Mart ayının başından itibaren yeni normalleşme kararları ve kısıtlamaların bir kısmının kaldırılması, esnafı memnun değil. Daha önce çeşitli şekillerde eylem yapıp sivil itaatsizlik çağrısında bulunan esnaflar kapanışın çok erken saatte olmasından ve işlerinin düşük kalmasından şikâyet ediyor.

Kontrollü açılma  esnafın derdini çözemez

BERKAY SAĞOL

Mart ayının başında kabine toplantısının ardından açıklanan normalleşme kararları, kasım ayından beri yalnızca paket servisle çalışan veya tamamen kapalı olan esnaflarda hayal kırıklığı yarattı. Esnaflar servisin kapanması için saat 19.00’un oldukça erken bir saat olduğunu ve bu açılmanın yalandan, göstermelik bir açılma olduğunu söyledi.

Alsancak’ta kitap kafe işletmeciliği yapan Özgür Çırak, bütün sorumluluğun halkın sırtına yüklendiğini söyleyerek, “Bizim için bu süreç çok kötüydü. Tam işlerimiz oturuyor derken kasım ayında bir kısıtlama geldi. Bir de tabii pandemi süresince İzmir’e özgü deprem, sel ve fırtına yaşadık. Bunların hepsi bizleri olumsuz etkiledi. Bu 3 aylık kapanma süresince herhangi bir destek göremedik. Kiralar ve diğer bütün maliyetler sırtımızda yük oldu. Kısıtlamalar kaldırıldı ama sağlığımız için endişeliyiz. Toplumun büyük bir bölümü aşılanmadı ve açıklanan aşılama rakamları da oldukça komik. Bir yandan ölmek istemiyoruz ama bir yandan da bu işletmelerin bir şekilde çalışması ve dönmesi gerekiyor. Yüzde 50 kapasiteyle saat 19.00’a kadar çalıştırmaktan bahsediliyor. İnsanların işten çıkış saati zaten 18.00. İnsanlar saat 19.00 gibi normalde ancak geliyorlar. Bir tane kahve, çay içmeye süre kalmıyor. Bu açılma yalandan bir açılma. Ben şöyle düşünüyorum; devlet zaten destek olmuyordu bu kararla bunun altını doldurdu ve meşrulaştırdı” dedi.

Alsancak’ta içkili restoran işletmecisi olan Ramazan İçen de kapanış saatlerinden şikâyetçi. İçen, “Bu saatte kapatmak bizim için oldukça problemli. İnsanların işten çıkış saati, evden çıkış saati belli. Kaldı ki bizim servis için hazırlanma süremiz var. Biz bu işlere yetişemiyoruz. Bu saat oldukça kötü. Madem ülkede sokağa çıkma kısıtlaması 21.00’de başlıyor en azından o saate kadar açık kalsak bizim için daha iyi. İnsanların beklentisi de bu yönde. Kurallara uyup saat 19.00’da kapatıyoruz. Biz açıkçası iş yapamıyoruz. Ben bu dükkânı personelin maaşını ve sigortasını ödemek için açıyorum. Personele haftalıklarını ödemeye çalışıyorum. Kâr yapmıyorum. Kiram çok yüksek ve her gün zarar ediyorum. Bize bu dönemde hiçbir destek verilmedi. Bugüne kadar tüm vergilerimizi, stopajımızı zamanında ödedik. Şu dönemde en azından bize küçük bir destek yapılabilirdi. Biz hiçbir şey göremedik” diye konuştu.
Bornova’da kafe işletmecisi olan Cafer Murat ise, “Yaklaşık 1 yıldır kapalıyız diyebiliriz. Yani yaz aylarında açtık ama işlerimiz yarının daha altına düştü. Şu andaki kısıtlamalar sebebiyle uygulanan çalışma saatleri oldukça kötü. Bu çalışma saatleriyle dükkânın iş yapması mümkün değil. Tam müşterilerin gelme saatinde dükkânı kapatıyoruz. Pandemi sürecinde zaten herhangi bir destek göremedik. Destek alanlarda bin TL gibi bir kira yardımı aldı. Bu miktar neye yetecek? Dükkânın kirası, faturaları, vergiler ve maaşlar mümkün değil. Hiçbir şey yeterli değil. 10.00’da açıp 19.00’da kapatıyoruz. Asıl iş yapacağımız saatte kapatıyoruz. Açık olduğumuz saatlerde de insanlar gelmeye tedirgin” ifadelerini kullandı.

