Finlandiya’da yeni kabul edilen bir kararla artık müzikseverler beğenmedikleri konserler için ödedikleri bilet parasını geri isteyebilecekler

Konserini beğenmedim paramı geri ver

Sosyal adalet, hak, hukuk ve benzeri mevzularda oldukça geri kalmış bizimki gibi memleketlerin en çok kıskandığı ülkelerden biridir herhalde Finlandiya. O ‘En Mutlu Ülkeler’ listelerinin hep dibinde olan biz, zirveden hiç inmeyen Finlandiya’ya gıptayla bakarız her zaman. Bizdeki yönetim anlayışının tam tersini varlıklarının yegâne amacı olarak içselleştiren Fin kurumları halkın çıkarına yönelik kararlar almak, yasalar oluşturmak konusunda kıskanılacak bir geleneğe sahipler. Bizimkiler gazeteci hapse atmak konusunda dünyanın en ‘girişken’ ülkesi Çin’le yarışırken, onlar basın ve fikir özgürlüğü açısından birinci sırada yer alıyor. (Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, 2015).

Bizimkiler yolsuzluk konusunda dünya devi Rusya ile yarışırken, onlar temiz siyaset açısından üçüncü sırada yer alıyor. (Yolsuzluk Algısı Endeksi, Dünya Şeffaflık Örgütü, 2014). Bizimkiler kadını –tecavüze uğradığı adamdan bile olsa- çocuk doğuracak damızlık koyun gibi görürken, onlar dünyaya çocuk getirmek için en iyi ikinci ülke olarak değerlendiriyorlar. (Annelik Endeksi, Çocukları Kurtarın Örgütü, 2015). Bizimkilerin yarattığı eğitim sistemi bitmeyen sınavlarla, çalınan sorularla, tek tipleştiren gerici zihniyetle anılırken, onlar Avrupa’nın en iyi eğitim sistemine sahip ülkeleri sıralamasında bir numaradalar. (Dünya Eğitim Raporu, OECD, 2015). Bizimkiler internet yasakları konusunda Kuzey Kore ile başa baş giderken, onlar Internet erişimini herkesin sahip olması gereken bir ‘yasal hak’ olarak tanımlayan ilk ülkeler. Bizimkiler bu çağda bile kitap yasaklamaya kalkarken, onlar kütüphanelerden kişi başına en çok kitap alınan ülkeler sıralamasında en üstteler. (Finlandiya Kütüphane Hizmetleri, 2014 Raporu). Bizimkiler LGBTİ’ler ve destekçilerinin yürüyüşüne bile katlanamazken, onlar tabii ki eşcinsel evliliği de çoktan kabul etmiş durumdular. Hepinizin tahmin edebileceği ve muhtemelen bildiği gibi Finlilerin bu adaletli olma anlayışı sınırsız bir kapsama sahip. Bu kapsamın içerisine müzik de giriyor elbette. Bizim küsüp gitmediğimiz Eurovision’a onlar bu sene otistik ve down sendromlu üyelerden oluşan bir grup (PKN) gönderebiliyorlar mesela. Eşitliği ve adaleti toplumun her kesimine yayıyorlar. Ben size Finlerin yeni bir maharetini anlatmak istiyorum.

Gıptayla bakıyoruz
Malum, Türkiye konserlerin de sıklıkla şikâyet unsuru olabildiği bir ülke. Kaç tane konsere gidip de memnun kalmadığınızı bir düşünün. Ses sistemi kötüdür, mekâna alınan fazla sayıda insan yüzünden sahneyi göremiyorsunuzdur, sanatçının performansı oldukça vasattır, alanda ne içecek ne de yiyecek bulabilmişsinizdir, konser çıkışında eve dönmek için saatlerce bekleyip perişan olmuşsunuzdur ya da daha nicesi. Konser için ödediğiniz parayı geri almak ister misiniz? Evet, Finlandiya’da artık bu da düşünülmüş. Finlandiya’da, ülkenin Tüketici Anlaşmazlıkları Kurulu, 2013’te gerçekleşen bir Chuck Berry konseri için bu yönde bir karar aldı. Gerekçe; müzisyenin beklenenin çok altında bir performans sergilemiş olması. Karar içerisinde, para iadelerinde müzisyenin performansına bakılacağı, eğer tek bir konser değil de festival söz konusu ise genel memnuniyet durumunun değerlendirileceği yazıyor. ‘Nitelikli eğlence’ hakkını koruyan bu yeni karar Finlandiya gibi bir ülke için dahi çok önemli görülüyor. Zira bu kararla birlikte artık müzik ya da bir kültürel eğlence, faaliyet için para ödeyenlerin belirli bir standart düzeyinde hizmet alma hakları korunmuş oluyor. Bir eğlence faaliyetinin, daha doğru konserin niteliğini sadece sahnedeki müzisyen belirlemiyor elbette. Ses sisteminden tutun da, kapıdaki güvenlik görevlilerine kadar bir bütün belirliyor, ne kadar ‘nitelikli’ eğlendiğinizi. Bizde böyle bir yasa yürürlüğe girse emin olun İstanbul’daki bazı konser mekânları ses sistemlerindeki kalitesizlik, kapı görevlilerinin kabalığı, mekânın hınca hınç dolu oluşu gibi sebepler yüzünden dahi para iadesi yapmak durumunda kalırlardı. Veyahut para kaybetmek istemeyecekleri için artık daha ‘kaliteli’ eğlenmemizi sağlarlardı. Pek tabii biz yine buradan Finlilere gıptayla bakıyor olacağız. Bizde sıranın asla gelmeyeceği bir sorunu daha çözdükleri için. Hâlbuki en çok bizim ihtiyacımız var böyle bir örnek karara. Satın aldığınız o konser biletlerinin arkasına bir bakın. Sizi değil, organizatörleri koruyan maddeler var hep. Gittiği festival söylenilenden 3 saat erken bittiği için de, ‘kısıtlı görünüm’ adı altında satılan biletle sahneyi zerre göremeyenlerin de, aşırı sorunlu güvenlik görevlileri yüzünden daha kapıda keyfi kaçan hiçbir müzikseverin de bilet parasını geri alabildiğini duymadım ben. Dünyanın birçok yerinde festival görmüş, konser izlemiş bir müziksever olarak ufak tefek aksaklıklardan bahsetmiyorum elbette. Bu işleri yapmayı geçmiş yıllara göre çok daha iyi biliyoruz artık. Ama daha çok, çok yolumuz var. Kim bilir, nitelikli eğlenme hakkı belki bir gün bize de nasip olur. Darısı başımıza.