Suç örgütü liderlerinin konaklarda ağırlandığı, katliam çağrıları yapan yandaşların sırtının sıvazlandığı, Ayasofya üzerinden açık mesajların verildiği süreçte geçmişin eli kanlı katilinin canlı yayınlarda ağırlanması açık bir mesaj!

Konuğunuz katildir!

MUSTAFA KÖMÜŞ

Organize suç örgütü liderlerinin salıverildiği, açık katliam çağrıları yapan yandaşların sırtının sıvazlandığı, Ayasofya üzerinden gövde gösterisinde bulunulduğu “karanlık iklim” yedi öğrencinin öldürüldüğü Bahçelievler Katliamı’nın baş sorumlularından Haluk Kırcı’yı da canlı yayına çıkardı. Muhalefet temsilcilerinin, seçilmiş milletvekillerinin televizyon kanallarına çıkartılmadığı bugünlerde faşist katil Kırcı’nın ekranlarda ağırlanması “tesadüf” değil.

Bir süredir yaşanan iç çözülmeyle birlikte yeni ittifak arayışlarına girişen siyasal İslamcı rejim, bir kez daha geçmişin kirli, karanlık çevreleriyle iş tutmaya başlarken, yeni bir tarih yazımına da girişti. 90’lı yılların karanlık figürlerinden Tansu Çiller’ler, Mehmet Ağar’larla tutulan işbirliği daha da derinleştirilirken bu çevrelerle bağlantılı geçmişin kanlı tetikçileri de piyasaya sürülmeye başlandı.

Güvenlikçi politikaların devreye sokulduğu, her türlü hak ve özgürlük talebinin bastırılmaya çalışıldığı günümüz Türkiyesi’nde sahne artık katillerin, katliam savunucularının. Önceki akşam Haber Global TV’de yayımlanan ‘40’ programında ağırlanan Kırcı da katliamı meşrulaştırmaya çalıştı, ‘intikam almak için gittik’ sözleriyle açıkça savundu.

Kırcı’nın açıklamalarına tepki yağarken kamuoyu da “ülkücülerin İdi Amin’i” olarak bilinen Kırcı’nın neden programa çağrıldığını sorar oldu. Özellikle sosyal medyada program sunucusu Jülide Ateş ve Azeri sermayeli kanala tepkiler gelirken, Kırcı’nın katliamı meşrulaştırma girişimlerine öfke yağdı.

KATLİAMA ORTAK OLDULAR

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici yayına çıkaranların da katliama ortak olduğunu ifade etti: “Burada ‘Gazeteci böyle bir insanla hiç konuşamaz mı?’ sorusunu sormalıyız. Tabii ki konuşabilir. Buradaki mesele şudur: Nasıl çıkardınız, nasıl yayın yaptınız nasıl soru sordunuz? Haluk Kırcı’nın çıktığı yayına baktığımızda onda hiçbir pişmanlık belirtisi yok, yanlış yaptığına inanmıyor. Yaptığı cinayetleri, katliamı haklı göstermeye çalışıyor. Onunla da kalmıyor, katlettiği insanları ajanlıkla suçluyor. Böyle bir durumda yayını yapan kişinin en azından bu duruma itiraz etmesi, cinayetin kötü bir şey olduğunu söylemesi ya da buna ilişkin birkaç soru sorması gerekir. Ama hiçbir şey sormuyor. Bu haklılaştırmaya programı sunan sunucu da katılıyor.”

EK SÜRE BİLE VERİLDİ

Kırcı’nın neden yayına çıkarıldığının anlaşılmadığını aktaran Bildirici “Bu kadar yıl sonra neden bu yayına gerek duyuldu? Onu da bilmiyoruz. Şu an gündemde Kırcı ve Bahçelievler Katliamı’yla ilgili bir konu da yok. Onu da açıklaması lazım kanalın. Temelde medyanın rolü, her zaman cinayetlere, şiddete karşı çıkmak; barışın yanında olmaktır. Bu programda itirazı geçtim süre yetmeyince Haluk Kırcı daha çok anlatsın diye ek süre veriliyor. Şunu mutlaka söylememiz lazım: Cinayetler kim tarafından işlenirse işlensin karşı durulması gereken eylemlerdir. Gazeteciler bütün cinayetlere karşı çıkar” dedi.

HESAP VERMEDEN KONUŞAMAZ

Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Cumhur Yavuz ise bu kişilerin hiçbir pişmanlık duymadan yayınlara çıkabiliyor olmasına tepki gösterdi: “Bu kişilerin hesap vermeleri lazım. Onların bu toplumda kabul görmeleri için özür dilemeleri lazım en azından. Yüzlerce insanın elinde kanları var. Hiçbir şey olmamış gibi konuşamazlar. Bedel ödemeden çıkıp kendilerini aklayamazlar. MHP-AKP iktidarının ortaya koyduğu şey açık faşizm. Bu kişiler geçmişte katliamlar yaptılar, öğrencilerin eğitim özgürlüğünü engellediler, emekçilerin grev hakkına saldırdılar. O dönemde demokratik mücadelede ne varsa engelleyici rol üstlendiler. Bunlar NATO’yla bağlantılı kontgrerillanın elemanları…”

Kırcı’nın hâlâ tehdit ederek konuştuğunun altını çizen Yavuz “Bunu da iktidardan aldığı güçle yapıyorlar. Kontrgerilla bunları doğrudan örgütledi. Kendi başlarına sokağa çıkmış insanlar değil. O dönemki devrimci muhalefeti bastırmak için hareket ettiler. Ortada bir faşizm var, Haluk Kırcı da onların tetikçisi.”

