“İçeride devlet bakıyor” denir hep. Mahpuslara elektrik faturalarının bile ödetildiği bilinmez.

İçeride devlet bakıyor” denir hep. Mahpuslara elektrik faturalarının bile ödetildiği bilinmez.

Hapishanede, dışarıdan para vereniniz yoksa üç seçeneğiniz var:

Hapishanede günlük 6-7 liraya hapishanenin çöp-mutfak işlerini yapmak veya atölyelerde çalışmak.

Parası olan mahpusların temizliğini yapmak/çamaşırlarını yıkamak.

Bir bardak çaydan iç çamaşırına kadar hiçbir ihtiyacınızı karşılayamamak. (Hepsini cezaevi kantininden fahiş fiyatlara almak zorundasınız, dışarıdan getirilebilecek eşyalar çok sınırlı)

SABUN BİLE ALAMAZSIN

Cezaevinde para neden mi lazım?

Su ısıtıcısı, televizyon, buzdolabı alabilmek veya elektrik faturalarını ödeyebilmek için; sabun, deterjan, şampuan gibi temizlik ihtiyaçlarını almak için; iç çamaşırı, giysi, ayakkabı almak için; hapishane karavanası dışında bir şey-meyve veya bisküvi gibi-yemek için…

Mahpuslar kendilerine verilen üç öğün yemek ve koğuş aydınlatması dışında temizlik, giyim, sigara, çay gibi bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda.

Eğer yakınlarınız size para göndermiyorsa, “sigara ya da çay içemez, elbiselerinizi yıkayacak deterjan, banyoda kullanacak sabun bulamaz, idarenin verdiği yemek yenilemez olduğunda kantinden hiçbir şey alamaz, hapiste tutulduğunuz yıllar boyunca aynı giysi ve iç çamaşırlara mahkûm olursunuz.”*

Durumun vahameti, Kandıra 2 No’lu T tipinden gelen bir mektuptan* anlaşılabilir: “Değerli arkadaşlarım, ablalarım evinizde giymedikleriniz varsa yollayın. Çaresizim inanın. Ailem ile diyaloğum yok. Parasızım, çaresizim yardım edin lütfen (…) Şu an inanın iç çamaşırım dahi yok (…) Giyecek elbiselerim yok. Sadece iki tane yırtık tişörtüm ve pantolonum var (…) Lütfen sesimi duyun. Çaresizliğime elinizi verin.”

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden başka bir mektuptan: “Çarşaf, tuvalet eşyaları gibi temel şeyler son derece az. Çarşafların altı ayda bir değişmesi gerekiyor ama ben 27 ay boyunca aynı çarşafı kullandım.”

SİGARA PARASINA İŞÇİ

Bu durumdaki mahpus, günde 5 liraya çamaşırını yıkayacak kimseyi de bulamazsa, bazı hapishanelerde uygulamaya geçen “atölyelerde” çalışmak zorunda. Sigortasız, mesaisiz, izinsiz, sendikasız, çalışma saatleri cezaevi idaresinin keyfine göre düzenlenen bu atölyelerde ücret de çamaşır yıkamaktan çok farklı değil.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamasına göre, “pilot hapishanelerden” Ümraniye’deki işyurtlarında çalışan tutuklu ve hükümlülerden ustalara 7, kalfalara 6,50, çıraklara da 6,25 TL günlük yevmiye veriliyor. Ümraniye T ve E tipi cezaevlerinde özel sektörle işbirliği kapsamında tekstil ürünleri üretiliyor ve bu atölyelerde 102 hükümlü çalışıyor.

Eylül 2013 itibariyle cezaevi işyurdu müdürlüklerinde çalıştırılan 26 bin 444 hükümlü ve tutukludan bin159’u özel sektörle işbirliği kapsamında çalışıyor. Bakanlık, hapishanelerde işçi çalıştıran şirketlerin adını gizli tutuyor.

CEZAEVİ ANONİM ŞİRKETİ

Cezaevi idaresi, parası olanları (dışarıdan para yollananları) da unutmamış.

Hapishanelerle ilgili yıllardır çalışan ve içeriden bilgi alabildiğimiz birkaç sağlam kaynaktan biri olan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) göre, “Türkiye ceza ve tutukevlerinde tutulan mahpusların kişisel paraları (yakınlarınca mahpusun kullanması için hapishane kasasına yatırılan paralar) 2005’te çıkarılan bir yönetmelik sonrasında emanet para olarak idare tarafından tutulmaya ve faiz geliri elde edecek şekilde işletilmeye başlandı.”

Hapishanelerde yaklaşık 150 bin tutuklu ve hükümlü var, kendilerine yatırılan paraları toplasak milyonlara ulaşır. Cezaevlerinin bu parayı nasıl işlettiği ya da ne şekilde faizle değerlendirdiği, ne kadar gelir elde ettiği, bu gelirle ne yaptığı/nereye harcadığı meçhul.

Mahpusları çalıştıran şirketler gizli, cezaevi idaresinde toplanan paralara ne olduğu gizli, mahpusların mağduriyeti gizli…

Şu açık: Adalet Bakanlığı, önümüzdeki beş yılı kapsayan planlama uyarınca 207 yeni cezaevi yapacak. Yani, binlerce yeni mahpus bu kölelik düzeninin çarkına dahil olacak.

*CİSST’e ulaşan hapishane
mektuplarından.