütlü, fiili bir mücadele gerekmektedir. Bugün toplumsal muhalefetin ve sendikaların bu saldıranlara karşı örgütlü bir mücadele ve karşı koyuş geliştirme koşulları maalesef bulunmamaktadır. Ancak asgari ücrete ve emekli maaşlarında artışa gidilmemesi halinde önümüzdeki günlerde bir direniş yaşanacağı kaçınılmaz gibi görünüyor. Bizlere düşen tüm örgütlülüğümüz ve gücümüzle, bulunduğumuz her yerde, sürekli bir şekilde emekçilerin taleplerini yükseltmek olacak” ifadelerini kullandı.

Nuriye Alsancak
İşçi Dayanışma Derneği Genel Sekreteri

GIDA ÜRÜNLERİNE ERİŞİM DAHA DA ZORLAŞACAK

Çiftçiler Sendikası (ÇİFTÇİ-SEN) Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, çiftçilerin çoğunun Tarım Bağkuru’ndan emekli olduğunu ve en taban maaşları aldıklarını ifade etti.

Çobanoğlu, “Şu an bizi en çok iklim krizinin yarattığı sonuçlar ve iktidarın buna yönelik hiçbir önlem almaması, çiftçilere destek olmaması olumsuz etkiliyor. Mesela Alaşehir’de dolu yağdı ve üzümler telef oldu. Buranın afet bölgesi ilan edilmesi, çiftçilerin zararının karşılanması ve kredilerinin 1 yıl ertelenmesi gerekiyordu. İktidarın tarımı ve gıdayı şirketlere vermeye yönelik bir tutumu var. Küçük çiftçiyi devre dışı bırakıp büyük şirketlerin üretim-tüketim zincirini tamamen kontrol ettiği bir sistem getirmek istiyorlar. Bugün hangi kimyasal kullanacağız, ne ekeceğiz her şey şirketler tarafından belirleniyor. Çiftçiler artık işçileşiyor. Bundan en büyük zararı gıdaya erişimi zorlaşan tüketici görecek. Bu emekli maaşlarıyla, kira fiyatlarıyla bir ailenin sağlıklı beslenmesi veya yaşamını sürdürmesi zaten mümkün değil. Neoliberal saldırılar kendini en çok kırsalda gösteriyor. Bu yüzyılın en büyük çatışması gıdanın ve tarımın metalaşması olacak. Çiftçi kendi sorunu üzerinden bıçak kemiğe dayanınca harekete geçebiliyor. Sendika olarak çiftçileri ürün bazında bir araya getirerek mitinglerimizi, eylemlerimizi yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Adnan Çobanoğlu
ÇİFTÇİ-SEN Genel Örgütlenme Sekreteri

∗∗∗

ŞİMŞEK’TEN ‘NORMALLEŞME’ VURGUSU

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP’li Yalçın Karatepe ile görüşmesinin ardından açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından AKP Artvin Milletvekili Faruk Çelik’in CHP’yi eleştirdiği bir tweeti paylaşan Şimşek, CHP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe’nin görüşmenin ardından verdiği mesajların ‘tribün ve taraftar kaygısıyla’ söylendiğini öne sürdü. Karatepe’nin görüşlerini not aldığını, kendi perspektifini de ‘şeffaf’ şekilde anlattığını ifade eden Şimşek, ‘‘Umarım bu tutum ve yaklaşım diyalog ve normalleşme ruhunu zedelemez’’ dedi.