KENDİNİ TEMİZE ÇIKARAMAZ

Bahçelievler Katliamı davası avukatlarından Erşen Sansal ise Kırcı’nın ne yaparsa yapsın kendisini temize çıkaramayacağını söyledi. Sansal şöyle konuştu: “Kırcı o televizyondaki yayın ile işlediği katliam suçunu kendisinin ayağına daha fazla dolandırmıştır. Şimdi kalkıp da o televizyon yayınını izlemiş olanlar, ‘Ya yazık oldu bu çocuğa. Boşu boşuna yatmış meğer’ diye mi düşünecekler? Bunu mu tezgahladı Kırcı? Televizyon yayınını yapanlar bunu tezgâhlamış olabilirler ama Kırcı’nın masum biri olduğu gibi bir sonucu yaratmak mümkün değil. Kırcı’yı aklamaya çalıştılar. Aradan geçmiş 40 küsur yıl, o kadar yıl sonra bu işi aklamaya çalışma boşu boşuna bir çabadır ve bu konuda didindikçe daha çok batağa batıyorlar. 40 küsur yıl sonra bunu temize çıkarma çabasının hiçbir tutarlı yanı yoktur.”

BAHÇELİEVLER KATLİAMI

konugunuz-katildir-760698-1.

Katliam; Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Ünal Osmanağaoğlu, Bünyamin Adanalı, Ercüment Gedikli, Mahmut Korkmaz ve Kadri Kürşat Poyraz tarafından 8 Ekim 1978’de gerçekleştirildi. Katiller TİP üyesi Latif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Serdar Alten, Faruk Ersan ve Salih Gevence’yi katletti. 1999’da Adanalı, yanlışlıkla serbest bırakıldığı için aranan Kırcı ile birlikte yakalandı. Aynı yıl Osmanağaoğlu yakalandı. Adanalı ve Osmanağaoğlu 7’şer kez idam cezasına çarptırdı.

ELİ KANLI HALUK KIRCI KİMDİR?

Ülkü Ocakları’nın eli kanlı militanlarından Haluk Kırcı’nın ismi özellikle 1980 askeri darbesi öncesinde solculara, devrimcilere karşı gerçekleştirilen çok sayıda katliamda geçiyor. “Reis” lakaplı Ülkü Ocakları Başkanı Abdullah Çatlı’nın en yakınındaki isimlerden biri. Bahçelievler Katliamı davasında idama mahkûm olan Kırcı, çıkarılan infaz kanunundan yararlandı ve 26 Nisan 1991 tarihinde Bursa Cezaevi'nden şartlı olarak tahliye edildi. Ancak her idamı için ayrı hesaplanması gereken süre tamamlanmadığından tekrar aranmaya başlandı. Kırcı firarda iken 1 Ağustos 1992'de Erzurum'da evlendi. Nikâh şahitliğini dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar yaptı.

25 Ocak 1996'da İstanbul'da yeniden yakalandı ve aynı gün firar etti. 10 Ocak 1999'da, İstanbul‘da yakalandı. 8 Şubat 1999'da İstanbul’da DGM’de yargılanmaya başladı. Ömer Lütfü Topal cinayetinden beraat eden Kırcı, Susurluk çetesine üye olmak suçundan 4 yıl hapse mahkûm oldu. 18 Mart 2004'te ikinci kez yanlışlıkla tahliye edilen Haluk Kırcı, Bahçelievler’de öldürülen öğrencilerin avukatlarının itirazı üzerine aranıyordu.

Yanlış infaz hesabı nedeniyle serbest bırakılan ve ardından kaçtığı Ukrayna'da yakalanan Haluk Kırcı, sorgusunun ardından kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle 4 Şubat 2005 günü Kartal Cezaevi’ne gönderildi. 28 Mayıs 2010 tarihinde tahliye oldu ve 8 Şubat 2011 tarihinde tutuklandı. 4 Şubat 2015 tarihinde tekrar tahliye oldu.

Kırcı, her ne kadar önceki akşam çıktığı yayında Mehmet Ağar’ı tanımadığını iddia etti. Fakat Ağar’ın valilik yaptığı dönemde firari bir sanığın nikah şahitliğini yapması her zaman konuşuldu. Ağar’ın iktidardaki AKP-MHP blokunda İçişleri Bakanı olarak görev yapan Süleyman Soylu’yla da ilişkisi olduğu ileri sürülüyor.