Ülkede hukuksuzluklara karşı başlatılan Adalet Yürüyüşü’nün bugün 4. yıldönümü. CHP’li Altıok ve Emre, yürüyüşün AKP’nin kurgusunu bozduğunu aktararak korku iklimine karşı büyük bir tepki olduğunu söyledi.

Korku iklimine karşı tepkiydi

BirGün ANKARA

CHP’li Enis Berberoğlu'nun MİT TIR'ları davasında yargılanıp 25 yıl hapis cezası alması ve tutuklanmasının ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından başlatılan Adalet Yürüyüşü’nün bugün dördüncü yıldönümü. Ülke siyasetinde pek çok kırılma yaratan yürüyüş, Meclis’e hapsolan muhalefeti sokakla buluşturdu. Aradan geçen dört yılın ardından adalete olan ihtiyaç giderek artarken muhalefet partileri ise yine Meclis’teki grup toplantılarına sıkıştı.
Adalet Yürüyüşü sırasında CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Zeynep Altıok, yürüyüş kararını ve sonrasında yaşananları anlattı. Adalet Yürüyüşü’nün ikinci Gezi birlikteliği gibi olduğunu söyleyen Altıok, “Gezi oldu da ne oldu, Adalet Yürüyüşü oldu da ne oldu; diyenler yanılıyor. Bunlar üst üste konulan taşlar gibi. Yerel seçim zaferi, bunun bir sonucu” dedi.


İKTİDAR DA KORKTU

Altıok, Adalet Yürüşü’ne dair şunları söyledi: “Türkiye’de hemen her kesimin mağdur edildiği bir dönemden geçiliyordu. Bir muhalefet partisinin genel başkanları ve milletvekilleri tutuklandı. Hukuksuz değişiklikler yapıldı. Ardından bir milletvekilimizin tutuklanmasına karar verildi. Bu, bardağı taşıran son damla oldu. Tüm bunları değerlendirerek Merkez Yönetim Kurulu’muzda yürüyüş kararını aldık. Uzun süredir baskıcı iktidarın etkisiyle artık toplumun hemen hemen bütün kesimlerine sirayet eden bir mağduriyet vardı. Sürekli usulsüz kararlar alınarak gerçeklerin peşinden gidenler tutuklanıyordu. Genel Başkanımız elinde ‘adalet’ yazılı dövizle yürümeye başladıktan sonra mağdur kesimlerden davetsiz bir katılım gözlendi. Çünkü bu yürüyüş, yaratılmak istenen korku iklimine karşı bir tepkiydi.”

“O dönem yürüyüşü engelleyemeyen iktidarın korkusunu tüm Türkiye gördü çünkü Adalet Yürüyüşü, kitlesel bir eylem olarak çok büyük öneme sahipti” diyen Altıok, şunları dile getirdi: “Büyük maden yürüyüşünden ve Gezi’den sonra en büyük bir araya gelişti. AKP, kendisini değiştirmek yerine ülkeyi değiştirdi. Bu noktada siyaset, en önemli rolü toplumsal farkındalığı oluşturarak sağlayabilir. Farklı bir çözümün var olduğunu hatırlatabilir. Adalet Yürüyüşü buna neden olmuştu. Bundan sonra da her sokağı dolaşarak, ekonomi masaları kurarak, istihdam üzerine çalışmalar yaparak yeni Adalet Yürüyüşü ruhunu oluşturabiliriz. Tıpkı şu an yaptığımız gibi.”

YÜZ YILDA BİR OLUR

Siyaset bilimci CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre ise Adalet Yürüyüşü’nün ülke demokrasi tarihinde yüzyılda bir görülecek bir hareket olduğunu söyledi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, yürüyüş kararı ile baskıcı rejime karşı bir araya gelişin yolunu açtığını söyleyen Emre, şu şekilde konuştu:
“Adalet Yürüyüşü, demokratik cesaret konusunda büyük bir öneme sahip. Demokrasi arayan kesimlere güven aşıladı. Hiçbir şeyin sona ermediğini gösterdi. Çok karanlık bir dönemdi. Mühürsüz oy pusulaları ile bir hukuksuzluk ilan edildi. Hemen bunun üzerine milletvekilimiz tutuklandı. Bunların oluşturduğu ‘Türkiye nereye gidiyor’ düşüncesi yeni karanlıkların habercisiydi. Sonra tüm ülkeye demokratik cesaret aşılayan yürüyüş kararı alındı.”

AKP ARTIK KALMADI

AKP diye bir partinin kalmadığına dikkat çeken Emre, “Bugün ‘AKP’li olmak’ belli bir program için mücadele anlamına gelmiyor. ‘Erdoğan’ın seçimlerde ihtiyaç olduğu makine’ haline gelmiş bir partiden söz ediyoruz. Adalet Yürüyüşü bu nedenle AKP’yi etkilememiştir. Ama seçmenini son derece etkilemiştir. Hatta bunun da ötesine geçmiştir. AKP seçmeni, o dönemde yaşanan adaletsizlikleri açıkça gördü. O süreçten sonra AKP’den ayrılanlar yeni partiler kurdu. Tabanlarında olan rahatsızlıkların açıklıkla görülmesine neden olduk” şeklinde konuştu.

Emre sözlerini şöyle sonlandırdı: “Siyasal hayatta oyunu kökten değiştirmeye dönük böylesine hareketler her gün olmaz. Türkiye demokrasi tarihi içerisinde Adalet Yürüyüşü’nün bir benzeri de yok. Buradaki olay, toplumun derinlerinde bulunan hissiyata nüfus etme olayıdır. Adaletsizliklerin yarattığı travmaları gün yüzüne çıkarttık. Şimdi başka yollarla bunu yapmaya devam ediyoruz.”

***

Neler yaşandı?

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından yaşananları fırsata çeviren iktidar, ülkeyi OHAL adı altında baskıcı ve keyfi kararlarla yönetmeye başladı. Güvenlikçi uygulamalar çerçevesinde CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından 14 Haziran 2017'de toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş kararı alındı. Adalet Yürüyüşü’nün ardından Berberoğlu cezaevinden çıkarken ülkedeki adalet arayışı ise iktidarın tartışmalı uygulamaları nedeniyle her geçen gün daha da arttı. 15 Haziran 2017’de, Ankara Güvenpark’ta başlayan yürüyüş, 25 gün sürdü. Çoğunlukla sıcak hava altında gerçekleşen yürüyüş boyunca 430 kilometre yol kat edildi. Yürüyüşe çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü, meslek odası ve derneğin yanı sıra on binlerce yurttaş da eşlik etti. Yürüyüş anında kalp krizi geçiren bir yurttaş, hayatını kaybetti. CHP’nin Adalet Yürüyüşü’ne çok sayıda müdahale ve provokasyon girişimi de oldu. Kızılcahamam’a giriş öncesi tehdit edilen yürüyüş kortejinin önüne Düzce’de gübre döküldü. Kaynaşlı'daki Köroğlu Tesisleri’nin suyu, tam da kortejin orada bulunduğu sırada AKP'li belediye tarafından kesildi. Yürüyüş güzergâhı üzerine mermi de bırakıldı. Yüzlerce kilometre yol kat eden kitle, Adalet Yürüyüşü'nü İstanbul Maltepe’de noktaladı. Maltepe sahil alanında gerçekleştirilen Adalet Mitingi’ne yaklaşık iki milyon yurttaş katıldı.