Diyarbakır’da tutuklanan 15 gazeteciye ilişkin raporda suçlamaların delilsiz olduğu ve mesleki faaliyetlerin ‘suç’ sayıldığı kaydedildi. Raporda gazetecilerin kopyala yapıştır iddianameyle tutuklandığı kaydedildi.

Kopyala yapıştır sonra da tutukla!

HABER MERKEZİ

Diyarbakır'da tutuklanan gazetecilere yönelik Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın hazırladığı rapora göre dosyada suçlamayla ilişkili delil yok, gazeteciler kopyala-yapıştır kararlarla tutuklandı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 8 Haziran’da yapılan ev baskınlarında 19’u gazeteci, 2’si basın çalışanı, biri yurttaş olmak üzere 22 kişi gözaltına alındı. Mahkeme, 15 gazeteci ile yapım şirketi muhasebecisi Remziye Temel hakkında tutuklama kararı verdi. 6 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da sürece ilişkin ‘Gazetecilik Yine Suçlama Konusu’ başlıklı bir rapor hazırladı. Rapor, dün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

'YETKİLİLER GÖRÜŞMEDİ’

Gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili araştırma, tespit, görüşmeler ve iddiaların doğruluk kontrollerinin yer aldığı rapor, gazetecilerin avukatları, çalıştıkları kurumların yöneticileri, iş arkadaşları, serbest bırakılanlarla görüşülerek hazırlandı. Raporda, yetkili makamlarla görüşme yapılmak istenmesine rağmen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk ve soruşturma savcısı Nilgün Kürkaya’nın ‘program yoğunluğu’ bahanesiyle randevu vermediği belirtildi.

BELGELER VERİLMEDİ

Raporda yer alan tespitler şöyle sıralandı:

•Gazetecilerin evleri ile çalıştıkları yapım şirketleri ve ajanslara polis baskını gerçekleştirildi. Gazetecilerin kullanımında olan malzemelere el konuldu.

•Soruşturmayla ilgili kısıtlılık kararı alındı. Savcılık ‘arama ve gözaltı faaliyetinin devam ettiği’ gerekçesiyle dosyayı avukatlara vermedi. Bu nedenle dosya hakkındaki bilgiler, deliller ve sevk yazılarından yola çıkılarak anlaşılmaya çalışıldı.

•Gazetecilerin yaptıkları programlar, haber ve söyleşiler mesleki faaliyetlerden ibaret.

‘SUÇLAMAYA DELİL YOK’

•Suçlama konusu edilen program ve içerikler ile tutuklanan gazetecilerin ilgisine dair herhangi bir delil ya da bulguya yer verilmedi.

•İddia konusu olan ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasına yönelik delil olmadığı da belirtilen raporda, *Gazeteciler kopyala-yapıştır kararlarla tutuklandı.

Raporda şöyle denildi: Gazetecileri tutuklama ya da gözaltına alma devlet hafızasının, politikasının sürekliliğinin bir devamıdır. Soruşturma dosyası, basın özgürlüğünün yanı sıra özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edilmesinin son örneği. Mevcut haliyle Diyarbakır’da gazetecilerin tutuklanması, siyasi saiklerle yargı tacizine maruz kalması, basın özgürlüğüne ve yasalara aykırı.

Raporun sonuç kısmında ise şu ifadeler yer aldı: “Yaşanan her şey hem var olanın hem de gelecekte herkes için olacakların habercisidir. Bölgedeki gazetecilerin gazetecilik anlayışının da bu tarihsel bağlamdan kopuk, egemen güç merkezli gazetecilik anlayışı ile çatışacağı açıktır. İktidarların, gücü eline geçirmenin kibriyle iddia ettiğinin aksine gazetecilik suç değildir. Mesleki faaliyetler herhangi bir suçlamanın gerekçesi olamaz. Hiçbir somut eylem göstermeden sadece çalışılan mecralarla ilgili birtakım dedikodular, söylentiler üzerinden suçlama yapılması ifade ve basın özgürlüğüne aykırıdır.”

***

Halka gerçeği anlatmayı sürdüreceğiz

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tutuklanan gazeteciler için Beyoğlu Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamasyı okuyan Diren Yurtsever, yaşadığı krizden kurtulmak isteyen AKP-MHP iktidarının savaşı, baskıyı ve zor aygıtlarını devreye koyarak toplumu sindirmeyi amaçladığını dile getirdi. İktidarın yürüttüğü politikalara rıza göstermeyen tüm kesimlerin yargı üzerinden kontrol altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Yurtsever, “Mesleğin onuruna ve toplumun haber alma hakkına sahip çıkan başta özgür basın olmak üzere kontrol altına alamadığı basını da sindirmeyi amaçlıyorlar” dedi.

DİSK Basın İş Üyesi Candan Yıldız ise “Gazeteciler Türkiye’nin doğusunda, batısında haber hakkı için mücadele ediyor. Gerçeğin ne olduğunu halka anlatma çabaları karşılığını bulacak” diye konuştu.

***

Yıldız kararı AYM’yi ikiye böldü

Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘askeri casusluk’ suçlamasıyla önceki yıl tutuklanan Gazeteci Müyesser Yıldız’ın başvurusuna ilişkin ‘ihlal yok’ kararı verdi. Ancak başkan ve 3 üyenin şerhiyle AYM bölündü, şerhlerde “Tutuklama kararı hukuksuz, demokratik toplumda kabul edilemez” denildi. Haberleri gerekçe gösterilerek ‘askeri casusluk’ suçlaması yöneltilen Yıldız, 2020’de tutuklandı. Yıldız, haksız tutuklama nedeniyle AYM’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme, Yıldız’ın haklarının ihlal edilmediği yönünde oy çokluğuyla karar aldı. Karara AYM Başkanı Zühtü Arslan ve üyeler Engin Yıldırım, M. Emin Kuz ve Kenan Yaşar muhalefet şerhi koydu. Yıldız’ın milli güvenliğe nasıl zarar vereceğinin ortaya koyulmadığına dikkat çeken AYM Başkanı Zühtü Arslan, tutuklamanın hukuka aykırı olduğunu kaydetti. Arslan, “Tutuklamanın ölçülü olduğu söylenemez. Tutuklamaya konu yazının yayımlanmasının ardından başvurucu hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır” dedi.

***

Polisler bugün hâkim karşısında

İstanbul Taksim’de 31 Mayıs 2014’te haber takibi yapan gazeteci Erdal İmrek’i alı koyan, darbeden ve yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkan 3 polis yıllar sonra hâkim karşısına çıkacak. Anayasa Mahkemesi’nin yaşananlara ilişkin polislerin soruşturulması kararı vermesinin ardından savcılık tarafından iddianame düzenlendi. Tükenmezhaber’in haberine göre iddianamede, o sırada haber takibi yapan Erdal İmrek’in, polislere görevi ile ilgili yeterince bilgilendirmeyi yaptığı halde polislerce görevinin yapmasının engellendiği belirtilerek şüphelilerin üzerine atılı suçlardan yargılanarak cezalandırılmaları talep edildi. Ancak savcılık yıllar sonra hazırlanan iddianamede polislerin ‘basit yaralama’ suçundan yargılanmasını istedi. İmrek’in avukatı ise iddianamede eksik niteleme yapıldığını belirtti. Sanık polisler F.T., İ.H.Y. ve S.K’nin yargılanmasına bugün İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.