Körfez’den önce Gediz temizlenmeli
İzmir Körfezi’nde geçen yıl yaşanan çevre felaketinin yankıları sürerken, Menemen halkı Gediz Nehri’ndeki kirliliğe karşı isyan bayrağını açtı. Çiftçiler ürünlerini sulayamıyor, çocuklar sağlık sorunları yaşıyor, nehirde yaşam tamamen bitti. Bölge halkı, Gediz’in temizlenmesi gerektiğini söylüyor.

İzmir Körfezi’nde yaşanan balık ölümleri ve koku sorunları sonrası kamuoyunun gündemine oturan çevre krizinin merkezinde şimdi de Gediz Nehri var. Menemen Ovası’nın can damarı olan nehir, sanayi atıklarıyla zehir akıtıyor. BirGün olarak bölgeye gittik; çiftçilerle, köylülerle, balıkçılarla konuştuk. Yurttaşlar, Körfez’in temizlenmesi için önce Gediz’in temizlenmesi gerektiğini vurguladı. Bölgeye giderek yurttaşlarla konuştuk.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Tarım Komisyonu Başkan Yardımcısı Erdal Karagöz, Gediz Nehri'nin yalnızca İzmir’i değil, tüm Türkiye’yi etkileyen bir çevre krizinin odağında olduğunu söyledi. “Gediz artık tarımı ve sağlığı tehdit ediyor” diyen Karagöz, ağır metaller içeren sanayi atıklarının nehre kontrolsüz şekilde boşaltıldığını belirtti.
Karagöz, şunları dile getirdi: “MHP ve AKP’li meclis üyelerine söyledim: Gediz Nehri’ni çözelim. Gediz temizlenmeden Körfez temizlenmez… Su analizlerinde ağır metal çıkıyor. Bu su tarımda kullanılamaz. Bunu bakanlıklar da biliyor ama harekete geçmiyorlar. Menemen, öksüz bir çocuk gibi… Annesi babası olmayan, kimsenin ilgilenmediği, kendi haline terk edilmiş bir noktaya getirildi.”
YAŞAM DEĞİL, ÖLÜM DAMARI
Menemenli Mustafa Aydın, çocukluğunda içtiği Gediz suyunun artık yanına bile yaklaşılamayacak hale geldiğini söyledi. Aydın, “Gediz bizim hayat damarımızdı, şimdi ölüm damarımız oldu. Yer altı suları da kirleniyor; sadece nehir değil, bütün yaşam tehdit altında” dedi. Aydın, toplumsal bir çevre mücadelesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
ÇİFTÇİ PERİŞAN
Bölgede 1500 dönümlük arazide ekim yapan Necmi Manavoğlu çaresiz. “Buğday sulayamıyoruz, çünkü su zehirli. Dokunduğumuzda elimiz yara oluyor” diyen Manavoğlu, nehir kirliliğinin tarıma verdiği zarara dikkat çekti.
Aynı acıyı paylaşan çiftçi Fikret Yüksel ise geçen yıl arıtmasız suyla suladığı fidelerin kuruduğunu belirterek “Bütün ürünüm yandı. Maddi kaybımız çok büyük. CİMER’e şikayet ettim, ‘Su temiz’ dediler. Hangi veriye göre temiz?” diye sordu.
NE BALIK VAR NE KURBAĞA
Balıkçılar ise Gediz'deki yaşamın tamamen sona erdiğini söylüyor. Hüseyin Angıç, “Eskiden yılan balığı tutardık, şimdi kurbağa bile yok” derken, Şahin Şapdursun da “Gediz'in ağzına teknelerle yaklaşamıyoruz, koku dayanılmaz” diye konuştu.
Maltepe Mahallesi Muhtarı Cihan Yıldırım ise su kirliliğinin bilimsel verilerle ortada olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bizden örnek aldılar, yüzde 80 oranında ‘kullanılamaz’ çıktı. Hodri meydan… Kameralar önünde tekrar alalım örnekleri. Su bir yıldır sorunlu ve her geçen gün daha da kötüye gidiyor.”