Amerika’yı kim buldu(keşfetti)? Tezler mi desek, duyultular (rivayet) mı, bir sürü, incelendiğinde. İşin içinde Çinliler(Zheng He’nin donanması), İrlandalılar(Aziz Brendan), Galler(Prens Madoc), Vikingler(Leif Erikson), Müslümanlar(Kuzey ve Batı Afrika’dan) var; ve daha bir çok ulusun, Amerika’yı gerçekte atalarının bulduğu üzerine çeşitli savları; Japonların, Romalıların, Arjantinlilerin, Danimarkalıların ve başkalarının da çok sayıda kuramları bulunuyor. Hani, Kolomb’dan önceki 1500 yıl içinde birilerinin yolu yeni dünyaya düşmüş olamaz mı? Gerçek ne? “Kim bilebilir?” demeyin ama!

1971 yılında, ünlü Alcatraz Adası’nı 9 ay boyunca ellerinde tutan bir öbek etkinci (aktivist) Kızılderili (en az 20 bin yıldır o kıtada yaşayanlar), suçlularevinin dış duvarına kireçle yazmış: “We the Indians discovered America (Amerika’yı biz Kızılderililer buldu)”... NPR radyosunda, Lakota kabilesinden reis Bill Means da şöyle diyor: “Kristof Kolomb’u biz bulduk. Paçavra giysiler içinde, yitik, aç, bitkin, sayrılı, kıyımızda bulduk. Aldık, baktık, yedirdik içirdik... Gerisini biliyorsunuz…’’

Kolomb’un kıtaya ulaşmasının 500’ncü yılını kutladığı 1992 yılında başka bir Kolomb algısı oluşmuş. Yerlilere karşı acımasız bir yıldırıcı(terörist) olduğu savıyla ülke çapında protesto edilmeye başlanmış. Connecticut Nehri Powwow Topluluğu başkanı Kızılderili önder Ray Geer, New York Times gazetesine o günlerde yaptığı açıklamada, “Neyin bulgusu(keşfi)? Biz ondan önce de buradaydık’’ diye konuşuyor ve ekliyor: “Kolomb’un bizi bulduğu söylemini son derece kırıcı buluyoruz.’’

Daha 11. yüzyılda Norveçli Leif Eriksson Kuzey Amerika kıyılarını dolaşmışsa da, tarihte Amerika’nın bulunması onuru Kolomb’a verilmiş sanki. Ne var ki, Kolomb yepyeni bir kıtaya ayak bastığınının ayrımına(farkına) varamamıştı. Onun amacı Doğu’daki baharat ve ipek gibi değerli malları batıya getirilebileceği güvenli bir tecimsel(ticari) yol bulmaktı. İspanya Kraliçesi İzabel’in desteğiyle Christof Columbus ve 3 gemi dolusu Avrupalı, 12 Ekim 1492 günü saat 02:00 dolaylarında bugünkü Bahamalar içinde kalan bir adaya ayak bastı.

Günün ilk ışıklarıyla, Arawak kabilesinden olan Kızılderililer ile karşılaştılar. Kolomb, bu coğrafyaya yaptığı dört geziyi de Karayipler’deki adalara yaptı. Hindistan’a vardığını sanıyordu ve bundan dolayı da yerlileri “Indian (Hintli)” diye adlandırdı. Amerika ana kıtasına hiç ayak basmadı. Bu nedenle de Yeni Dünya, adını Kolomb’dan değil, buranın ‘yeni bir kıta olduğunu’ söyleyen Amerigo Vespucci’den aldı... Başka bir söyleyişle özetle şöyle denebilir: Kolomb molomp ya da adı her ne kimse(ler) neler ise nedir gerçek? Açıkca ortada: “sömürgeciler-sömürü!” Bu bağlamda Amerika işi salt Kolomb’un üzerine mi yıkılmış görünüyor? “E, nereye bağlanacak şimdi, neden bu yazı?” Önemli bölümü haftaya!...