Milas Karacahisar Şuçıkan’daki Yeniköy Termik Santralı için kömürün üstündeki suyu boşaltmak için çok derin sondajlar yapılmasından sonra su kaynakları kurudu. Yurttaşlar “Suçıkan’ın ölümüne sebep oldular” diyor.

Kömür uğruna suları kuruttular
Fotoğraf: BirGün

Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Karacahisar Suçıkan bölgesi su sorunlarıyla mücadele ediyor. Bölge ismini çok güçlü su kaynakları olmasından alıyor. Suçıkan’ın kaynaklarından çıkan sular birçok tarlaya, ağaca, hayvana ve insana yaşam veren bir bölgeyken, kömür rezervlerini saptamak için Maden Tetkik ve Arama (MTA) tarafından 1970’li yıllarda sondaj çalışmalarına başlandı. 2014’te ise Yeniköy Termik Santralını alan YK Enerji, bölgede çok derin sondaj çalışmaları yapması sonrası Suçıkan adeta kurudu. Bölge halkı ise uzun yıllardır kendi su kaynaklarını kullanamıyor. BirGün olarak bölgeye giderek yurttaşlarla konuştuk.

Karacahisar Muhtarı Şefik Musluk, “2014’teki özelleştirmeyle santralı alan firma, bölgede bulunan maden yataklarının üzerindeki suyun daha derinlere gitmesi için, bölgede sık aralıklarla vurduğu 100’lerce sondajlarla yeraltı sularını daha derine görderdi. Suçıkan gibi kaynaklarımız kurudu. Suçıkan’ın aktığı dere üzerinde Gökçeler’e kadar 7 tane su değirmeni vardı. Hepsi kapandı. Tarlalarımızda sondaj vurulurken, ‘Bahçe sulaması için sizlere su vereceğiz’ diyerek bizi kandırdılar. Susuzluk tehlikesi için santral yetkililerini defalarca uyardık ve bize hep ‘Hiç sıkıntı yok’ dediler” diye konuştu.

‘PARA HIRSIYLA GELECEĞİ YOK EDİYORLAR’

Bölgede yaşayan Ahmet Özcan ise, “Küçükken balığını tuttuğum, yüzüp serinlediğim, kana kana su içtiğim güzel Suçıkan şimdi hayallerimizde bir anı. Kömür uğruna, sondajla suyu kömürün altına gönderdiler. İnsanoğlu ne kadar bencil ne kadar acımasız. Anlık para hırsı kendi çocuklarının, torunlarının geleceğini bile yok ediyor. Bu dönemde insanoğlunun hatalarıyla suyun yanında daha neler neler yok oldu. Kaç türlü yaz kuşu, kaç türlü yabani hayvan yok oldu” dedi.

Mustafa Arıkan adlı bir diğer yurttaş da söyle konuştu: “Nap freatik denilen yeraltı su katmanlarının yüzeye en yakın olanları, yani ilk katman klasik kuyuları besleyen, içme sularının kaynağı olan katmandır. Bu katman aynı zamanda bütün ormanların, ağaçların köklerinin de ulaşıp beslendiği katmandır. Patlamalarla oluşan çatlaklardan bu üst katmanlardaki sular daha alt katmanlara kaçar. Bu durum tüm doğayı yok ederek çölleşmeyi beraberinde getirir.”

Maden Mühendisi Ali İhsan Özkan şunları dile getirdi: “Gerçekten madenlere ve çevreye vurdumduymaz kap kapçı, tahrip edici bir bakış açısı böyle sürerse ve de her şeyi parayla değerlendiren bu çevre yamyamlarına dur denilmezse, çevre ve canlı yaşamı kısa sürede tehlike altına girecek. Tüm çevre ve yaşam dostu insanlarımızın bu konuda duyarlı olması ve maden kanununun da ivedi olarak çevre, canlılar ve bölge halkı lehine yarar sağlayıcı bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor. Görsel kirlilik oluşturulmaması hususunun mutlaka yasada yer alması gerekiyor.”

Bölgeye hâkim bir uzman ise şunları aktardı: “2014’te sahayı alan YK Enerji, maden işletmesine suyun etkisini bertaraf etmek için sahanın belli noktalarından sondajlar yaparak, yüzeye yakın havza içindeki suları yani kömür üzerindeki suları, daha derinlere göndermeyi amaçladı. Bu ne demek? Tarım amaçlı tüm kuyuların, kaynaklarının kuruması demek. Ekolojiyi ve tarımı bitirecek bir hamle. Bunu yaparken ilgili kurumlardan, özellikle DSİ ve Tarım Bakanlığı’ndan, izin alınması gerekirdi. Çünkü bu uygulama çok geniş bir alanı olumsuz anlamda etkileyecektir. Bu uygulama Suçıkan suyunun kesilme sebebi olabilir. Ayrıca Çamköy havzasından Bodrum’a binlerce metreküp su çekiliyor. Bu da Suçıkan suyunu kesmiş olabilir. Madencilik faaliyetleri Karacahisar havzasına geldiğinde, belki de DSİ’nin Bodrum’a su verdiği kuyular bile kuruyacaktır. Bodrum bile susuz kalabilir. Köylerin susuz kalmasını düşünen yok zaten. Bodrum faktörü olunca belki bir önlem alırlar.”