BU ŞEKİLDE AÇMANIN NE ANLAMI VAR?

Karşıyaka’da kıraathane işleten Murat Can da, “Biz kahvehaneler olarak 1 yıldır büyük sıkıntı içindeyiz. Bu şekilde açsak ne olur? Ne anlamı var? Oyun oynamadıktan sonra insanlar geliyor en fazla birkaç bardak çay içip gidiyor. Kimse gelip saatlerce oturmuyor. Ben çayı 1,25 TL’ye satıyorum. Daha ucuzu belki yoktur. Bu fiyata 1 günde 100 bardak çay satsam ne olacak? Hangi masrafımı karşılayacak? Bazı kahvehaneler açmadı bile ben biliyorum. Ben de işte eşim, dostum geliyor diye açtım. Ama kapatmayı düşünüyorum. Ya da dükkânı başka bir işe döndürebilirim” şeklinde konuştu.
Alsancak’ta ev yemekleri restoranı işleten Bilal Adıbelli ise şunları kaydetti: “Tamamen kısıtlama olmasına göre tabii daha iyi durumdayız. Önceden 5 kişiye paket servis gönderiyorsak, şimdi en azından 7 kişiye servis verebiliyoruz. Yüzde 50 kapasite bile dolmuyor ama idare etmeye çalışıyoruz diyebilirim. Eski işlerimizin yarısı bile yok. İnsanların gelip, oturup yemek yemekte tedirgin. Şu anda kiramızı bile çıkarmakta zorlanıyoruz. Bizde diğer esnaflar gibi zor durumdayız. Kısıtlamaların tamamen kaldırılmasını bekliyoruz. Yarı kısıtlamayla ancak karın tokluğuna idare edebiliyoruz.”

ESNAFLAR ÖRGÜTLENMELİ

Uşak’ta içkili restoran işleten Feridun Metin de saat 19.00’a kadar açmanın hiçbir faydası olmadığını söyleyerek, “Müşterilerimiz normalde zaten bu saatten sonra geliyor. Bizim şu anda açmamız tamamen zarar. Sadece personelimizin maaşını ödemek ve sigortalarını ödemek için açtık. Ayrıca personelin hepsini zaten çağıramıyoruz. Yalnızca 3 personeli çağırdık ve kısıtlı şekilde idare etmeye çalışıyoruz. Sanki 19.00’a kadar bulaşmıyor sonrasında bulaşıyor. Böyle bir mantık olamaz. Esnaf çok bunaldı ve baskıdan, tepkiden korkarak bir açılış yaptılar. Ama bizim sektörü yani bar ve restoranları resmen yok sayıyorlar. İktidar kendi yaşam şartlarını insanlara dayatmaya çalışıyor. Toplumun yaşamına direkt olarak müdahale ediliyor. Ayrıca ruhsatları birahane olan yerler geçtiğimiz Mart ayından beri hiç açmadı. Bizim böyle bir mekânımızda var ve 1 yıldır açmadığımız halde kira ve stopaj ödüyoruz. Esnaf odaları bu süreçte hiçbir şey yapmadı ve sadece bizlere bankaların yolunu gösterdi. Odalar utanmadan hala kapalı olan dükkânların aidatlarını alıyor. Esnaflar odalar dışında kendi arasında örgütlenmeli ve birlikte hareket etmeli” dedi.