Denizli’nin Yenimahalle Semti’nde oturan Prof. Dr. Celal Şimşek, 2003’te komşu apartmana kurulan baz istasyonunun sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle Denizli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, baz istasyonunun kaldırılması talebiyle dava açtı. Şimşek, ayrıca 2003’ten bu yana yoğun radyasyona maruz kaldıkları gerekçesiyle de mahkemeden şirketin 5 bin YTL manevi tazminat ödemesini talep etti. 20 Ocak 2006’da Denizli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahalle aralarına, cami ve Telekom binalarına kurulan baz istasyonları ile ilgili olarak emsal teşkil edecek bir karara imza atıldı. Mahkeme, davacı Şimşek’in talebini
‘UZUN VADELİ SONUÇLAR DOĞABİLİR’
Denizli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, baz istasyonlarının çevre ve insan sağlığına verdiği zararlar konusunda yürütülen tartışmalarda da emsal oluşturabilir nitelikte. Kararda, bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde istasyonunun elektromanyetik alan şiddetinin düşük değerlerde olmasına rağmen, davacının konutunda sürekli yaşadığını ve yine bilirkişi görüşüne göre istasyonun yaydığı manyetik alanın uzun vadeli olarak insan sağlığına olumsuz etkileri olabileceği belirtildi. Davacının zarar gördüğünü ispat etmesi gerekmediğinin belirtildiği kararda, önceliğin kamusal etki alanına sahip davalının tesisin işletmesinden dolayı kişilere, çevreye bir zarar vermediği ve herhangi bir olumsuz sonuç yaratmadığını ispatlaması gerektiği ifade edildi.
Kamu hizmeti verileceği kanaatiyle sağlığı etkileyecek baz istasyonu faaliyetlerinin devamını istemenin davacıya büyük haksızlık olacağı kaydedilen kararda şunlar kaydedildi: “Hizmetten elde edilen yarar, bunun karşılığında verilen zararın dengelenmesi gerekir. Hiçbir hizmet insanın ruhi ve fiziki sağlığı ile yaşamı kadar öncelik ve önem taşımaz. Bu nedenle davacının baz istasyonunun kaldırılması talebinde hukuki menfaati vardır ve davasını bu yönde ispatlamıştır.”
‘KARAR TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL’
Baz istasyonlarının yerleşim yerlerinin dışına çıkarılması için mücadele yürüten İzmir Baz-Dur Platformu Üyesi Avukat Yelda Kullap, alınan kararın baz istasyonlarının yerleşiminde idari düzenlemenin artık bir zorunluluk haline geldiğini gösterdiğini söyledi. Baz istasyonlarına karşı sadece hukuki mücadelenin yeterli olmadığına dikkat çeken Kullap, “Ancak bu davada olduğu gibi her bir davada bilirkişi incelemesinin yapılması zorunluluğu düşünülürse yurttaşlar açısından mahkeme masrafları yönünden oldukça külfetli bir yol ve süreç. Üstelik kurulu bir baz istasyonunun kaldırılması için dava açıldıktan kısa bir süre sonra bir başka şirket tarafından aynı yere baz istasyonu kurulabildiği gibi, başka çok yakın bir yere aynı şirket yönünden bir baz istasyonu kurmaları mümkün olabiliyor” dedi. Kullap, “Tüm Türkiye’de yurttaşların baz istasyonu platformuna katılarak tek ve büyük bir ses olması gerekiyor” diye konuştu. Diha
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun