Korkma bağır ben kadınım!

Havva GÜMÜŞKAYA

Öğretmenler için KPSS, güvenlik soruşturması ve bir okula atanmak oldukça zorlu ve stresli bir süreç. Bu süreç tamamlandığında atanan öğretmenler, meslek hayatlarında çok sayıda insan hikâyesinin kahramanı veya tanığı oluyor.

Beş yıldır Urfa Siverek’te görev yapan Çiğdem Öğretmenin meslek hayatının ilk yıllarında bir kız öğrencisi ile yaşadığı hikâye, toplumun her alanında kendini gösteren eril tahakkümün bir çocuğun hayatını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Çiğdem öğretmenin hikâyesi, ortaokulda öğrenim gören bir kız öğrencinin yanına gelip ‘Ben erkek olmak istiyorum’ demesiyle başlıyor.

Kadınların gerek meslek hayatında gerek günlük yaşamda sürekli ikinci plana atıldığını belirten Çiğdem öğretmen, ”Cinsiyetçi söylemlerle savaşmak zorunda kalıyoruz. Uğradığımız haksızlıklar saymakla bitmez” diyor ve ekliyor: "Bunları anlatmak yerine daha umut dolu bir anımı paylaşmak istedim."
Toplumsal cinsiyet rollerinin küçük yaştan itibaren çocuklar üzerindeki etkilerini gözler önüne seren bu hikâyeyi Çiğdem öğretmenden dinleyelim:
“İlk görev yılımda, 10-11 yaşlarındaki bir kız öğrencim kız olmaktan mutsuz olduğunu, elinde olsaydı erkek olmayı tercih edeceğini söyledi. Bunun nedenini sorduğumda futbol oynamak istediğini, güçlü olmak istediğini ama kız olduğu için bunları yapamadığını anlattı. Yani yapmak istedikleri toplumsal cinsiyet kalıbına uymadığı için mutsuzdu. Hayatında ona bunun tam tersini gösterebilecek bir örnek yoktu.

Ben de ona çok başarılı kadın futbolcuların, boksörlerin, bilim insanlarının olduğunu gösterdim. Cinsiyetinin, hayalleri için bir engel olmadığını anlattım. Ona, ‘Küçük Feministin Kitabı’nı hediye ettim. Bir zaman sonra yanıma geldi. Kitabı defalarca okuduğunu ve çok etkilendiğini söyledi. 'Köydeki yaşam çok zor ama yine de başarılı bir kadın olacağım ve benim gibi kız çocuklarına aslında ne kadar güçlü olduklarını anlatacağım' dedi.

Aradan yıllar geçti ve bana bir şiir yolladı. Kendi yazdığı bir şiiri…

Ben
Durma! Yere sağlam bas ayaklarını,
Çiçekler yitirmeyecek artık hayatlarını,
Dik tut düşürme başını, omuzlarını,
Utanmadan bağır, ben kadınım.
İzin verme, hiçe saymasınlar haklarını,
Yalandan bir özür unutturmuyor yaşadıklarını,
Şimdi kulak ver de dinle kadının haykırışlarını,
Korkmadan bağır, ben kadınım!
Kaçırma sakın cesaret kokan bakışlarını,
Bırak artık dur duraksız kaçışlarını,
Duyuyor musun bak gün geçtikçe koparılan çiçeklerin alkışlarını,
Gururla bağır, ben kadınım!
Her hatırladığımda beni gururlandıran bir anıdır bu. Toplumun her alanında baskının çok yoğun hissedildiği bu eril düzende, tek bir kız çocuğunun bile hayatına dokunabilmek, hissetmek çok güzel.
Her alanda kadını ötekileştirmeye çalışanlara karşı mücadele etmekten başka şansımız yok. Direnecek ve değiştireceğiz.
Kadınlar günümüz kutlu olsun.”