Korku filmine bu sefer farklı son

Galatasaray kredisini tamamen bitirmiş halde çıktığı Alanya deplasmanında, 3 puanı son bölümde alarak hayati bir galibiyete uzandı.

Maçın başında arka arkaya gelen Galatasaray gollerini, sarı-kırmızılıların deplasmanda bugüne kadar gösterdiği, iç saha maçlarıyla kıyaslanamayacak derecede kötü performansındaki kıpırdanma sonucunda geldiğini söyleyemeyiz. Rodrigues’in bireysel çabasıyla (ilk yarı boyunca tek olumlu hareketiydi belki de) çıkardığı etkili şut ve geçen haftanın resital golünü atan Mariano’nun yarattığı goller istenen performansa ulaşıldığı anlamına gelmiyor elbet, hatta ikinci golün gelmesinden 5 saniye önce Terim’in takımı kendi sahasının ortasından bir taç kullanıyordu, zira o gol yerleşmiş bir hücumun değil hızlı bir çıkışın sonucunda geldi. Nitekim problemin devam ettiğini hem ilk ve ikinci gol arasında Alanyaspor’un yakaladığı birkaç tehlikeli pozisyondan, hem de Alanyaspor’un golünden ikinci yarının bitişine kadar geçen sürede oynanan etkisiz oyundan anlayabiliriz. Tabii takımın deplasmandaki kronik sorunu olan Belhanda-Feghouli ikilisinin yine ortadan kaybolması yine dertlerden biriydi. Özellikle beklenen-gerçekleşen performans oranı göz önüne alındığında Feghouli’nin oldukça vasat bir sezon geçirdiğini söyleyebiliriz. Cezayirli oyuncu takıma katıldığında hücum gücünün durdurulması imkansız bir seviyeye geldiği dahi söyleniyordu ama gerçekleşen birkaç maçtaki saman alevi performanstan daha fazlası olmadı.

İkinci yarı için söylenecek çok şey yok aslında. Galatasaray katilin kim olduğunun daha ilk yarım saatin sonunda anlaşıldığı korku filmini o kadar oynadı ki deplasmanda, skor 2-2’ye geldiğinde taraftarların hiçbirisi şaşırmamıştır elbette. Hatta maç defalarca Alanyaspor’un kendi lehine çevireceği anlara sahne oldu, ama bu dakikalarda Uruguaylı kaleci kazanılan son şampiyonluğu hatırlatan performansıyla takımını oyunda tuttu. Filmin sonunda Galatasaray bu sefer kurban olmadı ve Mariano-Sinan ikilisinin sahanın 40 metrelik bölümünde topa iki altın dokunuşu ile 3 puana uzandı.

Bu gidiş, Galatasaray lider olsa dahi ligin şampiyonunun son düdüğün çalmadan belli olmayacağı yönündeki görüşü de güçlendiriyor. Fatih Terim, kupa maçından sonra şanslarını iyi kullanamadıkları belirttiği 3 oyuncusunu maçı döndürmesi için sahaya sürdü bir kez daha, bu dahi onun mevcut şartlarda yapabileceklerinin bir sınırı olduğunu gösteriyor. O meşhur “Galatasaray şampiyonluk havasına girerse bırakmaz” inanışının da ciddi ciddi sallandığı bir sezondayız.